A'râf Suresinin 27. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Şeytan » A'râf Suresinin 27. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'râf Suresinin 27. âyet-i kerimesini açıklar mısınız?

A'râf Suresinin 27. âyet-i kerimesi:

7/A'RÂF-27: Yâ benî âdeme lâ yeftinennekumuş şeytânu kemâ ahrace ebeveykum minel cenneti yenziu anhumâ libâsehumâ li yuriyehumâ sev’âtihimâ innehu yerâkum huve ve kabîluhu min haysu lâ terevnehum innâ cealnâş şeyâtîne evliyâe lillezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).
Ey Âdemoğulları! Şeytan, sizin ebeveyninizi (anne ve babanızı), onların ayıp yerlerinin görünmesi için elbiselerini soyarak, cennetten çıkardığı gibi sakın sizleri de fitneye düşürmesin. Muhakkak ki; o ve onun kabilesi (topluluğu), sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Muhakkak ki; Biz şeytanları mü’min olmayanlara dost kıldık.


“Ey Âdemoğulları! Şeytan, sizi ve anne babanızı, onların ayıp yerlerinin görünmesi için elbiselerini soyarak, cennetten çıkardığı gibi sakın sizleri de fitneye düşürmesin.”

lâ yeftinennekumuş şeytânu: Şeytan sakın sizi de fitneye düşürmesin.
 
Ta Âdem (A.S) zamanında, “Annenizi de babanızı da önce cehenneme sevk etmeyi başardığı gibi.” diyor.
Ve bu A'râf Suresinin 27. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ: “Muhakkak ki o ve onun kabilesi (topluluğu), sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler.” diyor. Ve âyet şöyle bitiyor: “Muhakkak ki Biz, şeytanı mü’min olmayanlara dost kıldık. Allah’a ulaşmayı dilemeyenlere dost kıldık.”

Şeytanın adımlarına tâbî olanlar kimlerdir? Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerdir.

Dileselerdi ne olacaktı? Zumer Suresinin 17. âyet-i kerimesine göre şeytanın dostu olmaktan kurtulacaklardı, Allah’ın dostu olacaklardı. “Biz şeytanları mü’min olmayanlara dost kıldık.” diyor Allahû Tealâ.

Öyleyse açıklama net olarak geliyor. Allahû Tealâ’nın dostları kimdir? Mü’minlerdir.

İşte Allahû Tealâ Bakara Suresinin 257. âyet-i kerimesinde diyor ki:
 
2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilân nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Allah, âmenû olanların (Allah’a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır. Ve kâfirlerin dostları taguttur (onlar, şeytanı dost edinirler, şeytan kimseye dost olmaz), onları (onların nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çıkarırlar. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır.


allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri): Allah âmenû olanların, Allah’a ulaşmayı dileyen mü’minlerin dostudur; onları zulmetten nura çıkarır.
vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu: Kâfirlerse, tagutun (insan ve cin şeytanların) ve dolayısıyla da şeytanın dostlarıdır.

Öyleyse şeytanlar mü’min olmayanların yani kâfirlerin dostudur. İnsan ve cin şeytanlar ve bizatihi şeytan şeytanlar…

Benzer konular