Hadîd 8'de ifade edilen misakin muhtevasını bizlere açıklar mısınız? Burada ifade edilen misakin Mâide 7'de ifade edilen misak ile bir ilişkisi var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Yemin, Misak ve Ahd » Hadîd 8'de ifade edilen misakin muhtevasını bizlere açıklar mısınız? Burada ifade edilen misakin Mâide 7'de ifade edilen misak ile bir ilişkisi var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hadîd 8'de ifade edilen misakin muhtevasını bizlere açıklar mısınız? Burada ifade edilen misakin Mâide 7'de ifade edilen misak ile bir ilişkisi var mıdır?

Hadîd Suresinin 8. âyet-i kerimesi:
 
57/HADÎD-8: Ve mâ lekum lâ tu’minûne billâhi, ver resûlu yed’ûkum li tu’minû bi rabbikum ve kad ehaze mîsâkakum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).
Ve size ne oluyor ki, Allah’a inanmıyorsunuz. Ve resûl, sizi Rabbinize îmân etmeniz için çağırıyor. Eğer siz inananlarsanız Allah, sizin (daha önce Rabbinizi tasdik etmiş olduğunuz) misakinizi almıştı.


ve mâ lekum lâ tu’minûne billâh(billâhi): Size ne oluyor ki, Allah’a îmân etmiyorsunuz.
ver resûlu yed’ûkum li tû’minû bi rabbikum: Resûl sizi Rabbinize îmân etmeye, âmenû olmaya, Allah’a ulaşmaya çağırdığı halde.
ve kad e haze mîsâkakum in kuntum mu’minîn(mu’minîne): Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı; eğer mü’minseniz.

Allahû Tealâ’nın almış olduğu kesin bir söz; âmenû olmak ile başlayan, önce ruhun Allah’a teslimini, sonra fizik vücudun, sonra nefsin, sonra iradenin Allah’a teslimini içeren bir bütün müessesese. Allah’ın hepimizden aldığı, Mâide Suresinin 7. âyet-i kerimesindeki kesin söz.

Ne diyor Mâide Suresinin 7. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ:
 
5/MÂİDE-7: Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri).
Allah’ın, sizin üzerinizdeki nimetini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misâkınızı hatırlayın. Allah’a karşı takvâ sahibi olun, Muhakkak ki Allah göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir.


vezkurû ni’metellâhi aleykum: Allah’ın üzerinizdeki ni’metini hatırlayın (zikredin, hatırlayın).
ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî: Onunla sizi bağladığı, taahhüt altına soktuğu misakinizi hatırlayın.
iz kultum semi’nâ: Dediniz ki: “İşittik.”
ve ata’nâ: “İtaat ettik.”
vettekûllâh(vettekûllâhe): Ve Allah’a takva sahibi olun.
innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri): O, göğüslerde olanı bilir.

Sevgili öğrenciler, izleyenler, dinleyenler, sevgili kardeşlerim! Mâide Suresinin 7. âyet-i kerimesi, A’râf Suresinin 172. âyet-i kerimesi ile alâkalı. A’râf Suresinin 172. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ diyor ki hepimize:
 
7/A'RÂF-172: Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).
Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”


“Biz, orada E lestu birabbikum günü (yani elest bezminde) bütün insanların sırtlarından, onların zürriyetlerini çıkardık da onların hepsine birden dedik ki: ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (e lestu birabbikum)’. 

kâlû: Dediler ki.
belâ:
Evet.

Sonra ne diyor Allahû Tealâ: “Kıyâmet günü, ‘Ben bundan haberdar değildim.’ demesinler diye, onları nefslerine şahit tuttuk.”
 
Öyleyse elest bezminde onların sorumluluğunu gerektiren bir şey var. İşte o sorumluluğu gereken şeyin ne olduğunu Mâide Suresinin 7. âyet-i kerimesi anlatıyor. Allahû Tealâ diyor ki:
 
5/MÂİDE-7: Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri).
Allah’ın, sizin üzerinizdeki nimetini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misâkınızı hatırlayın. Allah’a karşı takvâ sahibi olun, Muhakkak ki Allah göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir.


“Ben sizin Rabbiniz isem ey ruhlar! Ben sizlerden yemin istiyorum; Bana ulaşacağınıza, teslim olacağınıza dair… Ey fizik vücutlar! Sizlerden yemin istiyorum; Bana kul olacağınıza dair… Ey nefsler! Sizlerden yemin istiyorum; Bana teslim olacağınıza dair... Sözlerimi işittiniz mi?” Diyoruz ki: “İşittik (semi’nâ)!” “Öyleyse itaat edin.” diyor Allahû Tealâ.

Nefsler yemin veriyor; Allah’a teslim olacaklarına dair. Fizik vücutlar ahd veriyor; Allah’a teslim olacaklarına dair. Ruhlar misak veriyor; Allah’a teslim olacaklarına dair. Ve Allahû Tealâ diyor ki: “Ruhunuz, vechiniz ve nefsiniz Bana teslim olacak ki; herbiri Bana yemin verdiler. Ama Ben iradenizin de Bana teslimini istiyorum.” İlâhi İrade cüz’i iradeden, cüz’i iradenin İlâhi İrade’ye teslimini istiyor. İşte bu 3 tane yeminimizin (3 vücudumuza ait olan yemin, misak ve ahdimizin) dışında, irademizin de Allah’ın İradesi’ne verdiği bir muhteva içeriyor. İrademizin de Allah’a teslimi, üzerimize o gün farz kılınıyor, Mâide Suresinin 7. âyet-i kerimesiyle.

Hadîd Suresinin 8. âyet-i kerimesinde de aynı sözden, kesin sözden bahsediliyor. “Eğer siz mü’minlerseniz; Allahû Tealâ’nın iradenizi de Allah’a teslim edeceğinize dair sizden aldığı kesin sözü hatırlayın.” diyor Allahû Tealâ.

Benzer konular