Benim çok günahlarım var. Tövbe etsem af olunur mu? Günahlarımın af olması için nasıl bir tövbe yapmam gerekir?
Anasayfa » Ana Sayfa » Af ve Mağfiret » Benim çok günahlarım var. Tövbe etsem af olunur mu? Günahlarımın af olması için nasıl bir tövbe yapmam gerekir?
Benim çok günahlarım var. Tövbe etsem af olunur mu? Günahlarımın af olması için nasıl bir tövbe yapmam gerekir?
Evlâdım, bir insanın günahları af olmaz. İnsanın günahları kazandığı sevaplarla örtülür. Kim sevap kazanıyorsa, kazandığı her sevap ona derecat kazandırır. Kişinin o güne kadar kazandığı negatif faktörler, onun devamlı olarak derecat kaybetmesine sebebiyet vermiştir. Kazandığı derecelerse, pozitif istikamette kazandığı derecelerse o negatif dereceleri birer birer örtecektir. Kişi, eğer kazandığı dereceler kaybettiği derecelerden fazlaysa mutlaka Allah’ın cennetine girer.
Allah’ın cennetine girmek bedava bir şey değildir. Mutlaka bu çerçeveyi oluşturması lâzım. Kişinin kazandığı derecelerin kaybettiği derecelerden fazla olması ve böyle bir şey tahakkuk edecekse Allahû Tealâ o kişiye büyük hediyeler verir. Bir taraftan da Allahû Tealâ’nın dizaynına baktığımız zaman cennetlerin sıralanmasında:
• Allah'a ulaşmayı dileyen bir insanın gideceği yerin 1. kat cennet olduğunu söylüyor Allahû Tealâ.
• Mürşidine tâbî olan kişinin 2. kat cennetin sahibi olduğu buyuruluyor.
• Ruhunu Allah’a ulaştırması kişinin 3. kat cennetin sahibi olmasını ifade ediyor.
• Fizik bedenin teslimi 4. kat cenneti,
• Nefsin teslimi 5. kat cennet,
• Muhlis olmak 6. kat cenneti,
• İradeyi Allah’a teslim etmek 7. kat cenneti ifade ediyor.
Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için kurtuluş çok kolay bir şey. Bir tek dilek: “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Benim de ruhumu Sana ulaştır.” demek tek başına bir kurtuluştur. Bunun bir kurtuluş olmasının gerçekleşip gerçekleşmediğini bir insan anlayabilir mi? Elbette.
Allah'a ulaşmayı dileyen bir insan bu dilekten sonra namazı bir zevk olarak kılmaya başlar eğer dilek gerçekse. Zikri bir zevk olarak yapar. Artık onun için bir mutlaka yapılması gereken, sevse de sevmese de yapılması gereken bir şey değildir. Büyük bir zevkle bu kişi zikrini yapacaktır. Namazını kılacaktır. Oruç tutarken Allahû Tealâ ona açlığı yaşatmayacaktır. Güzellikler birbiri arkasından gelip o kişiyi daha mutlu, daha mutlu, daha mutlu yapacaktır.
Öyleyse Allahû Tealâ bizlerden bir şeyler istiyor. Bu dileklerin en başında olan Allah'a ulaşmayı dilemektir. 1. kat cenneti bir insana bahşeden hedef budur: Allah'a ruhunu ulaştırmayı dilemek. Böyle bir insan dilemişse, Allah ona mutlaka mürşid sevgisi verecektir. Hacet namazını kıldığı zaman, mürşidinin kim olduğu Allahû Tealâ tarafından mutlaka ona gösterilecektir. Kişi boy abdesti alacaktır, mürşidini Allahû Tealâ’dan soracaktır. Allahû Tealâ göstermedi. Bir defa daha soracaktır, bir defa daha soracaktır. Üçüncüye kadar mutlaka Allahû Tealâ o kişiye mürşidini gösterir. Gösterirse ne olur? O mürşide ulaşıp tâbî olmak asıldır. Ama o mürşidin vekilleri vardır. O vekillere tâbî olmak da aynı hedefe insanı götürebilir.
Allah’ın cennetine girmek bedava bir şey değildir. Mutlaka bu çerçeveyi oluşturması lâzım. Kişinin kazandığı derecelerin kaybettiği derecelerden fazla olması ve böyle bir şey tahakkuk edecekse Allahû Tealâ o kişiye büyük hediyeler verir. Bir taraftan da Allahû Tealâ’nın dizaynına baktığımız zaman cennetlerin sıralanmasında:
• Allah'a ulaşmayı dileyen bir insanın gideceği yerin 1. kat cennet olduğunu söylüyor Allahû Tealâ.
• Mürşidine tâbî olan kişinin 2. kat cennetin sahibi olduğu buyuruluyor.
• Ruhunu Allah’a ulaştırması kişinin 3. kat cennetin sahibi olmasını ifade ediyor.
• Fizik bedenin teslimi 4. kat cenneti,
• Nefsin teslimi 5. kat cennet,
• Muhlis olmak 6. kat cenneti,
• İradeyi Allah’a teslim etmek 7. kat cenneti ifade ediyor.
Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için kurtuluş çok kolay bir şey. Bir tek dilek: “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Benim de ruhumu Sana ulaştır.” demek tek başına bir kurtuluştur. Bunun bir kurtuluş olmasının gerçekleşip gerçekleşmediğini bir insan anlayabilir mi? Elbette.
Allah'a ulaşmayı dileyen bir insan bu dilekten sonra namazı bir zevk olarak kılmaya başlar eğer dilek gerçekse. Zikri bir zevk olarak yapar. Artık onun için bir mutlaka yapılması gereken, sevse de sevmese de yapılması gereken bir şey değildir. Büyük bir zevkle bu kişi zikrini yapacaktır. Namazını kılacaktır. Oruç tutarken Allahû Tealâ ona açlığı yaşatmayacaktır. Güzellikler birbiri arkasından gelip o kişiyi daha mutlu, daha mutlu, daha mutlu yapacaktır.
Öyleyse Allahû Tealâ bizlerden bir şeyler istiyor. Bu dileklerin en başında olan Allah'a ulaşmayı dilemektir. 1. kat cenneti bir insana bahşeden hedef budur: Allah'a ruhunu ulaştırmayı dilemek. Böyle bir insan dilemişse, Allah ona mutlaka mürşid sevgisi verecektir. Hacet namazını kıldığı zaman, mürşidinin kim olduğu Allahû Tealâ tarafından mutlaka ona gösterilecektir. Kişi boy abdesti alacaktır, mürşidini Allahû Tealâ’dan soracaktır. Allahû Tealâ göstermedi. Bir defa daha soracaktır, bir defa daha soracaktır. Üçüncüye kadar mutlaka Allahû Tealâ o kişiye mürşidini gösterir. Gösterirse ne olur? O mürşide ulaşıp tâbî olmak asıldır. Ama o mürşidin vekilleri vardır. O vekillere tâbî olmak da aynı hedefe insanı götürebilir.
Allah razı olsun.
