Devrin imamı olduğunuz söylendi. Bunu nereden anladınız? Allah'a ulaşmayı dileyenler mutlaka cennete mi girecek?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Devrin imamı olduğunuz söylendi. Bunu nereden anladınız? Allah'a ulaşmayı dileyenler mutlaka cennete mi girecek?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Devrin imamı olduğunuz söylendi. Bunu nereden anladınız? Allah'a ulaşmayı dileyenler mutlaka cennete mi girecek?

Laf aramızda bunu bana Allah söyledi.

 Nasıl farkına vardınız? Size bunu kim belirtti? “Allah'a ulaşmayı dileyen kesinlikle cennete girecek.” denildi?

Evet! Sadece bir dilek! Eğer ruhunu hayattayken Allah'a ulaşmayı dilersen (anlattık bunu), gideceğin yer mutlak olarak Allah'ın cennetidir. Allah'a ulaşmayı dilediğin zaman 1. kat cennetin sahibidir. Allah seni mürşidine ulaştırır. Tâbî olduğun zaman 2. kat cennetin sahibi olursun ve ruhun mutlaka Allah'a ulaşır mürşidine tâbî olduğun zaman senden ayrılan ruhun mutlaka Allah'a ulaşır. O zaman 3. kat cennetin de sahibi olursun ve Allah'a bizim gibi gece gündüz hamd edersin, şükredersin bu kadar büyük lütuflarda bulunmuş diye. Allah razı olsun.

“Allah'a ulaşmayı dileyen kişi kesinlikle cennete girecek.” denildi?

Evet! Dilediğin anda 1. kat cennet, tâbîyetinde 2. kat! Ruhunu Allah'a ulaştıracaksın. Allah ulaştıracak senin ruhunu Allah'a; 3. kat cennet. Garantidesin.

“Ama bir sürü günahı olan birisi de girecek dediler?”

Evet. Allah'a ulaşmayı dilediği an, o kişi Allah'a ulaşmayı diledi diye Allah onun günahlarını affediyor. Günahları affediliyor. Mürşidine ulaşıp tâbî olduğu zaman bir de günahlarının sevaba çevrilmesi söz konusu oluyor. Kim Allah'a ulaşmayı dilerse o kişinin günahları affedilir Enfâl Suresinin 29. âyet-i kerimesine göre.

8/ENFÂL-29: Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.


Furkân Suresinin 71. âyet-i kerimesine göre, tâbiiyetinde ise bir de sevaba çevrilir:

25/FURKÂN-71: Ve men tâbe ve amile sâlihan fe innehu yetûbu ilâllâhi metâbâ(metâben).
Ve kim (mürşidi önünde) tövbe eder ve salih amel (nefs tezkiyesi) işlerse, o taktirde muhakkak ki o, tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a ulaşır (hayattayken ruhu Allah’a ulaşır).


“O zaman istediğimiz kadar günah işleyelim bir dilekle cennete gidelim mi?”

İstediğin kadar günah işle ve bir dilek dile Allahû Tealâ’dan: “Yarabbi! Ben Sana ruhumu ulaştırmak istiyorum.” diye, Allahû Tealâ’nın bütün günahlarını affettiğini göreceksin. Sonra da mürşidine ulaşıp tâbî olacaksın. O zaman da günahların sevaba çevrilecek. Ama bu “İstediğimiz kadar günah işleyelim bir dilekle cennete gidelim mi?” ifadesi çok çocukça bir ifade gibi geldi bana. Allahû Tealâ sana böyle bir imkânı sağlamışsa, O’na şükretmen gerekmiyor mu evlâdım? “Yarabbi! İnsan olarak beni yaratmışsın. Kâinatın en üstün mahlûku olarak. Bir dileğimle günahlarımı örteceğini söylüyorsun. Mürşidime tâbî olduğum zaman da günahlarımı sevaba çevireceğini söylüyorsun. Sana sonsuz hamd ederim şükrederim.” deyip neden Allah'a ulaşmayı dilemiyorsun? Ve de sen isteyeceksin mürşidine tâbî olmayı, o zaman göreceksin ki Allahû Tealâ seni gerçekten çok seviyor. Sen şimdi bu düşüncelerin sahibiyken de Allahû Tealâ seni sever. Ama sen kendini cehenneme mahkûm etmiş durumdasın, Allah'a mülâki olmayı (O’na ulaşmayı) dilemediğin için. Kendine yazık etmiyor musun sevgili evlâdım?

Benzer konular