Gerçek Allah dostlarını nasıl anlayabiliriz? Onların vasıfları nelerdir? Biz kendi mürşidimizi nasıl buluruz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Gerçek Allah dostlarını nasıl anlayabiliriz? Onların vasıfları nelerdir? Biz kendi mürşidimizi nasıl buluruz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Gerçek Allah dostlarını nasıl anlayabiliriz? Onların vasıfları nelerdir? Biz kendi mürşidimizi nasıl buluruz?

Sayın İskender Hocam! Televizyonlarda gördüğümüz birçok dînî liderin dedikleriyle yaptıkları birbirine uymuyor. Biz de kime inanacağımızı şaşırıyoruz. Gerçek Allah dostlarını nasıl anlayabiliriz? Onların vasıfları nelerdir? Biz kendi mürşidimizi nasıl buluruz?

“Allah dostlarını nasıl anlayabiliriz?” diye soruyor kardeşimiz. Allah dostlarını anlayabilmek için Kur’ân’a bakın! Kur’ân ne diyor? O, onlar ne yapıyorlar? Kur’ân 7 safha ve 4 teslimi içeriyor, saydık safhaları. Kim onları yaşıyorsa onlar, Kur’ân’a uyanlardır.

Onların vasıfları Allah’a ruhlarını (22. basamakta), fizik vücutlarını, şu vechlerini (25. basamakta), nefslerini (26. basamakta) ve neticede iradelerini (28. basamakta) Allah’a teslim etmeleriyle noktalanan ruh, vech, nefs ve irade teslimini gerçekleştirmiş olmalarıdır. Allah dostları tanınmaz. Allah’tan sorularak bulunur. Öyleyse insanların kılık kıyafetine bakarak değil kalplerine bakarak hüküm vermek, Allahû Tealâ’nın ihtiyar ettiği şey, tercih ettiği şey budur, kalplere bakar. Ve kalpler ancak Allah’ı zikretmekle mutmain olur.

13/RA'D-28: Ellezîne âmenû ve tatmainnu kulûbuhum bi zikrillâh(zikrillâhi) e lâ bi zikrillâhi tatmainnul kulûb(kulûbu).
Onlar, âmenûdurlar ve kalpleri, Allah’ı zikretmekle mutmain olmuştur. Kalpler ancak; Allah’ı zikretmekle mutmain olur, öyle değil mi?


Kalplerin “e lâ bi zikrillâhi tatmainnul kulû:Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle mutmain olur." diyor Allahû Tealâ

Öyleyse Allah dostlarının vasıfları; evvelâ kendilerinin ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim etmiş olmalarıdır. İkincisi; Allah dostları bir süre sonra mutlaka irşad makamına tayin edilirler Allahû Tealâ tarafından “İrşada memur ve mezun kılındın!” cümlesiyle. Ve geçtikleri yollardan başkalarını da geçirirler. Allah dostları yüzlerinden tanınmaz, Allah’tan sorularak bulunur. Eğer yüze bakarak bir hüküm sahibi olmak isterseniz bu da mümkündür. Onların yüzlerinde sûlh ve sükûn vardır, huzur vardır. Yüzleri insana korku vermez, sevgi verir.

Sevgili kardeşlerim! Mürşid ruhunu da vechini de nefsini de iradesini de Allah’a teslim etmiş ve Allah ile konuşabilen, Allah’ın kendisine ilmi ve ilmin ötesini öğrettiği bir kişidir. “Kendi mürşidimizi nasıl buluruz?” diye soruyor kardeşimiz. Bu mürşidin bulunması çok kolaydır. Perşembeyi cumaya bağlayan gece uyumadan evvel hacet namazı kılacaksınız. Bunun için mutlaka boy abdesti almanız gerekiyor. Hacet namazı 4 rekâtlık bir namaz. 1. rekâtta Fâtiha’dan sonra 3 tane Âyetel Kursî okuyacaksınız.

1. rekât: Fâtiha, 3 Âyetel Kürsî.
2. rekât: Fâtiha, İhlâs, Felâk, Nâs. Teşehhüt miktarı oturmak.
3. rekât ve 4. Rekât: Gene Fâtiha, İhlâs, Felâk, Nâs.

Yani çok kolay bir namaz ama mutlaka boy abdesti ile kılınması lâzım ve bu namaz kılındıktan sonra kişi Allahû Tealâ’dan mürşid soracak ve kişi hemen yatacak. Allahû Tealâ ona mutlaka mürşidini gösterir. İki kişi, üç kişi arasında tereddüdü varsa, “Falanca da mürşid olabilir, feşmekân da mürşid olabilir, bir üçüncü kişi de mürşid olabilir. Ben karar veremedim.” tarzında bir düşüncesi varsa Allahû Tealâ o zaman üçünü de gösterir. Hangisinin mürşid olduğunu da net olarak belli edecek olan hususu mutlaka o kişiye ifade eder. Öyle ki; kişi şaşmaz bir şekilde mürşidini oradan mutlaka görür. Allahû Tealâ onu mürşidine daha sonra onun talebi üzerine ulaştıracaktır zaten. Ama farkları mutlaka gösterir, kimin tercih edilmesi gerektiğini. Herkesin kalp muhtevası Allahû Tealâ tarafından biliniyor. O kalbe hangi mürşidin şifa vereceği Allahû Tealâ tarafından bilinir. Bir kısmı doğrudan zamanın imamına gönderilir. Bir kısmı ona ulaşmadan irşad makamının sahibi olan başka mürşidlere gönderilir. Herkes Allahû Tealâ’nın mürşidini sorarak o mürşide tâbî olmak zorundadır. Allahû Tealâ’nın emri budur.

“vebtegû ileyhil vesîlete: Allah’tan sorun. Vesileyi, sizi Allah’a ulaştıracak olan vesileyi Allah’tan sorun.” diyor Allahû Tealâ.

5/MÂİDE-35: Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihi leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler); Allah’a karşı takva sahibi olun ve O’na ulaştıracak vesileyi isteyin. Ve O’nun yolunda cihad edin. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz.


İşte vesile o mürşiddir ki, mutlaka hacet namazı kılınarak Allah’tan sorulması gerekir. Bunun için de Allahû Tealâ formülü vermiş. Diyor ki:

2/BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(salâti), ve innehâ le kebîratun illâ alâl hâşiîn(hâşiîne).
(Allah’tan) sabırla ve namazla istiane (özel yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah’a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.


vesteînû bis sabri ves salâti: Sabırla ve namazla Allah’tan istiane edin. Sorun diyor.
innehâ le kebîretun: Muhakak ki bu onlara yani Allah’a ulaşmayı dilememiş birisine ağır gelir, zor gelir.
kebîretun: Büyük bir iştir.
illâ alel hâşiîn: Ama huşû sahiplerine zor gelmez diyor.

2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab’lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.


“ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn: Onlar Rab'lerine mülâki olacaklarına, ruhlarını hayattayken Allah’a ilka edeceklerine, ulaştıracaklarına kesin şekilde inananlardır.” diyor. İşte kim buna, ruhunu Allah’a ulaştırmaya kesin şekilde inanıyorsa o kişi hacet namazını kılıp da Allah’ın söylediği emri yerine getirince Allahû Tealâ ona mutlaka mürşidini gösterir. Zannediyorum konu aydınlık kazandı.

Benzer konular