Dîni bütün bir insan, ameli temiz olan bir insan, Allah’a ulaşmayı dilemedikçe sizin söylediğinize göre cehennemliktir. Neden? Nasıl Allah’a ulaşabiliriz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Dîni bütün bir insan, ameli temiz olan bir insan, Allah’a ulaşmayı dilemedikçe sizin söylediğinize göre cehennemliktir. Neden? Nasıl Allah’a ulaşabiliriz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Dîni bütün bir insan, ameli temiz olan bir insan, Allah’a ulaşmayı dilemedikçe sizin söylediğinize göre cehennemliktir. Neden? Nasıl Allah’a ulaşabiliriz?

Sevgili kardeşlerim! Sevgili kardeşim diyeyim. Çünkü bizim kardeşlerimiz sizin gibi düşünmüyorlar. Evvelâ ‘dîni bütün bir insan’ diyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz? Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir insanın dîni hiçbir zaman bütünlenmemiştir. O kişi, defaatle söyledik bu konferansta, eğer Allah’a ulaşmayı dilememişse o kişi küfürdedir.

Siz Allah’a ulaşmayı dilediniz mi? Dilemediyseniz, küfürdesiniz! Siz Allah’a ulaşmayı dilediniz mi? Dilemediyseniz gideceğiniz yer cehennem. Siz nasıl oluyor da dîni bütün bir insan oluyorsunuz o zaman? Dîni bütün bir insan cehenneme gider mi? Sadece bu iki konunun âyet-i kerimesini verelim. Allahû Tealâ Yûnus Suresinin 7 ve 8. âyetlerinde buyuruyor ki:

10/YÛNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatmeennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).
Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.

10/YÛNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir).


“Onlar, Bize mülâki olmayı (yani ruhlarını ölmeden evvel Bize ulaştırmayı) dilemezler. (Ruhlarını ölmeden evvel Bize ulaştırmayı dilemezler. Yani Bize ulaşmayı dilemezler). Onlar, dünya hayatından razıdırlar. Dünya hayatıyla tatmin olurlar, doyuma ulaşırlar. Onlar, Bizim âyetlerimizden gâfil olanlardır.”

Eğer siz de Allah’a ulaşmayı dilemediyseniz şu anda Allah’ın âyetlerinden gâfilsiniz. Nasıl dîni bütün bir müslüman oluyorsunuz? Yeter mi? Yetmez.

“Onların gidecekleri yer, kazandıkları dereceler itibariyle ateştir (cehennemdir).” diyor.

Sizin yerinizde olsam bu âyet-i kerimeyi not ederim. En güvendiğim dîn adamına giderim. “Böyle söylüyor.” derim. “Ne dersin?” Size ne safsatalar anlatacaklarını o zaman görürsünüz. O zaman tekrar bize ulaşın. Biz size onların bize söyledikleri her alanda bilgi verelim. Sizi aydınlatalım.

Öyleyse Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir insan, bu âyet gereğince cehenneme gider. Aynı zamanda o kişi takva sahibi değildir. Aynı zamanda o kişi şirktedir. Şirkte olan ve takva sahibi olmayan bir insan, nasıl dîni bütün bir insan oluyor? Siz, dîn adına ne söylediğinizi zannediyorsunuz? Bütün söyledikleriniz yanlış!

O ilmi öğrendiğiniz insanlarla tekrar konuşun, bizimle karşılaştırın onları. Konferansa çağırın. Onlar sorsunlar suallerini de hepinizin gözünün önünde onlara cevap verelim. Bakalım seslerini çıkarabilecekler mi? Neden? Cevapları verdik. Neden olduğu âyetlerle ispat edilir bizde. Kendimize ait hiçbir şey katmak yetkisinin sahibi değiliz. Sadece Allah’ın öğrettiklerini söyleriz.

“Bizim büyüklerimiz şu anda cehennemde mi?”

Orasını biz bilmeyiz. Eğer Allah’a ulaşmayı dilememişlerse mutlaka cehenneme gideceklerdir. Üstelik şu anda cehennemde olmaları mümkün değil. Şu anda daha kıyâmet kopmamıştır. Cehennem kıyâmetten sonraki bir yerdir.

“Allah’tan başka kimse cennete mi, cehenneme mi gideceğimizi bilemez.”

Sevgili kardeşlerim! Hep bu safsataları bize söylüyorsunuz. Biz mi bilmiş oluyoruz şimdi sizin, Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin cehenneme gideceğini, biz mi bilmiş oluyoruz? Kur’ân-ı Kerim öyle söylüyor yavrum! Ne zaman aklınızı başınıza toplayacaksınız? Bizim her söylediğimiz Kur’ân-ı Kerim’den size iletilen, bizim vasıtamızla iletilen bilgiler. Neden bizim vasıtamızla? Çünkü hepsi unutulmuş!

İblis, İslâm’ın başına öyle bir çorap örmüş ki; insanların hepsi cehenneme doğru gidiyor. Sadece bir tek kavram; Allah’a ulaşmayı dilememek. Böyle bir şeyin gerçekleşememesi halinde;

• O kişi küfürdedir.
• O kişi cehenneme gider.
• O kişi şirktedir.
• O kişi takva sahibi değildir.
• O kişi hidayette değildir.
• O kişi hüsrandadır.
• O kişinin bütün kazandığı dereceler, amelleri sebebiyle kazandığı derecelerin hepsi yok olur. Heba olur.

Sevgili kardeşlerim! Sizin dîn adamlarınız uyuyor. Söylediklerimizi dikkatle inceleyip Kur’ân’dan tahkik edip, bize haddimizi bildirecek yerde, korkuyorlar! Siz, özür dileyerek söylüyorum ama sözlerinizden onu çıkarıyorum ki; onların öğrettiği ilmin cehaletinde “Allah’tan başka kimse cennete mi, cehenneme mi gideceğimizi bilemez.” diyorsunuz. Allahû Tealâ da âyetleriyle diyor ki: “Kim Bana ulaşmayı dilemezse, o cehenneme gider.”

Şimdi, sana bir sualim var! Allah mı doğru söylüyor? Sen mi doğru söylüyorsun?

“Siz nasıl bu kanıya varıyorsunuz?” diyor hâlâ sevgili kardeşlerim!

Biz bu kanıya varmıyoruz. Kur’ân âyetleri böyle söylüyor. Yani Allah böyle söylüyor. Siz şu anda Allah’a karşı bir savaş vermektesiniz. Farkında mısın?

“Nasıl Allah’a ulaşabiliriz? Ne yapmalıyız?” diyor kardeşimiz.

İşte bütün bu yanlışların üzerine seni tebrik etmem için muhteşem bir final yaptın. Çünkü bana diyorsun ki: “Nasıl Allah’a ulaşabiliriz?” Harika bir sual! Bir tek şey yaparak. Sadece tek bir şey! Nasıl Allah’a ulaşabilirsin? Bir tek şey! Allah’a ulaşmayı dileyerek. Vasıfları, bu dilemenin vasıfları; kalbinde olan bir talebi Allah’a ulaştırmak!

Bir defa daha olayı söyleyelim. Peygamber Efendimiz (S.A.V) savaşa çıkarken münâfıklar katılmıyor. Dönüşünde diyorlar ki: “Biz bu sefere katılmadık şu şu sebeplerle. Ama gelecek sefer mutlaka seninle beraber biz de sefere katılacağız. Savaşa mutlaka biz de çıkacağız.” Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e diyor ki: “Onlar sana kalplerinde olmayan bir şeyi söylüyorlar.” diyor.

3/ÂLİ İMRÂN-167: Ve li ya’lemellezîne nâfekû, ve kîle lehum teâlev kâtilû fî sebîlillâhi evidfeû kâlû lev na’lemu kıtâlen letteba’nâkum, hum lil kufri yevmeizin akrabu minhum lil îmân(îmâni), yekûlûne bi efvâhihim mâ leyse fî kulûbihim, vallâhu a’lemu bi mâ yektumûn(yektumûne).
Ve (bu) nifak çıkaranları bilmesi (münafık olanların belirlenmesi) içindi. Ve onlara: "Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunun (müdafaa edin)." denildiği zaman, "Biz harp (etmeyi) bilseydik, elbette size tâbî olurduk (sizinle gelirdik)." dediler. İzin günü onlar, îmândan çok küfre yakındırlar. Onlar, kalplerinde olmayan şeyi ağızlarıyla söylüyorlar. Ve Allah, onların gizledikleri şeyi çok iyi bilir.


İşte, eğer sen de Allah’a ulaşmayı diliyorsan kalbinden bir taleple dilemelisin. Yani iç dünyan, kalbin, Allah’a senin ruhunu ulaştırmayı dilemeli. Kuru kuruya “Yarabbi! Ben Sana ulaşmayı diliyorum.” demek Allah’ın katında bir şey ifade etmez. İçten gelmesi lâzım. Kalbî bir talebin Allah’a ulaşması lâzım.

“Ne yapmalıyız?”

Allah’a ulaşmayı dilemeliyiz. Şu sualin var ya; bundan evvel bütün söylediğin yanlışları unutturdu bize. Allah razı olsun. Çok memnun oldum bu suali sorduğuna.

“En büyük mürşid Kur’ân-ı Kerim’dir. Sizin bize bunu talep ettirmeniz gerekmiyor mu?”

A benim canım kardeşim! Ne yaptık biz? İki saatlik süre boyunca size Kur’ân’dan başka ne söyledik? “En büyük mürşid Kur’ân-ı Kerim’dir.” diyorsun. Elbette! Kur’ân-ı Kerim Allah’ın bütün insanlara indirdiği, mutlaka gerçekleştirilmesi lâzımgelen 7 safha 4 teslimi bütün insanlara emreden, kâinatın en mukaddes kitabıdır. Şeriat kitabıdır. Son peygambere indirilmiş son şeriat kitabı.

“Sizin bize bunu talep ettirmeniz gerekmiyor mu?”

Ne yaptık ki? İki saatten beri bunu yapmadık mı? Hep Kur’ân’dan verdiğimiz âyetlerle sizi Kur’ân âyetlerine davet etmedik mi? Biliyor musunuz? Bir konferansta 200’den fazla âyet kullandık. Öyleyse siz, yoksa konferans boyunca orada değil miydiniz? Eğer uyumuşsanız gelecek sefer uyumadan dinleyin lütfen! Allah razı olsun.

Ama o sorduğun sual var ya; “Allah’a nasıl ulaşabiliriz? Ne yapmalıyız?” suali var ya; bütün bu gaflarının hepsini örten, ötesine geçen, seni çok sevmemize sebebiyet veren bir sualdi bunlar.

Allah razı olsun.

Benzer konular