“Ruh vücuttan ayrılırsa kişi ölür.” deniyor. Açıklayabilir misiniz?

Bu bir palavradır. Ruh vücuttan ayrılırsa hiç kimse ölmez. Zaten ruhun vücudundan ayrıldığını hissedemezler. Ama Allahû Tealâ ruhumuzu vücudumuzdan ayırıp, Allah'a teslim etmemizi üzerimize farz kılmış.

Ruhun teslimi, ondan sonra fizik bedenin teslimi, ondan sonra daimî zikirle nefsin teslimi, sonra da iradenin Allah'a teslimi; 4 tane teslimle hepiniz vazifelisiniz. “Ne yani, bu 4 tane teslimi gerçekleştirmezsek cehenneme mi gideriz?” Hayır. Daha Allah'a ulaşmayı dilediğiniz an 1. kat cennetin sahibi oluyorsunuz sevgili kardeşlerim! Ve bu 1. kat cennetin sahibi olan, gerçekten sahibi olan insanlar için durum derhal anlaşılır. Nasıl anlaşılır? O kişiye namaz kılmak artık bir zevktir. O kişi için zikir yapmak artık bir zevktir. O kişi Allah'ın bütün emirlerini yaparken büyük bir haz duyarak, zevk duyarak gerçekleştirir.

İşte bu, onu mutlaka evvelâ Allah'a ulaşmayı dilediği an 1. kat cennete ulaştırır. Gerçekten Allah'a ulaşmayı dilemiş midir? Eğer Allah'a ulaşmayı dilemişse Allahû Tealâ o kişiye mürşid sevgisi verir. Kişi mutlaka Allah'ın kendisi için tayin ettiği mürşidi hacet namazı kılarak sorar Allah'tan ve ona ulaşmaya çalışır. Onun kendisine ulaşamıyorsa, onun bir vekiline ulaşır, ona tâbî olur. O da Allahû Tealâ tarafından mutlaka kabul görür. Sonra? O kişi ruhunu Allah'a teslim edecektir. Mürşide tâbiiyetle beraber vücudundan ayrılan ruhu, zikrini arttırdıkça kişi 7-8 aylık bir devrenin sonunda 7 tane gök katını aşacaktır, 7. katta 7 tane âlem geçecektir. Sonra Sidretül Münteha’ya ulaşacaktır. Oradan da Allah'ın Zat'ına ulaşıp, Allah'ın Zat'ında ifna olacaktır.

İşte sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Bütün insanlar için yapılması lâzımgelen şey bunlardır.

Allah razı olsun.