"Bütün insanlar doğuştan dalâlettedir." diyorsunuz. Bütün insanlar günahsız olarak doğmuyorlar mı?
Anasayfa » Ana Sayfa » Dalâlet » "Bütün insanlar doğuştan dalâlettedir." diyorsunuz. Bütün insanlar günahsız olarak doğmuyorlar mı?
"Bütün insanlar doğuştan dalâlettedir." diyorsunuz. Bütün insanlar günahsız olarak doğmuyorlar mı?
Bütün insanlar günahsız olarak doğuyorlar. Ama Allah'a ulaşmayı dilemeyen her insan, günahsız olarak doğmasına rağmen dalâlettedir. Başka bir günaha gerek yok. Bu günah, tek başına o kişiyi cehenneme götürmeye yeterli. Ayrıca bir şey daha söyleyelim. Bu herhalde sizi tam olarak inandırır.
Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V) için diyor ki: “Seni dalâlette iken hidayete Biz erdirmedik mi?” diyor Allahû Tealâ.
Ne diyor, ne diyor? Bir peygamberden bahsediyoruz. Peygamber Efendimiz (S.A.V). O da dalâletteydi. Öyleyse herkes dalâlettedir. Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes, dilemediği sürece ne yaparsa yapsın, hangi ibadetin sahibi olursa olsun, Allah'a ulaşmayı dilemezse o kişi dalâlettedir.
Bir defa daha söyleyelim âyet-i kerimeyi. Ra’d Suresinin 27. âyet-i kerimesi:
“Allah dalâlette olanları bırakır. (Yani onlarla meşgul olmaz.) Ama onlardan kim Allah'a ulaşmayı dilerse, Allah onları Kendisine ulaştırır.”
Bu âyet, bu “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” diyen ve bütün insanları Allah'a ulaşmayı dilemekten men etmeye çalışan bir zavallıya verilecek olan ikinci bir cevabı da içeriyor. Demek ki Allahû Tealâ dalâlette olanları kendi hallerine bırakıyor. Onlarla meşgul olmuyor. “Onlardan, o dalâlette olanlardan kim Allah'a ulaşmayı dilerse, onları Kendisine ulaştırıyor.” Öyleyse kul dileyecek. Dilemezse gideceği yer cehennem.
Sevgili kardeşlerim! Günahsız doğmakla dalâlette olmayı birbirine karıştırmayın. Dalâlette olmak; hidayette olmamak mânâsına geliyor. İnsan, Allah'a ulaşmayı dilemedikçe hidayette değildir. Hidayette olmadığı için de dalâlettedir. Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes dalâlettedir. Peygamberler ki bütün resûller gibi peygamberler de resûldür ve doğmadan evvel seçilirler. O da seçildi. Ama seçilmesine rağmen başlangıçta O da dalâletteydi.
Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V) için diyor ki: “Seni dalâlette iken hidayete Biz erdirmedik mi?” diyor Allahû Tealâ.
93/DUHÂ-7: Ve vecedeke dâllen fe hedâ.
Ve seni dalâlette buldu sonra hidayete erdirdi.Ne diyor, ne diyor? Bir peygamberden bahsediyoruz. Peygamber Efendimiz (S.A.V). O da dalâletteydi. Öyleyse herkes dalâlettedir. Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes, dilemediği sürece ne yaparsa yapsın, hangi ibadetin sahibi olursa olsun, Allah'a ulaşmayı dilemezse o kişi dalâlettedir.
Bir defa daha söyleyelim âyet-i kerimeyi. Ra’d Suresinin 27. âyet-i kerimesi:
13/RA'D-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbihi, kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).
Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).”“Allah dalâlette olanları bırakır. (Yani onlarla meşgul olmaz.) Ama onlardan kim Allah'a ulaşmayı dilerse, Allah onları Kendisine ulaştırır.”
Bu âyet, bu “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” diyen ve bütün insanları Allah'a ulaşmayı dilemekten men etmeye çalışan bir zavallıya verilecek olan ikinci bir cevabı da içeriyor. Demek ki Allahû Tealâ dalâlette olanları kendi hallerine bırakıyor. Onlarla meşgul olmuyor. “Onlardan, o dalâlette olanlardan kim Allah'a ulaşmayı dilerse, onları Kendisine ulaştırıyor.” Öyleyse kul dileyecek. Dilemezse gideceği yer cehennem.
Sevgili kardeşlerim! Günahsız doğmakla dalâlette olmayı birbirine karıştırmayın. Dalâlette olmak; hidayette olmamak mânâsına geliyor. İnsan, Allah'a ulaşmayı dilemedikçe hidayette değildir. Hidayette olmadığı için de dalâlettedir. Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes dalâlettedir. Peygamberler ki bütün resûller gibi peygamberler de resûldür ve doğmadan evvel seçilirler. O da seçildi. Ama seçilmesine rağmen başlangıçta O da dalâletteydi.
