Bugünkü dîn adamları, Kur'ân-ı Kerim’in Arapça olduğunu ve Arapça okunmasının farz olduğunu, ayrıca Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in şefaatçi olup, bütün kelime-i şahâdet getirenlerin cennete gideceğini anlatıyorlar. Bu konudaki yorumlarınızı alabilir miyim?
Anasayfa » Ana Sayfa » Kur'ân-ı Kerim Okumak » Bugünkü dîn adamları, Kur'ân-ı Kerim’in Arapça olduğunu ve Arapça okunmasının farz olduğunu, ayrıca Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in şefaatçi olup, bütün kelime-i şahâdet getirenlerin cennete gideceğini anlatıyorlar. Bu konudaki yorumlarınızı alabilir miyim?
Bugünkü dîn adamları, Kur'ân-ı Kerim’in Arapça olduğunu ve Arapça okunmasının farz olduğunu, ayrıca Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in şefaatçi olup, bütün kelime-i şahâdet getirenlerin cennete gideceğini anlatıyorlar. Bu konudaki yorumlarınızı alabilir miyim?
Es selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu! (Ve aleykum selâm ve rahmetullâhi ve berekâtuhu!)
“Efendimiz! Bugünkü dîn adamları, Kur'ân-ı Kerim’in Arapça olduğunu ve Arapça okunmasının farz olduğunu, ayrıca Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in şefaatçi olup, bütün kelime-i şahâdet getirenlerin cennete gideceğini anlatıyorlar. Bu konudaki yorumlarınızı alabilir miyim?”
“Kur'ân-ı Kerimin Arapça olduğunu ve Arapça okunmasının farz olduğunu söylüyorlar.”
Evet, Kur'ân-ı Kerim’in Arapça okunması farzdır. Doğru söylüyorlar. Yani kim Kur'ân’ı Arapça aslından okursa bu bir farzdır. Allahû Tealâ: “Kur'ân’ı okuyun.” diyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e de ilk verdiği emir: “Oku!” emridir. Ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in kalbine Kur'ân-ı Kerim’i yazmıştır. Kalbine yazdığı Kur'ân-ı Kerim’i, Peygamber Efendimiz (S.A.V) okuma yazmayı bilmediği halde kalbindeki bütün Kur'ân-ı Kerim’i devamlı olarak okumuştur, hiçbir noktada bir yanlışlık olmadı. Şimdi kardeşimiz: “Arapça harflerinin okunmasının farz olduğunu” demek istiyor belki de? Aslında o da doğrudur. Ama kişi eğer Arapça (Arap harflerini) bilmiyorsa, Latin harfleriyle yazılan bir Kur'ân-ı Kerim’i okuması, o kişiye Arap harfleriyle okuduğu kadar sevap sağlamasa da (sağlaması mümkün değildir) sevap kazanması mutlaka gerçekleşir.
“Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in şefaatçi olacağına, kıyâmet günü kelime-i şahâdet getirenlerin cennete gideceğini söylüyorlar?”
Böyle bir şey söz konusu değil, mümkün değil. Ne yazık ki, insanlar bu hurafelere hep inanmışlar. Ve bu sebeple “Biz, o gün: ‘Lâ ilâhe illâllah Muhammeden resûlullâh!’ deriz, hop Allah bizi cennetine alır!” Almaz! Hiç kimse o gün kelime-i şahâdet getirerek cennete gireceğini zannetmesin. Kur'ân-ı Kerim bunu kesin bir şekilde önlüyor. Daha Allah'a mülâki olmayı dilemek noktasında, dilemeyenlerin mutlaka cehenneme gideceğini söylüyor Allahû Tealâ. Hurafeler geçerli değildir, Kur'ân geçerlidir. Hepimiz, Kur'ân’ı öğrenmekle mânâsını, lafzını ve ruhunu öğrenmekle vazifeliyiz. Allahû Tealâ bize hamdolsun ki, Kur'ân’ın 7 tane ruhunu da öğretti.
“Efendimiz! Bugünkü dîn adamları, Kur'ân-ı Kerim’in Arapça olduğunu ve Arapça okunmasının farz olduğunu, ayrıca Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in şefaatçi olup, bütün kelime-i şahâdet getirenlerin cennete gideceğini anlatıyorlar. Bu konudaki yorumlarınızı alabilir miyim?”
“Kur'ân-ı Kerimin Arapça olduğunu ve Arapça okunmasının farz olduğunu söylüyorlar.”
Evet, Kur'ân-ı Kerim’in Arapça okunması farzdır. Doğru söylüyorlar. Yani kim Kur'ân’ı Arapça aslından okursa bu bir farzdır. Allahû Tealâ: “Kur'ân’ı okuyun.” diyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e de ilk verdiği emir: “Oku!” emridir. Ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in kalbine Kur'ân-ı Kerim’i yazmıştır. Kalbine yazdığı Kur'ân-ı Kerim’i, Peygamber Efendimiz (S.A.V) okuma yazmayı bilmediği halde kalbindeki bütün Kur'ân-ı Kerim’i devamlı olarak okumuştur, hiçbir noktada bir yanlışlık olmadı. Şimdi kardeşimiz: “Arapça harflerinin okunmasının farz olduğunu” demek istiyor belki de? Aslında o da doğrudur. Ama kişi eğer Arapça (Arap harflerini) bilmiyorsa, Latin harfleriyle yazılan bir Kur'ân-ı Kerim’i okuması, o kişiye Arap harfleriyle okuduğu kadar sevap sağlamasa da (sağlaması mümkün değildir) sevap kazanması mutlaka gerçekleşir.
“Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in şefaatçi olacağına, kıyâmet günü kelime-i şahâdet getirenlerin cennete gideceğini söylüyorlar?”
Böyle bir şey söz konusu değil, mümkün değil. Ne yazık ki, insanlar bu hurafelere hep inanmışlar. Ve bu sebeple “Biz, o gün: ‘Lâ ilâhe illâllah Muhammeden resûlullâh!’ deriz, hop Allah bizi cennetine alır!” Almaz! Hiç kimse o gün kelime-i şahâdet getirerek cennete gireceğini zannetmesin. Kur'ân-ı Kerim bunu kesin bir şekilde önlüyor. Daha Allah'a mülâki olmayı dilemek noktasında, dilemeyenlerin mutlaka cehenneme gideceğini söylüyor Allahû Tealâ. Hurafeler geçerli değildir, Kur'ân geçerlidir. Hepimiz, Kur'ân’ı öğrenmekle mânâsını, lafzını ve ruhunu öğrenmekle vazifeliyiz. Allahû Tealâ bize hamdolsun ki, Kur'ân’ın 7 tane ruhunu da öğretti.
