Kim Allah'a ulaşmayı dilerse hacet namazını kılıp, Allah'tan mürşidini sormak mecburiyetinde. Sonra da bu mürşide veya o mürşidin kendi bulunduğu yerde veya ona yakın olan bir yerde bulunan bir vekiline tâbî olmak; ancak o, kendisini o hedefe ulaştırabilir. Yani mürşiddeki cereyanın müride mutlaka ulaşması gerekir. Mürşid ülkenin bir köşesinde, tâbî olan kişininse ülkenin öbür köşesinde olduğunu düşünelim. O zaman oraya ulaşmadan bu kişi mürşidine tâbî olabilir mi? Mürşidine tâbî olmasa bile kendi bulunduğu yerde, eğer o mürşidin tövbe verebilecek hüviyette olan bir vazifelisi varsa, ona ulaşıp, tâbî olduğu takdirde görevini yerine getirmiş ve cereyan kendisine ulaşmış olur. Bunun mânâsı: Ruhu vücudundan ayrılmış ve Allah'a doğru yola çıkmıştır, tâbiiyeti tamamladığı noktada. İşte bu noktadan itibaren 8 aylık bir devrenin sonunda veya 7 aylık bazı devreler de olabiliyor, bu kişinin ruhu Allah'a ulaşıyor. Ve kişi ermiş evliya oluyor.
Allah razı olsun.