İblis karanlıklar âleminde neyi, nasıl, nereye kadar kuşatıyor? Gücü nedir? İblisin âlemi, yaratılan âlemler içinde nerededir? Gerçeğin sizlerde olduğunu hissediyorum.
Anasayfa » Ana Sayfa » Zahiri Âlem » İblis karanlıklar âleminde neyi, nasıl, nereye kadar kuşatıyor? Gücü nedir? İblisin âlemi, yaratılan âlemler içinde nerededir? Gerçeğin sizlerde olduğunu hissediyorum.
İblis karanlıklar âleminde neyi, nasıl, nereye kadar kuşatıyor? Gücü nedir? İblisin âlemi, yaratılan âlemler içinde nerededir? Gerçeğin sizlerde olduğunu hissediyorum.
Şeytan yapısı gereği (-) negatifi ifade eder, nefsimizi kullanıp bize olumsuz her düşünce ve pratiği uygulama alanı yaratıyor. İnsandaki tezahürleri pratikte böyle görünüyor.Allah’tan hariç yaratılan her şey çift yaratılmıştır deniyor. Maddî âlem hem kendisini hem de görünmeyen karşıtını oluşturmuş.Yani zıtların birlikteliği söz konusu.Yani şeytan da negatiflik pozitiflik karşıtı olarak maddî âlemin yaratılış formatında olmazsa olmaz bir koşul veya zorunluluk mudur? Maddî anlamda varsayım olarak böyle sıfır bir dengeyi sağladığını düşünsem de insanda bütünsel anlamda böyle bir dengeyi sağlamıyor. İnsan terazinin kefesinde negatif olanı tartıp uyguluyor. Bunu neden yaptığını, nasıl olduğunu da anlayamıyor. Maddenin nefsi yok ama insanın var. İnsan büyüdükçe bu denge giderek bozulmakta. Yoksa şeytan gerçekten ruhi bir şahsiyet midir? Yüce Allah içten ve dıştan her şeyi kuşatıyor dediniz, ben de buna gönülden katılıyorum. İblis karanlıklar âleminde neyi, nasıl, nereye kadar kuşatıyor? Gücü nedir? İblisin âlemi yaratılan âlemler içinde nerededir? Gerçeğin sizlerde olduğunu hissediyorum.
Evet, şeytan nefsimizin afetleriyle temaslıdır, sadece onlara tesir edebilir. O da talep eder sadece onlardan, onlar da talebe icabet ederler. Neden? Çünkü nefsimizin afetleri Allah’ın emirlerinin yapılmaması istikametinde geçerlidir. Yani nefsimizin afetleri Allah’ın emirlerinin yapmak istemez, şeytan da Allah’ın emirlerinin yapılmasını istemez. Nefsimizin afetleri Allah’ın yasak ettiklerini işlemek ister, şeytan da Allah’ın yasak ettiklerini emreder. Yani talebi nefsimizin afetlerine %100 paralel olduğu için nefsimizi başlangıçta kolayca kandırıp negatif işlevlerde bulundurabilir. Böyle bir şey için teklif etmesi yeterlidir, zaten nefsimiz de ona göre yaratılmıştır.
“İnsandaki tezahürleri pratikte böyle görünüyor.” Doğru.
“Allah’tan hariç yaratılan her şey çift yaratılmıştır.” Allah’tan hariç yaratılan her şey? Allah yaratandır, öyleyse zaten Kendisi hariçtir. Peki, Allah’ın yarattığı her şey diyelim. Biz bu cümlenin hüviyetine girmeyelim.
“Çift yaratılmıştır deniyor.” Allahû Tealâ’nın yarattığı muhtevaya baktığımız zaman iki tane âlem görmüyoruz. Altı tane âlem görüyoruz, yedincisiyse yokluk. Zahirî âlemi görüyoruz, fizik vücudumuzun âlemi. Onun karşıtı olan berzah âlemini görüyoruz. Cinlerin yaşamakta olduğu gayb âlemini görüyoruz. Onların nefslerinin gittiği, nefslerinin barındığı, onların berzah âlemini görüyoruz, dört oldu. Emr âlemini görüyoruz, Allah’a doğru ulaştıran 7 tane kat. Zülmanî âlemi görüyoruz, şeytanın ve ona dayalı olanların muhtevasında bulunduğu âlem.
“Maddî âlem hem kendisini hem de görünmeyen karşıtını oluşturmuş.” Evet, zahirî âlem ve onun karşıtı olan berzah âlemi.
“Yani zıtların birlikteliği söz konusu.” Evet.
“Yani şeytan da negatiflik pozitiflik karşıtı olarak maddî âlemin yaratılış formatında olmazsa olmaz bir koşul veya zorunluluk mudur?” Hayır. Sadece fizik âlemin ötesinde şeytanın âlemi yok, şeytanın âlemin zemin katın 7 kat aşağısına kadar iner. Rabbani âlemse zemin kattan 7 kat yukarıya, Allah’a kadar geçen devreyi ifade eder. Şeytanın yaşadığı safha, yaşadığı âlem ve zülmanîlerin yaşadığı âlem Rabbani âlemin, emr âleminin karşıtıdır. Nefsizimin yaşadığı âlem, fizik vücudumuzun yaşadığı âlemin karşıtıdır, cinlerin yaşadığı âlemin karşıtında da cinlerin berzah âlemi vardır. Üç asıl üç gün, üç onların karşıtı ikinci üç gün, altı yönde Allah kâinatı yaratmıştır, üç asıl üç zıt olarak. 7’incisi de var mıdır? Yokluk.
“Maddî anlamda varsayım olarak böyle sıfır bir dengeyi sağladığını düşünsem de…” Her âlem karşılıklı denge sağlar, sıfır dengeyi düşünmen doğrudur. ,
“İnsanda bütünsel anlamda böyle bir dengesi sağlamıyor.” Sağlıyor. İnsanda da nefs var ve ruh var. Ruh pozitifi ifade eder, nefs negatifleri ifade eder. Ruhumuzun kalbi %100 pozitiflerle doludur, nefsimizin kalbi %100 negatiflerle doludur. Nefs ve ruh birbirinin zıddı olarak yaratılmıştır ve nefse Allahû Tealâ ruh gibi olma emrini vermiştir. “Biz nefsi bir ahseni takvim içinde yarattık. Bir zaman parçasında, bir takvimde ahsene ulaşabilecek olan bir özellikle yarattık. Sonra onu efseli sâfilîne devrettik, gönderdik.” diyor. Neden? Nefs Allah’ın emirlerini yerine getirmediği için.
“İnsan terazinin kefesinde negatifi tartıp uyguluyor.” Evet, negatif olanı uyguluyor.
“Bunu neden yaptığını, nasıl olduğunu da anlayamıyor.” O da doğru, şeytan insana hiç hissettirmez, devamlı bir ses konuşur içinizde sizi negatife çeken, işte o şeytanın sesidir. Devamlı sizin kendi sesinizmiş gibi sizi negatife, Allah’ın yasaklarını işlemeye ve emrettiklerini yapmamaya davet eder. Anlamaması normaldir, haklıdır kardeşimiz.
“Maddenin nefsi yok ama insanın var.” Maddenin nefsi yok ama maddenin karşıtı var. Yani madde denilen şey elektronlarla karşıt elektronlardan oluşuyor. Tıpkı nefsle ruhun birbirinin karşıtı olması gibi.
“İnsan büyüdükçe bu denge giderek bozulmakta.” Aslında bozulmayabilir. Doğru yolu seçerse kişi, denge giderek güzelleşir ve denge o kişiyi muhteşem bir mutluluğa ulaştırır. O kişi Allah’a ulaşmayı dilerse, buradan başlayan bir güzellik nefs tezkiyesi boyunca giderek artan mutluluğa götürür kişiyi.
“Yoksa şeytan gerçekten ruhi bir şahsiyet midir?” Hayır, nefsi bir varlık. Bir şahsiyet kelimesini yakıştıramıyorum şeytana, nefsi bir varlık. Ve sadece fizik vücudu ve nefsi var, ruhu yok. Bu sebeple sadece kötülüğe çalışan bir dizayn içerisinde. Cinler de başlangıçta öyle ama nefslerini tezkiye eden cinler, temizleyebilen cinler Allah’ın dostları, evliyaları olabiliyor. Cinler de şeytanlar gibi dumansız ateşten yani enerjiden yaratılmıştır. Öyleyse neye benzer? İnsana benzer, kısmen.
“Yüce Allah içten ve dıştan her şeyi kuşatıyor dediniz, ben de buna gönülden katılıyorum.” Allahû Tealâ kâinatı ilmiyle ve rahmetiyle kuşatıyor. Hem içten hem dıştan değil, kuşatımı yarattığı bütün âlemler için geçerlidir. 6 âlem iç içe aynı boyutları paylaşır. Aynı hacmi paylaşır, aynı hacmin içinde 6 tane âlem iç içe mevcuttur.
“İblis karanlıklar âleminde neyi, nasıl, nereye kadar kuşatıyor?” Hiçbir yeri kuşatmıyor. O sadece kendi vücudunun bulunduğu kesimi kuşatıyor. Kuşatabildiği hiçbir alan mevcut değil.
“Gücü nedir?” Yoktur gücü. Sadece teklif eder, nefsimizin afetleriyle onun teklifleri aynı paralelde olduğu için nefsimiz kabul eder.
“İblisin âlemi yaratılan âlemler içinde nerededir?” Zülmanî âlem, zemin katın 7 kat altına kadar uzanır.
“Gerçeğin sizlerde olduğunu hissediyorum.” diyor, kardeşimiz. Hay Allah razı olsun. Gerçek bizlerde. Sebebi de bu gerçekleri Allah’tan almamızdır.
“İnsandaki tezahürleri pratikte böyle görünüyor.” Doğru.
“Allah’tan hariç yaratılan her şey çift yaratılmıştır.” Allah’tan hariç yaratılan her şey? Allah yaratandır, öyleyse zaten Kendisi hariçtir. Peki, Allah’ın yarattığı her şey diyelim. Biz bu cümlenin hüviyetine girmeyelim.
“Çift yaratılmıştır deniyor.” Allahû Tealâ’nın yarattığı muhtevaya baktığımız zaman iki tane âlem görmüyoruz. Altı tane âlem görüyoruz, yedincisiyse yokluk. Zahirî âlemi görüyoruz, fizik vücudumuzun âlemi. Onun karşıtı olan berzah âlemini görüyoruz. Cinlerin yaşamakta olduğu gayb âlemini görüyoruz. Onların nefslerinin gittiği, nefslerinin barındığı, onların berzah âlemini görüyoruz, dört oldu. Emr âlemini görüyoruz, Allah’a doğru ulaştıran 7 tane kat. Zülmanî âlemi görüyoruz, şeytanın ve ona dayalı olanların muhtevasında bulunduğu âlem.
“Maddî âlem hem kendisini hem de görünmeyen karşıtını oluşturmuş.” Evet, zahirî âlem ve onun karşıtı olan berzah âlemi.
“Yani zıtların birlikteliği söz konusu.” Evet.
“Yani şeytan da negatiflik pozitiflik karşıtı olarak maddî âlemin yaratılış formatında olmazsa olmaz bir koşul veya zorunluluk mudur?” Hayır. Sadece fizik âlemin ötesinde şeytanın âlemi yok, şeytanın âlemin zemin katın 7 kat aşağısına kadar iner. Rabbani âlemse zemin kattan 7 kat yukarıya, Allah’a kadar geçen devreyi ifade eder. Şeytanın yaşadığı safha, yaşadığı âlem ve zülmanîlerin yaşadığı âlem Rabbani âlemin, emr âleminin karşıtıdır. Nefsizimin yaşadığı âlem, fizik vücudumuzun yaşadığı âlemin karşıtıdır, cinlerin yaşadığı âlemin karşıtında da cinlerin berzah âlemi vardır. Üç asıl üç gün, üç onların karşıtı ikinci üç gün, altı yönde Allah kâinatı yaratmıştır, üç asıl üç zıt olarak. 7’incisi de var mıdır? Yokluk.
“Maddî anlamda varsayım olarak böyle sıfır bir dengeyi sağladığını düşünsem de…” Her âlem karşılıklı denge sağlar, sıfır dengeyi düşünmen doğrudur. ,
“İnsanda bütünsel anlamda böyle bir dengesi sağlamıyor.” Sağlıyor. İnsanda da nefs var ve ruh var. Ruh pozitifi ifade eder, nefs negatifleri ifade eder. Ruhumuzun kalbi %100 pozitiflerle doludur, nefsimizin kalbi %100 negatiflerle doludur. Nefs ve ruh birbirinin zıddı olarak yaratılmıştır ve nefse Allahû Tealâ ruh gibi olma emrini vermiştir. “Biz nefsi bir ahseni takvim içinde yarattık. Bir zaman parçasında, bir takvimde ahsene ulaşabilecek olan bir özellikle yarattık. Sonra onu efseli sâfilîne devrettik, gönderdik.” diyor. Neden? Nefs Allah’ın emirlerini yerine getirmediği için.
“İnsan terazinin kefesinde negatifi tartıp uyguluyor.” Evet, negatif olanı uyguluyor.
“Bunu neden yaptığını, nasıl olduğunu da anlayamıyor.” O da doğru, şeytan insana hiç hissettirmez, devamlı bir ses konuşur içinizde sizi negatife çeken, işte o şeytanın sesidir. Devamlı sizin kendi sesinizmiş gibi sizi negatife, Allah’ın yasaklarını işlemeye ve emrettiklerini yapmamaya davet eder. Anlamaması normaldir, haklıdır kardeşimiz.
“Maddenin nefsi yok ama insanın var.” Maddenin nefsi yok ama maddenin karşıtı var. Yani madde denilen şey elektronlarla karşıt elektronlardan oluşuyor. Tıpkı nefsle ruhun birbirinin karşıtı olması gibi.
“İnsan büyüdükçe bu denge giderek bozulmakta.” Aslında bozulmayabilir. Doğru yolu seçerse kişi, denge giderek güzelleşir ve denge o kişiyi muhteşem bir mutluluğa ulaştırır. O kişi Allah’a ulaşmayı dilerse, buradan başlayan bir güzellik nefs tezkiyesi boyunca giderek artan mutluluğa götürür kişiyi.
“Yoksa şeytan gerçekten ruhi bir şahsiyet midir?” Hayır, nefsi bir varlık. Bir şahsiyet kelimesini yakıştıramıyorum şeytana, nefsi bir varlık. Ve sadece fizik vücudu ve nefsi var, ruhu yok. Bu sebeple sadece kötülüğe çalışan bir dizayn içerisinde. Cinler de başlangıçta öyle ama nefslerini tezkiye eden cinler, temizleyebilen cinler Allah’ın dostları, evliyaları olabiliyor. Cinler de şeytanlar gibi dumansız ateşten yani enerjiden yaratılmıştır. Öyleyse neye benzer? İnsana benzer, kısmen.
“Yüce Allah içten ve dıştan her şeyi kuşatıyor dediniz, ben de buna gönülden katılıyorum.” Allahû Tealâ kâinatı ilmiyle ve rahmetiyle kuşatıyor. Hem içten hem dıştan değil, kuşatımı yarattığı bütün âlemler için geçerlidir. 6 âlem iç içe aynı boyutları paylaşır. Aynı hacmi paylaşır, aynı hacmin içinde 6 tane âlem iç içe mevcuttur.
“İblis karanlıklar âleminde neyi, nasıl, nereye kadar kuşatıyor?” Hiçbir yeri kuşatmıyor. O sadece kendi vücudunun bulunduğu kesimi kuşatıyor. Kuşatabildiği hiçbir alan mevcut değil.
“Gücü nedir?” Yoktur gücü. Sadece teklif eder, nefsimizin afetleriyle onun teklifleri aynı paralelde olduğu için nefsimiz kabul eder.
“İblisin âlemi yaratılan âlemler içinde nerededir?” Zülmanî âlem, zemin katın 7 kat altına kadar uzanır.
“Gerçeğin sizlerde olduğunu hissediyorum.” diyor, kardeşimiz. Hay Allah razı olsun. Gerçek bizlerde. Sebebi de bu gerçekleri Allah’tan almamızdır.
