Allah’a ulaşmayı dilemeyi bazı insanlar şöyle algılıyorlar: Namaz, oruç ve diğer ibadetlere gerek yokmuş gibi. Bunca günahkâr insanlar bir Allah’a ulaşmayı dilemekle mi cennete girecek?

Anasayfa » Ana Sayfa » Zikir » Allah’a ulaşmayı dilemeyi bazı insanlar şöyle algılıyorlar: Namaz, oruç ve diğer ibadetlere gerek yokmuş gibi. Bunca günahkâr insanlar bir Allah’a ulaşmayı dilemekle mi cennete girecek?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah’a ulaşmayı dilemeyi bazı insanlar şöyle algılıyorlar: Namaz, oruç ve diğer ibadetlere gerek yokmuş gibi. Bunca günahkâr insanlar bir Allah’a ulaşmayı dilemekle mi cennete girecek?

Evet. Bunca günahkâr insan, en büyük günahı işleyen insan bile, Allah’a ulaşmayı dilediği anda cehennemden mutlak olarak kurtulurlar. 6-7 saniye içinde Allahû Tealâ onlara furkanları verip onların günahlarını mutlaka örter ve kişi günahlarından berî olur. Günahları sevaplarının altında kalır. Onlar sevapları günahlarından çok olan insanlar olacakları için o anda, ondan sonra da zaten Allahû Tealâ onlara Allah’a ulaşma sevgisini verecektir, mürşide ulaştıracaktır, ruhunu Allah Kendisine ulaştıracaktır O kişinin.

Onun için bunca günahkâr insan sadece Allah’a ulaşmayı dilemekle cennete mi girecek? Evet. Sadece Allah’a ulaşmayı dilemekle cennete girecek. Aynen öyle söylüyor Kur’ân-ı-Kerim. Hem de sadece cennete girmekle kalmayacak, o kişi fısktan kurtulacak, cehennemden kurtulacak, dalâletten kurtulacak, hüsrandan kurtulacak,  şirkten kurtulacak. Tam 11 tane faktörsöz yer alıyor burda.

Oysa ki Allah’a ulaşmayı dileyen insanlar namaz, oruç, zikir gibi değerini bilmediği ibadetleri gerçek mânâda yapacak. Yani ondan evvel değerini bilmeden yapıyorlardı. Kendilerine de hiçbir fayda sağlamıyordu. Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir insan ömrünü ibadetle geçirse, Allah’a ulaşmayı dilemediği için bütün amelleri heba olacağı için, ibadetlerinden kazandığı dereceler yok olacak.  

Öyleyse Allah’a ulaşmayı dileyen insan, sadece Allah’a ulaşmayı dilediği için Allah onu mutlaka Kendisine ulaştıracaktır. Sözlerimize dikkat edin. Allah o kişiyi Kendisine ulaştıracaktır.

“Zikir çekmenin üzerimize farz olduğunu çoğumuz bilmiyoruz.” diyor.

Zikir farzdır. Muzzemmil Suresi 8. âyet-i kerimesi:
 
73/MUZZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).
Ve Rabbinin İsmi'ni zikret ve herşeyden kesilerek O’na ulaş.


Günün yarısından daha fazla zikir farzdır. Ahzab 41:

33/AHZÂB-41: Yâ eyyuhâllezîne âmenûzkurûllâhe zikran kesîrâ(kesîran).
Ey âmenû olanlar! Allah’ı çok zikirle (günün yarısından fazla) zikredin.


Ve Nisâ Suresinin 103. âyet-i kerimesi:

4/NİSÂ-103: Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alâl mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).
Böylece namazı bitirdiğiniz zaman, artık ayaktayken, otururken ve yan üstü iken (yatarken), (devamlı) Allah'ı zikredin! Daha sonra güvenliğe kavuştuğunuz zaman, namazı erkânıyla kılın. Muhakkak ki namaz, mü'minlerin üzerine, "vakitleri belirlenmiş bir farz" olmuştur.


fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum: Ayaktayken, otururken ve yan üzeriyken (yan üstü yatarken) Allah’ı hep zikredin!

Zikir de, çok zikir de, daimî zikir de farz. Öyleyse daimî zikre doğru yelken açmalısınız. Az zikir ile başlayın, adım adım zikrinizi yükseltin.

Benzer konular