Bu dünyada ibadet ettiği halde nedense çoğu kişi mutluluğu yaşayamamakta. Acaba mutluluk sadece ahirette mi yaşanacaktır? Bu dünyada da mutlu olmak olabilir mi?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mutluluk » Bu dünyada ibadet ettiği halde nedense çoğu kişi mutluluğu yaşayamamakta. Acaba mutluluk sadece ahirette mi yaşanacaktır? Bu dünyada da mutlu olmak olabilir mi?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bu dünyada ibadet ettiği halde nedense çoğu kişi mutluluğu yaşayamamakta. Acaba mutluluk sadece ahirette mi yaşanacaktır? Bu dünyada da mutlu olmak olabilir mi?

Gayet tabiî olabilir ve nefsinizin kalbindeki afetlerin yüzdesiyle sizin mutluluğunuz arasında mutlak bir ilişki söz konusudur.

Sevgili kardeşlerim! Kim mutlu olmak istiyorsa nefsinin afetlerine hükmetmeyi öğrenmek mecburiyetindedir. Bu ise nefsinin kalbindeki afetleri adım adım yok etmekle mümkündür. Bunu gerçekleştirecek faktör ise sadece zikirdir. Başka ibadetlerin bu istikamette, zikir kadar tesiri olmaz. Çünkü zikir nefsinizin kalbindeki afetleri yok eden bir hüviyet taşır. Nefsinizin kalbindeki afetler yüzde ne kadar yok olmuşsa, sizin mutluluğunuz yüzde o kadar artmıştır.

Bütün insanlar bir nefsle bir ruhla vardırlar. Yani kişi doğduktan sonra Allahû Tealâ ona ruhundan üfürür. Öyleyse bu üfürülen ruhla beraber kişinin nefsi bir bütün teşkil eder. Nefs afetlerle doludur. Ruh hasletlerle doludur.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın dizaynına baktığımız zaman, insanları iki ayrı cepheden farklı hedeflere götüren iki tane faktör bunlar. Birisi mutluluğu ifade eder, birisi mutsuzluğu. Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın emirlerini yaptığınız her olayda mutluluğu yaşarsınız. Ama ne zaman nefsinizin afetleri devreye girer de o afetlerin istediği hüviyette, biçimde davranış biçimleri sergilerseniz, o zaman nefsinize yenildiniz demektir. Nefsiniz, afetleri sebebiyle başkalarına zarar veren hüviyetler taşıyabilir. Zaten afetler; öfke, kin, kıskançlık, haset, isyan, iptilalar her biri ayrı bir afettir. 19 afet ve 19 haslet iki tane ayrı bütünü teşkil eder.

Sevgili kardeşlerim! Hepiniz için Allahû Tealâ’nın istediği şey sizlerin mutlu olmanız. Ama bu mutluluğu bedava yaşayamazsınız. Her şeyin bir bedeli vardır. Mutlu olmanız için nefsinizin afetlerine onlarla mücadele ederek hâkim olmak mecburiyetindesiniz. Bunun en büyük anahtarı, en büyük ilacı zikirdir. Zikir seviyenizle mutluluğunuz arasında bu açıdan bir bütün muhteva yaşanır. Sevgili kardeşlerim! Yapmanız lâzım gelen şey nefsinizin afetlerine uymak değil ruhunuzun hasletlerini devreye almaktır. Zikriniz arttıkça bunun otomatik olarak gerçekleşeceğini göreceksiniz. Zikriniz arttıkça nefsinizin kalbindeki afetler azalacaktır. Azalınca ruhunuzun hasletleri adım adım diğerlerine nazaran daha güçlü, daha güçlü, daha güçlü olacaktır. Yani afetlere göre ve zikir afetleri yok ettikçe onların yerini hasletler alacaktır. Bu ise sizin Allah yolunda devamlı mesafe kat etmenizi ve hedeflere adım adım ulaşmanızı temin eder.

Allah razı olsun.

Benzer konular