Mulk 8, 9, 10 âyetlerine göre, cehenneme giden insanların Allah'a ulaşmayı dileme davetine icabet etmedikleri için En’âm 48'e göre uyarılamayanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Nezir » Mulk 8, 9, 10 âyetlerine göre, cehenneme giden insanların Allah'a ulaşmayı dileme davetine icabet etmedikleri için En’âm 48'e göre uyarılamayanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Mulk 8, 9, 10 âyetlerine göre, cehenneme giden insanların Allah'a ulaşmayı dileme davetine icabet etmedikleri için En’âm 48'e göre uyarılamayanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?

6/EN'ÂM-48: Ve mâ nursilul murselîne illâ mubeşşirîne ve munzirîn(munzirîne), fe men âmene ve asleha fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Biz resûlleri “uyarıcılar ve müjdeleyiciler” olmaktan başka (bir şey için) göndermeyiz. Artık kim âmenû olur (Allah’a ulaşmayı dilerse) ve ıslâh olursa (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaparsa) artık onlara korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.


Mulk Suresinin 8., 9., 10. âyet-i kerimeleri:

67/MULK-8: Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr(nezîrun).
(Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Oraya herbir grup atılışında onun (cehennemin) bekçileri onlara: “Size nezir (uyarıcı) gelmedi mi?” diye sordu.


(Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Oraya herbir grup atılışında onun (cehennemin) bekçileri onlara: “Size nezir (uyarıcı) gelmedi mi?” diye sordu.

tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzı): Cehennem nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur.
kullemâ ulkıye fîhâ fevcun: Her bir grup cehenneme atıldığında.
seelehum hazenetuhâ: Cehennem bekçileri onlara sual ederler.
e lem ye’tikum nezîr(nezîrun): “Size nezir gelmedi mi (Sizi uyaran nezir gelmedi mi)?
 
67/MULK-9: Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin).
Onlar (cehenneme atılanlar) dediler ki: “Evet, bize nezir gelmişti. Fakat biz onu yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz, dedik.”


kâlû belâ: Derler ki: “Evet, geldi.
kad câenâ nezîrun: Bize nezir geldi.
fe kezzebnâ: “Biz onu yalanladık.”
ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey’(şey’in): Biz dedik ki: “Allah hiçbir şey indirmemiştir.”
in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin): Ve siz büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.

67/MULK-10: Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri).
Ve: “Eğer biz işitmiş veya akıl etmiş olsaydık, alevli ateş halkı arasında olmazdık.” dediler.


ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na’kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri): Eğer biz işitmiş veya akıl etmiş olsaydık, bu ateş ehlinin içinde mi olurduk (içinde de olur muyduk hiç)?

Bu insanlar (cehenneme giden bu insanlar) kim? Allah'a ulaşmayı dilemeyenler. Nereden anlıyoruz? Gözleri kör, kulakları sağır, kalpleri idraksiz; akıl etmiyorlar. Akıl etselerdi onların da söyledikleri gibi gidecekleri yer mutlaka cennet olacaktı. Çünkü Allah'a ulaşmayı dileyeceklerdi.

“Mulk Suresinin 8., 9., 10. âyet-i kerimelerine göre, cehenneme giden insanların Allah'a ulaşmayı dileme davetine icabet etmedikleri için En’am Suresinin 48. âyet-i kerimesine göre uyarılamayanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Evet, açıkça onlar uyarılamayanlar. Yani ne yapılmış onlar? İkaz edilmişler, uyarılmışlar. Ve cehenneme gittiklerine göre, uyarılanlar arasında oldukları kesin. Uyarılıp, uyarıya icabet etmedikleri kesin.

Benzer konular