Edep konusunda acaba bizleri aydınlatır mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Osmanlı » Edep konusunda acaba bizleri aydınlatır mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Edep konusunda acaba bizleri aydınlatır mısınız?

Sevgili kardeşlerim! Edep Osmanlı’nın baş tacıydı. Osmanlı ki; bir cihan hâkimiyetini bütünleştirmişti. Arkasında hep edep vardı sevgili kardeşlerim! İnsanların hepsinin mutlaka bir mürşidi vardı. Padişahlar da buna tâbîydi. Hiçbir Osmanlı padişahı olmamıştır ki; onun bir mürşidi olmasın.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın dizaynı açık ve kesin. Görevimiz, aslî görevimiz bir tane: Bütün insanları mutlu etmeye çalışmak. Eğer gayretimiz bu olursa; etrafımızdaki insanları mutlu etmek, o zaman şunu göreceğiz sevgili kardeşlerim: Onları mutlu etmek istikametinde yaptığımız gayretler hedefine ulaşsa da yani onu mutlu edebilsek de hedefine ulaşamasa da bizi mutlu eder. O zaman %100 kazanılmış olan bir ikramiye söz konusu. Mutlaka kazanacağınız bir şey… Siz gayret edeceksiniz etrafınızdaki insanları mutlu etmeye,  göreceksiniz ki; bazılarını mutlu edebileceksiniz, bazılarını edemeyeceksiniz. Bunları niye söylüyoruz size? ‘Mutlu edemediniz’ diye, ‘üzülmeyesiniz’ diye söylüyoruz. Çünkü siz başkalarını mutlu etmek istikametinde bir gayretin sahibi olduğunuz zaman, o kişiyi mutlu etseniz de derecat kazanırsınız, o kişiyi mutlu edemeseniz de gene derecat kazanırsınız. Aynı seviyede olmaz; birisi aşağıda, birisi yukarıda olacak. Mutlu edemediğiniz zaman daha az derecat kazanacaksınız. Ama kazanacaksınız sevgili kardeşlerim! Niçin başkalarını mutlu etmeyi başaranlar daha çok derecat kazanıyor? Çünkü karşı tarafa mutluluk vermeyi başarıyorlar. Başka bir insanın mutlu olmasını sağlamış oluyorlar. Onun bir mükâfatı var tabiî.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın istediği şey açık ve kesin bir hüviyet taşıyor. Allah istiyor ki; herkes mutlu olsun. Allah istiyor ki; sevgili kardeşlerim, bütün insanlar başkalarını mutlu etmek gibi bir imkâna her zaman sahip olacakları için onları mutlu ederek mutlu olsunlar. Bir insanın mutlu olması için sebeplerden bir tanesi zikirdir. Kim “Allah, Allah, Allah, Allah” diye sesle veya sessiz veya gene “Allah” kelimesi ama dilini bile kımıldatmadan söyleniyor, sessiz ve iç dünyadan olan bir zikir… Üçü de size derecat kazandırır. Başka insanları mutlu etmek mi? O da size derecat kazandırır. Birisi kendi kendinize derecat kazanabildiğiniz bir imkân; zikir. İkincisi başkalarına yardım, başka insanların varlığıyla sizin devreye girmenizi gerektiren her olayda sizin derecat kazanmanız. Gene başkalarına ulaştırdığınız, Allah’ın size emrettiği her güzel şey size derecat kazandırır. Bütün insanlar için realite hep budur sevgili kardeşlerim!

Konunun kökeninde sevmek var. İnsanları seveceksiniz ve düşünceniz hep: “Ben başka insanları mutlu ederek mutlu olmalıyım. Onların mutluluğu, benim için bir mutluluk sebebi olmalı. Bütün gayretimle onları mutlu etmeye çalışmalıyım.” Böylece bir taşla iki kuş vuracaksınız. Başka insanları mutlu etmenin zevkini yaşayacaksınız (1). İkincisi bu sebeple derecat kazanacaksınız; gene bir mutluluk. Öyleyse gayretiniz hep daim olsun sevgili kardeşlerimiz!

Allah razı olsun.

Benzer konular