Bir sohbetinizde "Artık Evliya gibi yaşamaya başlayın." buyurmuştunuz. Evliya gibi yaşamanın kriterleri nelerdir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Evliyalık ve Ermişlik » Bir sohbetinizde "Artık Evliya gibi yaşamaya başlayın." buyurmuştunuz. Evliya gibi yaşamanın kriterleri nelerdir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bir sohbetinizde "Artık Evliya gibi yaşamaya başlayın." buyurmuştunuz. Evliya gibi yaşamanın kriterleri nelerdir?

Bir sohbetinizde, "Artık evliya gibi yaşamaya başlayın." buyurmuştunuz. Evliya gibi yaşamanın kriterleri nelerdir. Çok kıymetli açıklamalarınızı bekliyoruz. Allah razı olsun.

Evliya gibi yaşamak, kendilerini başkalarını faydasına adamak demektir. Cemaatle yaşamakta evliya olanlar, evliya gibi yaşayanlar derhal kendilerini gösterirler. Onlar herkese yardımıcıdırlar. Karşılıksız yardım ederler. Kardeşler arasında bir anlaşmazsızlık çıktığı zaman derhal müdahele ederler. Anlaşmazlık oluşturanları barıştırmaya koşarlar. Birisinin bir yardıma ihtiyacı varsa, yardımın mahiyeti olan şey konusunda da derhal yardıma çalışırlar. Kardeşleri arasındaki anlaşmazsızlıkları derhal müdahale ederek yok etmeye çalışırlar. İnsanları birbirine kaynaştırmaya çalışırlar.

Evliya gibi yaşamayanlar ne yapar? Onlarda insanların arasını açarlar. Buradaki evliya gibi yaşamayanların durumuna baktığımız zaman, onların arkadaşlarına yardımcı olmadıklarını görürüz. Etrafta ki insanlar kavgada etseler onlar hiç aldırmazlar. Onların dedikodu yaptıklarını görürüz. Bir kişi bir başkasına eğer onun yanlış davranışı sebebiyle kızarsa ve bu öfkesini gidip başkasına anlatırsa (diğerinin yaptığı yanlışlığı), en büyük hatayı burada yapmış olur. Bunun adı dedikodudur. Biraz daha ağırı gıybettir. Ve eğer o sözleri arasında arkadaşının yapmadığı şeyleride yapmış gibi öfkesine kapılarak ilave ederse, onun da adı iftiradır. O zaman farklı hüviyette insanlar vardır. Şeytan derhal insanları iki taraf haline getirmeye çalışır. Bir toplulukta birbirinin zıttı olan iki kişi, birbirinden hoşlanmayan, ayrı ayrı konularda liderlik edebilecek hüviyetdelerse, bunlar birinin yaptığı hatayı onunla konuşarak dostça halletmek, nefretin yerine sevginin almasına çalışmak yerine, muhatabını ya da rakip gördüğü kişiyi başkalarına söyleyerek küçültmek ister. İşte yapmamamız lazım gelen en önemli konulardan birisi budur. Hep bundan cemaatler kaybeder. Herkes hata yapabilir. Hata yapılmıştır, karşı tarafın kalbi kırılmıştır. Ne yapılacaktır? Derhal hata yapan o kardeşine ulaşacaktır. Diyecektir ki:  "Ben Allah’ın huzurunda senden af diliyorum. Ben sana bunu söyledim. Bu söylemekten muradım seni kırmak değildi sebebi şuydu. Beni Allah’ın huzurunda affetmeni dilerim. Senden Allahû Tealâ’nın huzurunda af diliyorum. Beni affedene kadarda hep af dilemeye devam edeceğim. Kalbimde kötü bir şey yoktur, şu anda da yok". Bu tarzda sözlerle karşındakinin gönlünü almak asıldır. En güzeli hiç kalp kırmamaktır.  

Benzer konular