Kardeşlerimiz arasında sevgi konusunda beklentilerimiz olmalı mıdır? Bu konuyu en doğru biçimde bizlere izah ede rmisiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sevgi » Kardeşlerimiz arasında sevgi konusunda beklentilerimiz olmalı mıdır? Bu konuyu en doğru biçimde bizlere izah ede rmisiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Kardeşlerimiz arasında sevgi konusunda beklentilerimiz olmalı mıdır? Bu konuyu en doğru biçimde bizlere izah ede rmisiniz?

Sevgi beklentimiz oluyor (karşı taraftan sevgi bekliyoruz). Karşı taraf da bizim onu sevdiğimiz kadar bizimle ilgilenmiyor.
 
Evet, yanlış da burada başlıyor zaten. Onun, siz onu sevdiğiniz kadar sizi sevmesi gerekmiyor. Siz onu seveceksiniz. O sizi sevmese de siz onu seveceksiniz. Değil sizin kadar ilgilenmesi, sizin kadar sizi sevmesi, o sizi sevmese de siz arkadaşınızı, kardeşinizi seveceksiniz. Sevmediğini hissetseniz de seveceksiniz. Sevmek, Allahû Tealâ’nın tasavvuf mensupları için temel emridir. Kur’ân’ı yaşayanlar için Allah’ın temel emri sevmektir.

“Bizimle iyi münasebetlerde bulunmak için vakti olmuyor ama diğer kardeşlerimize vakti oluyor.” diyor bu kardeşimiz.

Bunun bir ayrıcalık olmadığını düşünün. Başkalarına vakti olsun, size vakti olmasın. Siz onu gene de sevin. Burada çok açık bir şekilde başkalarının sahasında top oynuyorsunuz. Kendi sahamızda top oynayacağız. Siz sadece kendi iradeniz dâhilindeki şeyleri en güzel yapmakla mükellefsiniz. Başkalarının nasıl yaptığı, sizin ilgi alanınızın dışında kalmalı. Başkaları yanlış yapabilir. O yanlış yapana siz doğru davranarak doğruyu gösteremezseniz belki, o hiçbir zaman değişemez. Ama sizinle ilgilenmese bile siz onla ilgilenirseniz, o zaman gerekeni yapmış olursunuz. Siz size düşeni yapacaksınız. Allah’ın katında değerli olacaksınız. Başkaları yapmazsa bundan alınmayacaksınız. Göreviniz, sadece Allah’ın size verdiği görevi yapmak ve etrafınızdaki herkesi mutlu etmeye çalışmaktır; onlar sizi mutlu etmeye çalışmasa da size kötü davransa da ters davransa da.

“Bu durumda suçu kendimizde mi arayalım?” Evet, bu durumda suçu kendinizde arayın. Yani ben o kardeşimize acaba ne yapıyorum ki o başkalarıyla daha fazla ilgileniyor. Benimle onlar kadar ilgilenmiyor. Öyleyse benim mutlaka ona karşı yaptığım bir yanlış davranışım vardır, diye düşünürseniz eğer doğruya ulaşırsınız.

“Yoksa liyakatimiz az diye mi bu oluyor?” diye soruyor kardeşimiz.

İkisi de aynı şey zaten. Siz suçu kendinizde aramadığınız sürece liyakati az olan birisiniz. Liyakatiniz az diye, aynı zamanda suçu kendinizde aramıyorsunuz diye. Suçu kendisinde aramayan herkes liyakati az olan kişidir. Liyakati az olan kişi de suçu kendisinde aramayan kişidir.

Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım, sizinle beraberken şu zaman denilen faktörün nasıl geçtiğini, ne zaman sona erdiğini bir türlü anlayamıyorum. İşte gene zamanımız doldu sevgili kardeşlerim. Ama biz sizlere doyamadık. Hep sizlerle beraber olmak istiyoruz. Hep buradayız, karşınızdayız. Ama her seferinde de zaman bizi yeniyor. İşte gene zamanımız doldu.

Benzer konular