Sevginin insanlar üzerinde üst seviyede etki sağlayabilmesi için nasıl bir davranış biçimi sergilemeliyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sevgi » Sevginin insanlar üzerinde üst seviyede etki sağlayabilmesi için nasıl bir davranış biçimi sergilemeliyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Sevginin insanlar üzerinde üst seviyede etki sağlayabilmesi için nasıl bir davranış biçimi sergilemeliyiz?

Bir tek şey yapmamız lâzım sevgili kardeşlerim! Sevgimizi ispat etmemiz lâzım. Bir insan hep söyler: “Ben seni çok seviyorum, ben seni çok seviyorum, ben seni çok seviyorum.” Bu herkes tarafından rahat rahat söylenebilen bir şey. Ama bunlardan bir kısmı sevdiklerini bir türlü ispat edemezler. Sevdiklerini ispat edecekleri bir olayla karşılaştıkları zaman, bunun gerçekleşmediğini görürsünüz bu insanlarda. O zaman dersiniz: “Demek ki, bu beni söylediği gibi sevmiyor.”

Sevgili kardeşlerim! Öyle de olsa siz onu sevmekte devam edin. Sadece kazanırsınız. Asla kaybetmezsiniz. Belki bir gün o da anlar sevmenin aslında Allahû Tealâ’nın temel emri olduğunu. Ve insanları mutluluğu götürecek olan en sağlam gemi olduğunu o da anlar. Sevmek başkalarına yardımın kapısıdır. Eğer yardım ederseniz, sevdiğiniz insana yardım edersiniz. Sevgili kardeşlerim! İnsanları sevmeyi usûl haline getirebilirsek, o zaman onlar ne olurlar? Bizim bu sevgimizden ve bu sevginin vücuda getirdiği onlara karşı olan yardımcı davranışımızdan neticeler çıkartırlar ve onları mutlu etmek istikametindeki gayretlerimizin neticesinde de mutlu oluyorlarsa, bu bizi sevmeleri için en önemli faktördür.

Öyleyse insanlar tarafından sevilmek için biz onları sevmek mecburiyetinde olduğumuzu hiç unutmayalım. Hayatında bir insanın yapabileceği en büyük hata; “O beni sevsin de ben onu o zaman seveyim.” tarzındaki bir düşünce tarzıdır ki, şeytan hep bunu bütün insanlarda kullanmaya çalışır. Bütün gücüyle insanlara; “O seni sevsin de sen onu ondan sonra sev. O bunu hak etmedi ki; niçin sevecekmişsin.” gibi bir davranış biçimi enjekte etmeye çalışır.

Sevgili kardeşlerim! Allah ise “Seviniz, sevdiriniz.” diyor. “Nefret etmeyiniz, nefret ettirmeyiniz.” diyor. Allah’ın istediği şey sadece sevmemiz. Bu sevginin karşılığını o kişiden alabilsek de yani o da bizi severse, bu sevgiyi sağlayabilirsek de sevmeliyiz o kişiyi, sağlayamasak da. O bizi sevmese de biz onu sevmeli ve bu sevgiyi devam ettirmeliyiz. Çünkü kazanan her zaman biz oluruz. Kim kendisine iyilik eden bir insanı severse o kişi mutludur. Kim kendisine kötülük eden bir insanı da severse o kişi bunu zor şartlar içinde gerçekleştirdiği için daha kıymetli bir noktadadır. Çünkü kendisine o kişi tarafından iyilik değil, kötülük edilmiştir. Buna rağmen onu sevebilen bir insan demek ki; nefsinin öfke afetini, kin afetini, intikam afetini devre dışı bırakabilecek olan seviyede bir insan. Böyle bir noktada sevgili kardeşlerim görülüyor ki, hedefler var. Bu hedeflere en güzel şekilde yaklaşmalıyız. Allahû Tealâ istiyor ki; herkesi sevin. Sizi sevenleri zaten seversiniz. Bir probleminiz yok. Ama O, bizi sevmeyenleri de sevmemizi emrediyor. “Seviniz.” diyor. “Nefret etmeyiniz.” diyor. Bu genel bir anlam. Hem düşmanımıza hem dostumuza tatbik etmemiz lâzım gelen bir emir, Allahû Tealâ’nın emri.

Sevgili kardeşlerim! Biz de Allahû Tealâ’nın emrini tekrar ediyoruz: “Seviniz, sevdiriniz. Nefret etmeyiniz, nefret ettirmeyiniz!”

Allah razı olsun.

Benzer konular