Mu’min 56 ve Yûnus 39'a göre Allah’ın âyetleri hakkında bir sultan olmaksızın mücâdele etmekle sahip olunan ilmin o hakikatleri ihata edememesi konularına açıklık getirir misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Âyet » Mu’min 56 ve Yûnus 39'a göre Allah’ın âyetleri hakkında bir sultan olmaksızın mücâdele etmekle sahip olunan ilmin o hakikatleri ihata edememesi konularına açıklık getirir misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Mu’min 56 ve Yûnus 39'a göre Allah’ın âyetleri hakkında bir sultan olmaksızın mücâdele etmekle sahip olunan ilmin o hakikatleri ihata edememesi konularına açıklık getirir misiniz?

40/MU'MİN-56: İnnellezîne yucâdilûne fî âyâtillâhi bi gayri sultânin etâhum in fî sudûrihim illâ kibrun mâ hum bi bâligîhi, festeiz billâhi, innehu huves semîul basîr(basîru).
Muhakkak ki, kendilerine gelmiş bir sultan (delil) olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında mücâdele edenlerin sinelerinde sadece (Allah’a) ulaşamayacakları bir kibir vardır. Artık Allah’a sığın, muhakkak ki O, en iyi işiten ve en iyi görendir.


Mu’min-56:

“innellezîne yucâdilûne fî âyâtillâhi bi gayri sultânin: Kendilerine verilmiş bir sultan olmaksızın, Allah'ın âyetlerinde onlar muhakkak mücâdele ederler.
in fî sudûrihim illâ kibrun: Onların göğüslerinde sadece kibir vardır.
Artık Allah'a sığın, muhakkak ki O, en iyi işiten ve görendir.
mâ hum bi bâligîh(bâligîhi): O âyetlerin künhüne bâliğ olamayacakları, ulaşamayacakları kibir sebebiyle ulaşamayacakları kibir vardır.” diyor Allahû Tealâ.
festeiz billâh(billâhi): Öyleyse sen Allah'a sığın.
innehu huves semîul basîr(basîru): Muhakkak ki O, işitir ve görür.

Yûnus Suresi 39. âyet-i kerime:

10/YÛNUS-39: Bel kezzebû bimâ lem yuhîtû bi ilmihî ve lemmâ ye'tihim te'vîluhu, kezâlike kezzebellezîne min kablihim fanzur keyfe kâne âkibetuz zâlimîn(zâlimîne).
Hayır onlara tevîl gelmedikçe (gelmediği için) ilmini kavrayamadıkları şeyi yalanladılar. Bunun gibi ondan öncekiler de yalanladılar. Artık bak, zalimlerin akıbeti (sonu) nasıl oldu.


bel kezzebû bimâ lem yuhîtû bi ilmihî: Hayır, onlara tevîl gelmedikçe
ve lemmâ ye'tihim te'vîluh(te'vîluhu): Hayır, onlara tevîl gelmedikçe (yani gelmediği için) ilmini kavrayamadığı şeyi yalanladılar.

bel: Hayır.
kezzebû: Yalanladılar.
bimâ: Şeyi.
lem yuhîtû: İhata edilmeyen.
bi ilmihî: İlimleriyle. Onların ilimleriyle ihata edemedikleri, kavrayamadıkları şeyi tekzip ettiler, yalanladılar.
ve lemmâ ye'tihim te'vîluh(te'vîluhu: Onlara tevîl gelmediği için, tevîl gelmedikçe ilmini kavramaları mümkün olmayan şey.
kezâlike kezzebellezîne min kablihim: Tıpkı onun gibi ondan evvel de ondan evvelkiler de yalanladılar.
kezzebellezîne min kablihim: Ondan evvelkiler de yalanladılar tekzip ettiler.
fanzur keyfe kâne âkibetuz zâlimîn(zâlimîne): Bak zalimlerin akıbeti, sonu ne oldu.

Şimdi suale dönüyoruz: “Mu’min-56 ve Yûnus Suresinin 39. âyet-i kerimesine göre Allah’ın âyetleri hakkında bir sultan olmaksızın mücâdele etmekle sahip olunan ilmin o hakikatleri ihata edememesi konularına açıklık getirir misiniz?” diyor kardeşimiz.

İşte bugün dünya üzerindeki hercü merc bu sebeple ortaya çıkmıştır. Kur’ân’ın temel hükümleri unutulmuştur. Sadece geriye kalanlarla amel edilmektedir, geriye kalanlar tezekkür edilmektedir. Onların da insanları kurtarması hiçbir şekilde mümkün değildir. Allah’a ulaşmayı dileme kavramı tamamen unutulmuştur. Tek başına bu bile bütün insanların cehenneme gitmesi için yeterli bir delildir.

Öyleyse insanlar ancak ilmi Kur’ân-ı Kerim’in bütününe teşmil ettikleri zaman hedefe ulaşabilirler. Bunun için de Allah’ın yardımı mutlak gereklidir.

Sevgili kardeşlerim! Eğer Allahû Tealâ bize bu ilmi öğretmeseydi, biz de bütün bu kendilerini âlim sananlarla beraber cehenneme gideceklerden birisi olacaktık. Ve sizlere öğrettiğimiz şey de aynı şeyler olacaktı. Sadece bir posa! Özünü anlatamayacaktık. Yani İslâm’ın 7 safhasını, Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve sahâbenin yaşadığı 7 safhayı anlatamayacaktık.

Ne olmuş? İslâm’ın 7 safhası da yok edilmiş 14 asırda. Sahâbenin bu hayatı yaşamasına rağmen yok edilmiş. Yeter mi? Yetmez! O yaşamalarını da âyet âyet Kur’ân-ı Kerim ihtiva etmesine rağmen, Kur’ân-ı Kerim’de 7 safhanın da yaşandığı mevcut olmasına rağmen, Kur’ân-ı Kerim’de 7 safhanın da farz olduğu mevcut olmasına rağmen…

Sevgili kardeşlerim! Deveyi çalan hamuduyla beraber çalmış. İslâm kalesinin büyük burçlarının hepsi yerle bir olmuş.

Benzer konular