Hûd Suresinin 29. âyet-i kerimesine göre, Allah'a mülâki olacak olanların Allah'a ve Allah'a ulaşmaya kesin bir şekilde îmân edenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Hûd Suresinin 29. âyet-i kerimesine göre, Allah'a mülâki olacak olanların Allah'a ve Allah'a ulaşmaya kesin bir şekilde îmân edenler olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hûd Suresinin 29. âyet-i kerimesine göre, Allah'a mülâki olacak olanların Allah'a ve Allah'a ulaşmaya kesin bir şekilde îmân edenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Evet söyleyebiliriz. Hûd Suresinin 29. âyet-i kerimesi:
 
11/HÛD-29: Ve yâ kavmi lâ es’elukum aleyhi mâlâ(mâlen), in ecriye illâ alâllâhi ve mâ ene bi târidillezîne âmenû, innehum mulâkû rabbihim ve lâkinnî erâkum kavmen techelûn(techelûne).
Ve ey kavmim! Buna (tebliğ ettiğim şeylere) karşılık sizden mal olarak (bir şey) istemiyorum. Eğer ücretim (ecrim) varsa ancak Allah’a aittir. Ve ben âmenû olanları (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) tardedecek (uzaklaştıracak, kovacak) değilim. Muhakkak ki onlar, Rab’lerine mülâki olacaklar (ulaşacaklar). Ve lâkin ben, sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum.


ve yâ kavmi lâ es’elukum aleyhi mâlâ(mâlen): Ey kavmim! Ben sizden mal istemiyorum.
in ecriye illâ alâllâhi: Benim ecrim (ücretim) Allah'a aittir (Sadece Allah'a aittir).
ve mâ ene bi târidillezîne âmenû: Ve ben bu âmenû olanları kovamam.
innehum mulâkû rabbihim: Onlar muhakkak ki (kesinlikle, mutlaka) Rab'lerine mülâki olacaklardır. (Kimmiş bunlar? Âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler). Mutlaka Rab’lerine mülâki olacaklardır (ulaşacaklardır). Ruhlarını Allah'a ulaştıracaklardır ölmeden evvel.)
ve lâkinnî erâkum kavmen techelûn(techelûne): Ve lâkin ben, sizi cahil bir kavim olarak görüyorum.

“Hûd Suresinin 29. âyet-i kerimesine göre, Allah'a mülâki olacak olanların Allah'a ve Allah'a ulaşmaya kesin bir şekilde îmân edenler olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Elbette. “innehum mulâkû rabbihim: Onlar Allah'a muhakkak ki ulaşacaklardır.”

Âyet-i kerime, âmenû olanların mutlaka Allah'a ulaşacaklarını söylüyor. Yalnız âyette, Allah’a ulaşmayı dileyenlerin Allah'a ulaşacağı kesimi var.

“Allah'a mülâki olacak olanların Allah'a ve Allah'a ulaşmaya kesin bir şekilde îmân edenler olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Bu âyette bu yazmıyor. Bu âyette yazan:
 
“Âmenû olanları uzaklaştıracak (kovacak) değilim (kovamam). Muhakkak ki onlar, Rab’lerine mülâki olacaklar.”

Bu onların açıklaması değil. Bu Hz. Nuh’un açıklamasıdır. Ama Hz. Nuh’un açıklamasını da onlarınki gibi düşünebilir kardeşimiz. Yalnız tam olarak ifade etmiyor âyet-i kerime. Ü

Âyet-i kerime Hz. Nuh’un açıklamasını ifade ediyor. Allah'a da Allah'a ulaşmaya da onlar mutlaka inanmışlar ki ruhlarını Allah'a ulaştıracaklar. “Allah’a ulaşmayı dileyenlerin hepsi, ruhlarını mutlaka Allah'a ulaştırırlar.” Âyet bu.

“Allah'a mülâki olacak olanların Allah'a ve Allah'a ulaşmaya kesin şekilde îmân edenler olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Bu âyete göre hayır. Bu âyete göre bunu söyleyemeyiz ama onların bu inancın sahibi olduğunu söyleyebiliriz. Onların mutlaka Allah'a ulaşacağını söyleyen Hz. Nuh’dur.

Âyet, kelime yapısı itibariyle bunu vermiyor. Ama şunu biliyoruz ki; kim Allah’a ulaşmayı dilemiş ise Bakara Suresinin 46. âyet-i kerimesine göre o, kesin şekilde Allah'a ulaşacağına inanan biridir.

2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab’lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.

Benzer konular