Ruhumuz çıkınca ölmez miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Ruh » Ruhumuz çıkınca ölmez miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Ruhumuz çıkınca ölmez miyiz?

Ben bir cemaat mensubuyum. Duymadıklarımızı duyduk. Çok şaşırdık. Duymadan yaşarken, ruhumuz çıkınca ölmez miyiz?

Hayır ölmezsiniz. Ruhunuz günde yüzlerce defa vücudunuzu terk ediyor. Sevgili kardeşim! Herkes gibi siz de yanlışlık yapabilirsiniz. Her an bir yanlış işlem yapabilirsiniz. Bir insanın kalbini kırabilirsiniz. Ya da ne bileyim; bir defa zikirsiz olmanız zaten yanlışlıktır. Allahû Tealâ daimî zikri farz kılmış. Zikir yapmayan herkes bulunduğu yerde devamlı “her saniye bir derece” kaybeder. Siz de bu dereceleri kaybetmektesiniz. Eğer Allah’a ulaşmayı dilerseniz, gideceğiniz yerin cennet olması, Allahû Tealâ tarafından garanti edilir.

Ruh, vücudu defalarca her gün terk eder. Ne zaman birisinin kalbini kıracak bir şey söylerseniz, herhangibir şekilde birisi hakkında dedikodu ederseniz, yaptığınız her yanlış olay, size derecat kaybettiren her olay, ruhunuzun vücudunuzdan çıktığı bir an tahakkuk eder. Ruhunuz, kötülüklerin işlendiği bir vücutta durmaz. Vücudunuzu terk eder, terk eder, tekrar girer. Ona vücudunuz hâkim olamaz. O, Allah’ın ruhudur.

Öyleyse ruhunuzun vücudunuzdan günde yüzlerce defa çıktığını bir düşünün. Ama tekrar döneceği yer orasıdır. Çünkü başka bir mekânı yoktur. Ama ruh, Allah’ın ruhudur. Secde Suresinin 9. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor ki:

32/SECDE-9: Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâra vel ef’idete, kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).
Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve sizler için sem’î (işitme hassası), basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.


“ve nefeha fîhi min rûhihî: Biz onun, insanın içine ruhumuzdan üfürdük.” diyor. Daha doğrusu; “Ben, onun içine ruhumdan üfürdüm.” diyor Allahû Tealâ. Tekil kullanmış burada Kendi Zatı için. “Ruhumdan üfürdüm.” diyor. O üfürdüğü ruhu da bizden geri istiyor.

Şimdi meselâ ruhsuz birisi konuşuyor burada. Ruhu kendisinde olmayan, Allah’a ruhunu ulaştırmış olan birisi. Bunun gibi birçok kardeşimiz var o salonda, bu konferansı izleyen. Hepsi de ruhlarını Allah’a ulaştırmak üzere (Allah’a ulaşmayı diledikleri anda mürşidlerine, bize tâbî oldukları anda veya oradaki vazifeli kardeşimize tâbî oldukları anda) ruhları vücutlarını terk etmiş, hepsinin de ruhu Allah’a ulaşmış. Öyleyse sizin için de aynı şey. Ölmezsin evlâdım! Allah’a ulaşmayı dile! Mürşidine tâbî olduğun zaman ruhun vücuttan ayrılacaktır ve Allah’a doğru yola çıkacaktır.

Allahû Tealâ diyor ki: “Kim Bize ruhunu ulaştırmayı dilerse, Biz onların ruhunu Kendimize ulaştırırız.” diyor. Açık ve kesin bir ifade bu.

Benzer konular