Allahû Tealâ’nın Kur'ân-ı Kerim’de Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e, “Babanız Hz. İbrâhîm’in dînine tâbî ol.” şeklinde söylediğini, neden daha önce gelen nebîlerinin dîninin adıyla hitap etmediğini anlatır mısınız?"

Anasayfa » Ana Sayfa » Hanif Dîni » Allahû Tealâ’nın Kur'ân-ı Kerim’de Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e, “Babanız Hz. İbrâhîm’in dînine tâbî ol.” şeklinde söylediğini, neden daha önce gelen nebîlerinin dîninin adıyla hitap etmediğini anlatır mısınız?"
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allahû Tealâ’nın Kur'ân-ı Kerim’de Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e, “Babanız Hz. İbrâhîm’in dînine tâbî ol.” şeklinde söylediğini, neden daha önce gelen nebîlerinin dîninin adıyla hitap etmediğini anlatır mısınız?"

Allahû Tealâ’nın Kur'ân-ı Kerim’de neden teslim dinini Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e: "Babanın dîni, hanif dînine tâbî ol." şeklinde söylediğini neden daha önce gelen nebîlerinin dîninin adıyla hitap etmediğini anlatır mısınız?" Çünkü sizden bütün dînlerin aslında aynı dîn olan Allah'a teslim dîni olduğunu sizden öğrenmiştik.  

Evet. "Babanız olan Hz. İbrâhîm’in dîni." diyor. Böyle demesinin sebebi bu devrin özelliği. Bugün dünya üzerinde 3 kitaplı dîn var.

* Birisi yahudilik.
* 2.si hristiyanlık.
* 3.sü Îslâm.

Ve insanlar gerçekten bu dînlerin birbirinden farklı olduğunu zannediyor. Ama biliyoruz ki Hz. İbrâhîm, Hz. Musa’dan da evvel, Hz. İsa’dan da evvel, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den evvel. Öyleyse bu devirdeki dîn konusundaki anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak üzere Allahû Tealâ: "Hristiyanların da, Yahudilerin de, Müslümanların da babası olan yegane dînin sahibi Hz. İbrâhîm’dir." demiş oluyor. Yani Allahû Tealâ’nın işaret buyurduğu Şûrâ-13’de işaret buyurduğu olaya dikkatle bakın:

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


 "Hz. Nuh’a vahyettiğimiz şeriatı Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya indirdiğimiz şeriatı, Sana’da vahyetmek suretiyle, sizin için de yani Sana ve Sana tâbî olanlar için de şeriat kıldık." diyor.

Yani Hz. Nuh’un, Hz. İbrâhîm’in, Hz. Musa’nın, Hz. İsa’nın ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in şeriatlarının aynı şeriat olduğunu, tek şeriat olduğunu söylüyor. İşte zamanımızda bu ayrılıkların bitmesini temin edecek temel hedef Hz. İbrâhîm’i delil olarak göstermektir. Hz. Musa’da Hz. İbrâhîm’in dînini yaşadı. Hz. İsa’da Hz. İbrâhîm’in hanif dîn’ini yaşadı. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’de Hz. İbrâhîm’in hanif dinini yaşadı.

Kur'ân-ı Kerim bunların hepsini çok net olarak anlatıyor. Bunun için, hem Îslâm’dakilerin babasıdır, hem Hristiyanların babasıdır, hem de Yahudilerin babasıdır. Ve her biri başka bir dîni yaşamakta olduğunu zanneden bu dînlerin hiçbirisi Hz. İbrâhîm’in dîninden başka bir dîn değildir. Dünya üzerinde Hz. Adem’den bu güne kadar ikinci bir dîn hiç olmamıştır. Bunun için Allahû Tealâ, "Babanız İbrâhîm" ifadesini kullanıyor. Ayrıca hangi resûl kendi kavmine: "Allah'a ulaşmayı dileyin. Siz putlara tapıyorsunuz. Bu yaptığınız yanlıştır." dediyse bütün o insanlar bütün bu resûllere o aynı şeyi söylemişlerdir. "Sen bizi babalarımızın bize öğrettiği dînden saptırmak istiyorsun."

İşte Allahû Tealâ bu zavallı insanların babaları diye telaki ettikleri putlara tapan insanların asıl babaları olmadığını, asıl babalarının (dînde babalarının) Hz. İbrâhîm olduğunu, öteki gelmiş geçmiş putlara tapan babalarının Kur'ân’a göre baba sayılmayacağını, onların asıl babalarının Hz. İbrâhîm olduğunu da Allahû Tealâ ifade etmiş oluyor.

Benzer konular