Dua Nedir? Nasıl dua edilmelidir? Duanın kabul olması için şartlar nelerdir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Dua » Dua Nedir? Nasıl dua edilmelidir? Duanın kabul olması için şartlar nelerdir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Dua Nedir? Nasıl dua edilmelidir? Duanın kabul olması için şartlar nelerdir?

Bakara 186’da Allahû Tealâ, duamıza şartlara uyduğunuz takdirde, Allah’a ulaşmayı dilediğiniz takdirde icabet edeceğini söylüyor. Demek ki Allah ile aramızda duadan oluşan bir bağ olması gerekiyor. (Evet, kulun Allah'a yakarışı, Allah'tan talebi duadır). Gene Allahû Tealâ Furkan Suresi 77. âyet-i kerimesinde, Allah’ın katında dualarımızın makbul olduğunu söylüyor.

Şimdi âyetlere bakalım

2/BAKARA-186: Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîb(karîbun) ucîbu da’veted dâi izâ deâni, felyestecîbû lî velyu’minû bî leallehum yerşudûn(yerşudûne).
Ve kullarım sana, Benden sorduğu zaman, muhakkak ki Ben, (onlara) yakınım. Bana dua edilince, dua edenin duasına (davetine) icabet ederim. O halde onlar da Bana (Benim davetime) icabet etsinler ve Bana âmenû olsunlar (Bana ulaşmayı dilesinler). Umulur ki böylece onlar irşada ulaşırlar (irşad olurlar).


ve izâ seeleke ıbâdî: Kullarım sana Benden sual ederse, sorarsa.
annî fe innî karîb (karîbun): Muhakkak ki Ben onlara yakınım.
ucîbu da’veted dâi izâ deâni: Dua edildiği takdirde, dua edenin davetine icabet ederiz.
fel yestecîbû lî: Ama onlarda Benim davetime icabet ettikleri takdirde.
vel yu’minû bî: Ve onunla Benim davetimle âmenû oldukları takdirde.
leallehum yerşudûn (yerşudûne): Böylece hidayete, böylece irşada ulaşsınlar.

Furkan 77:

25/FURKÂN-77: Kul mâ ya’beu bikum rabbî lev lâ duâukum, fe kad kezzebtum fe sevfe yekûnu lizâmâ(lizâmen).
(Onlara): “Rabbim, dualarınız olmasa size değer vermez. Oysa siz yalanlamıştınız. Fakat (azap) kaçınılmaz olacak.” de.


Şimdi bu âyetlerin muhtevası içinde, “Allah’ın katında dualarınızın makbul olduğunu söylüyor” diyor.

1. suali: Dua nedir?
2. suali: Kabul olması için şartlar nelerdir?
3. suali: Dilinin ucuyla mı dua, yoksa yaşlı gözlerle mi dua edilmeli?

Bu konuda ciddi bir eksiklik ve bilmediğimiz bir konu olarak düşünüyorum.

Dua, Allah’tan talepte bulunmak, Allah’ı kişinin kalbinden geçen şeyin oluşması için davet etmektir. Allah’ın devreye girmesiyle farklı ve güzel bir şeyler oluşacaktır. Dua, Allah’ın kulun talebine icabet etmesi için, Allah’ı davet etmenin adıdır. Bunun adı dua.

Kabul olması için şartlar nelerdir?

Bir tek şart vardır, ehliyet. Kişi neye ehilse Allahû Tealâ kişinin duası ne olursa olsun, sadece onu verir. Bu noktadan hareket ettiğimiz zaman, dua ile kişinin seviyesi arasındaki bir ilişkinin devam ettiğini, etmesi lâzım geldiğini görüyoruz. Yani Allah’a ulaşmayı dileyen bir insan, “Yarabbi, beni daimî zikre ulaştır.” diye Allahû Tealâ’dan talepte bulunursa, bu tahakkuk edemez. Kişi ona ehil değildir.

Allah’a ulaşmayı dileyen kişi, Allah’a ulaşmayı diledikten sonra Allah’tan mürşidine ulaşmak için hacet namazını kılıp, talepte bulunacaktır. Mürşidine ulaştıktan sonra Allah’a ulaşma talebinin gerçekleşmesi tahakkuk edecektir, ruhu vücudundan ayrılacaktır, Allah’a doğru yola çıkacaktır ve Allah’a ruh mutlaka ulaşacaktır. Burada kişinin Allah’a ulaşmayı dilemesiyle, ruhunun Allah’a ulaşması arasında tam bir illiyet rabıtası var. Bu rabıtaya dikkatle bakarsak, şunu görüyoruz. Allah’ın sözü var:

“Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu mutlaka Kendime ulaştırırım.” Şûrâ Suresinin 13. âyet-i kerimesi:

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).

                
Öyleyse burada Allahû Tealâ’nın duaya cevabı, “Yarabbi beni Sana ulaştır, ben Sana ulaşmak istiyorum, beni Kendine ulaştır.” sualinin cevabı, Allahû Tealâ tarafından duanın mutlaka kabul edilmesidir. Kim gerçekten Allahû Tealâ’ya “Yarabbi ben Sana ulaşmayı diliyorum.” derse. Her Allah’a ulaşmayı dileyen kişinin duasını kabul eder mi Allahû Tealâ? İşte burada farklı hükümler var. Bir tanesi kişinin kalben mutlaka Allah’a ulaşmayı dilemesidir. Öbürü bunun bilincinde olmasıdır. Yani “Ben Allah’a ulaşmayı diliyorum, yarabbi beni Kendine ulaştır.” diyen bir insanla; Allah’a inanan, Allah’a insan ruhunun ölmeden ulaşmasına inanan, bunun kendi üzerine farz olduğuna inanan ve ruhunu Allah’a ulaştıracağına dair kesin şekilde inanan bir insan, Allah’a ulaşmayı dilediği zaman Allah mutlaka onun ruhunu Kendisine ulaştırır. Kalpten dilemekten muradımız, bu 4 tane esas-ı muhtevi olması kişinin. Bir başka deyişle, kişinin liyakatiyle, talep ettiği arasında birbirine ulaşabilirlik olması lâzım, Allah’a ulaşmayı dileyen kişi daimî zikri Allah’tan istiyorsa, Allah’a ulaşmak üzere yola çıktıktan sonra buna ulaşamaz. Ama Allah’a ulaşmayı dileyen kişi demin saydığımız 4 şartın sahibiyse o ehildir, mutlaka Allah’a ulaşacaktır.

Öyleyse bu kişi ne yapmıştır? Allah’a ulaşmayı dilemiştir ama şartlardan emin olarak. Kendisinin de ruhunu Allah’a ulaştıracağına inanıyor kişi.

* Allah’a inanıyor.
* Allah’a insan ruhunun ölmeden evvel ulaşacağına inanıyor.
* Bunun farziyetine de inanıyor.
* Ve kendisinin de bunu gerçekleştireceğine inanıyor.

Böyle bir standart içinde olan kişi, ruhunu ölmeden evvel mutlaka, Allah onu Kendisine ulaştırır. Peki bu kişi vuslata ulaştı (ruhu Allah’a ulaştı) ve şöyle düşünüyor:

“Ben Allah’a ulaşmayı diledim ve bunun için Allah’a ruhumu ulaştıracağımdan emindim. Biliyordum ki insan ruhunun Allah’a ölmeden evvel ulaşması lâzım. Bu üzerimize farz ve ben Allahû Tealâ’dan bunu diledim. Ve emindim ki Allahû Tealâ mutlaka benim ruhumu Kendisine ulaştıracak. Çünkü Allahû Tealâ, “Kim bana ulaştırmayı dilerse (bu şartların sahibi olarak), Ben onu mutlaka Kendime ulaştırırım.” diyordu. Öyleyse ben mutlaka Allah’a ulaşacağım.” Böyle bir niyetle Allah’a ulaşan kişi şöyle düşünmeli (bu noktadan sonra Allah’a ulaştıktan sonra):

“Yarabbi ben Sana ulaşmayı diledim. Bunun için bütün şartların kendimde olduğuna inandım. Ben emindim ki Sana ruhumu mülâki kılacağım (ulaştıracağım) Senin yardımınla. Bunun için Sen beni kendine ulaştırdın. Şimdi de ben kesin olarak inanıyorum ki, "Ben, Senin benim fizik vücudumu teslim alacağına kesin olarak inanırsam, yani yakîn hasıl ederek mutlak surette inanırsam, o zaman Sen benim fizik vücudumu da teslim alacaksın.” Fizik vücudunu teslim eden bir kişi, fizik vücudunu teslim ettikten sonra Allahû Tealâ’ya, “Yarabbi Sen benim fizik vücudumu da teslim aldın benim teslim talebim üzerine, öyleyse ben eminim ki, ben şimdi daimî zikre ulaşmayı dilediğim zaman Sen beni mutlaka daimî zikre ulaştıracaksın.” İşte bu îmân varsa kişinin içinde Allahû Tealâ onu fizik vücudunun teslimine ulaştırır. Ona ulaştıktan sonra talebi üzerine nefsin teslimine ulaştırır. Nefsin tesliminden sonra talep ettiği irşada ulaştırır. İrşada ulaştıktan sonra talep ettiği iradenin teslimine de mutlaka ulaştırır. Duanın kabul olması için şartlar bunlardır. Öyleyse böyle bir dizaynda duada şartların kabul edilebilmesi şartlı bir olgudur. Kişi dua ettiği şeye inanmalı, ondan emin olmalıdır. Duayla kabul şartı birbiriyle kesin olarak irtibattadır.

Sevgili kardeşlerim, şimdi siz biliyorsunuz ki yer çekimi diye bir kuvvet var. Ve eğer düşünürseniz, ben Allahû Tealâ’dan talep etsem ve yerden yavaş yavaş yükselmeye Allahû Tealâ bana nasip eder mi? Eğer buna gerçekten inanabilirseniz Allahû Tealâ mutlaka size onu sağlar. Şeytanında üzerinde dikkatle durduğu şey budur. Bunun olmayacağını, mümkün olamadığını size öyle bir telkin etmiştir ki, siz böyle bir şey imkânsız dersiniz. Öyle dediğiniz içinde hiçbir zaman gerçekleşmez. Ama bunun Allahû Tealâ isterse, mutlaka olacağına inanan kişi, onu istediği zaman Allahû Tealâ’dan, buna kesin olarak inandığı takdirde, Allahû Tealâ mutlaka onu gerçekleştirecektir. Peygamber Efendimiz (S.A.V) diyor ki:

“Vücut bulacağından emin olarak, Allah’tan talep edin.” diyor. “Allah’ın onu yerine getireceğine emin olarak, Allah’tan duada bulunun.” diyor.

Dilin ucuyla mı dua, yaşlı gözlerle mi dua edilmeli?

İkisinin de ötesinde o konunun olacağına dair, tam bir îmânla dua edilmelidir.

Benzer konular