Ben sevilmiyorum. Nefret ediliyorum. Ben bu kişiyi nasıl sevebilirim?
Anasayfa » Ana Sayfa » Sevgi » Ben sevilmiyorum. Nefret ediliyorum. Ben bu kişiyi nasıl sevebilirim?
Ben sevilmiyorum. Nefret ediliyorum. Ben bu kişiyi nasıl sevebilirim?
Dur bakayım. Kardeşimiz mi sevilmiyor yoksa kardeşimiz sevemiyor mu?
- Muhterem Efendimiz, kardeşimiz sevilmiyor, nefret ediliyor. Karşıdaki kişiyi nasıl sevebilirim diye soruyor?
Şimdi eğer bir kişi sevilmiyorsa, ondan nefret ediliyorsa o zaman o kişi Allah'ın yolunda değildir. Allah'a ulaşmayı dileyen, gerçek anlamda dileyen bir kişinin sevilmemesi, hele hele ondan nefret edilmesi mümkün değildir. Allah'ın yoluna giren kişiyi, Allahû Tealâ mutlaka mükâfatlandırır. Onun nefsinin kalbindeki afetlerin birer birer alması için ona zikir kolaylığı verir ve zikri o kişide zevk haline getirir Allahû Tealâ. Zikrin zevk haline gelmesi ise o kişinin nefsinin kalbindeki nurların artmasını garanti eder. Olay bu kadar kolay, bu kadar basit.
Herkes Allah'a ruhunu teslim edebilir. Kim ruhunu Allah'a teslim etmeyi dilerse Allahû Tealâ garanti ediyor onu. “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” Ha, ruhunu ulaştırdıktan sonra kişi, fizik vücudunu da ulaştırmak istiyorsa onun standartlarını uygulamak mecburiyetinde. Nefsini de teslim etmek istiyorsa daimî zikre ulaşmak mecburiyetinde. Ve sonra iradesini de Allah'a teslim etmek var. Her birisi bir takım standartları mutlaka gerektiriyor. Şimdi böyle bir ortamda sevgili kardeşlerimiz, bütün insanlar için Allahû Tealâ insanları daha üstün hedeflere ulaştırmak için hazır olduğunu söylüyor. “Yeter ki lâyık olun.” diyor.
- Muhterem Efendimiz, kardeşimiz sevilmiyor, nefret ediliyor. Karşıdaki kişiyi nasıl sevebilirim diye soruyor?
Şimdi eğer bir kişi sevilmiyorsa, ondan nefret ediliyorsa o zaman o kişi Allah'ın yolunda değildir. Allah'a ulaşmayı dileyen, gerçek anlamda dileyen bir kişinin sevilmemesi, hele hele ondan nefret edilmesi mümkün değildir. Allah'ın yoluna giren kişiyi, Allahû Tealâ mutlaka mükâfatlandırır. Onun nefsinin kalbindeki afetlerin birer birer alması için ona zikir kolaylığı verir ve zikri o kişide zevk haline getirir Allahû Tealâ. Zikrin zevk haline gelmesi ise o kişinin nefsinin kalbindeki nurların artmasını garanti eder. Olay bu kadar kolay, bu kadar basit.
Herkes Allah'a ruhunu teslim edebilir. Kim ruhunu Allah'a teslim etmeyi dilerse Allahû Tealâ garanti ediyor onu. “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” Ha, ruhunu ulaştırdıktan sonra kişi, fizik vücudunu da ulaştırmak istiyorsa onun standartlarını uygulamak mecburiyetinde. Nefsini de teslim etmek istiyorsa daimî zikre ulaşmak mecburiyetinde. Ve sonra iradesini de Allah'a teslim etmek var. Her birisi bir takım standartları mutlaka gerektiriyor. Şimdi böyle bir ortamda sevgili kardeşlerimiz, bütün insanlar için Allahû Tealâ insanları daha üstün hedeflere ulaştırmak için hazır olduğunu söylüyor. “Yeter ki lâyık olun.” diyor.
Allah razı olsun.
