İbadetlerle Allah’ın kulu olamıyor muyuz? Allah’ın kulu olabilmemiz için ne yapmalıyız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Fena Makamı (1. teslim: ruh teslimi) » İbadetlerle Allah’ın kulu olamıyor muyuz? Allah’ın kulu olabilmemiz için ne yapmalıyız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

İbadetlerle Allah’ın kulu olamıyor muyuz? Allah’ın kulu olabilmemiz için ne yapmalıyız?

Sevgili kardeşlerim! Allah’ın kulu olmak Allah’ın emirlerini yerine getirmekle mümkündür.

Allah'a ulaşmayı dilemek bunun başlangıcıdır.
Mürşide tâbiiyet 2. safhası,
Ruhunu Allah’a ulaştırmak 3. safhası,
Fizik vücudu teslim etmek; 4,
Nefsi teslim etmek; 5,
Muhlis olmak; 6,
İradeyi Allah’a teslim etmek; 7.

7 tane safha adım adım bizi en üst noktaya götürür. Bunların davranış biçimleri itibariyle her birisi ayrı bir görevdir. Ama hepsini gerçekleştirmekle vazifeli kılmış Allahû Tealâ hepimizi.

Sevgili kardeşlerim! Mutlu olmak istiyorsanız Allah’ın emirlerini yerine getirmekle, bu emirleri her geçen gün Allah’ın emrettiği seviyeye yaklaşmak üzere bir dizaynla gerçekleştirirseniz daha başarılı olursunuz. Günde aslında 5 vakit namaz söz konusu ama bunu 7’ye çıkarmalısınız.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ istiyor ki; mutlu olun. Mutlu olmak Allah’ın emirlerinin yerine getirilmesi, yasaklarının da işlenmemesi şeklinde tahakkuk eder. Öyleyse Allahû Tealâ neyi emretmişse onu yapmak mecburiyetindeyiz ve bunu gerçekleştirdiğimiz takdirde hepimiz mutlu olduğumuzu göreceğiz. İşte bu bizi Allah’ın emirlerini daha üst boyutta gerçekleştirmemiz için kamçılayacaktır ve her geçen gün Allah’ın emirlerini daha üst seviyede yapmanın mutluluğunu ve huzurunu yaşamakta olacağız. Allahû Tealâ sevgili kardeşlerim, sizden bunu niçin istiyor? Sizin mutlu olmanız için istiyor. Allahû Tealâ’nın sizden beklediği bir fayda yok. O’na faydası dokunacak olan bir şey değil bu; sizin namaz kılmanız, oruç tutmanız, zekât vermeniz. Ama Allahû Tealâ’nın emrini yerine getirmeniz istikametinde bu sizin başarınızdır ki; Allah’ın sizi daha çok sevmesini ifade eder. Yetmez, bir taraftan da kazandığınız dereceler çoğalır. Biliyorsunuz ki; Allahû Tealâ’nın dizaynı açık ve kesin. Ne kadar çok derecemiz varsa o kadar üst kat cennete gireriz.

Günahlarımızın sevaplarımızdan fazla olması halindeyse gideceğimiz yer cennet değildir sevgili kardeşlerim! Öyleyse bir gayretin sahibi olmak mecburiyetindeyiz. Hepimiz Allah için yaşamalıyız. Allah için yaşamak demek aslında başkaları için yaşamak demek. Yani başkalarına mutluluk vermek için her an bir şeyler yapmak gereğini duymalıyız. “İnsanları, acaba ben etrafımdaki arkadaşlarımı nasıl mutlu edebilirim? Onlara ne yaparsam onları mutlu edebilirim?” Bunu hep düşünmelisiniz sevgili kardeşlerim! Tatbikata geçirdiğiniz zaman, onları her mutlu edişinizde asıl sizin mutlu olduğunuzu yaşamaya başladığınız andan itibaren hayatınız değişecektir. Artık siz başka birisisiniz. Başkaları için yaşayan birisi ve mutlu birisi... Bu mutluluğu yaşadıktan sonra artık vazgeçemezsiniz. Artık hayatınız, hep başka insanları mutlu etmek sadedinde gayretin sahibi olmaktır. O zaman “hah” diyeceğiz biz size, “Tamam. İşte yapmanız lâzımgelen buydu, başardınız. Tebrikler!”

Sevgili kardeşlerim! Zor bir şey mi? Ne olur hayatınızı başkalarının mutluluğuna adayıp da onlar için yaptığımız her gayet sebebiyle asıl bizim mutlu olmamızı temin etmek; çok güzel bir şey değil mi sevgili kardeşlerim?  Mutlu olmanın en kolay yolu, en kolay yolu, en kolay yolu başkalarını mutlu etmektir. Her birine verdiğiniz mutluluk kadarını Allahû Tealâ mutlaka siz de yaşatacağı için, etrafınızdaki insanlar da her an en az 8-10 kişi olacağı cihetle, kim bilir başka daha ne kadar çoğa varabilir bu. Her gün mutluluk derecenizi kat kat arttırabilirsiniz. Mutluluk seviyenizi yükseltebilirsiniz. Mutluluk çıtası yükselir. Ama bunun ne kadar güzel bir şey olduğunu mutluluk seviyeniz arttıkça göreceksiniz ve vazgeçemeyeceksiniz.

İşte o zaman Allahû Tealâ’nın niçin bunları ortaya koyduğunu, vazife olarak verdiğini çok daha güzel idrâk edeceksiniz. Çünkü Allahû Tealâ ister ki; herkes mutlu olsun. Etrafına mutluluk veren bir kişi, onları mutlu ettiği için mutludur. Ama onlar da mutludur, mutluluk verdiği kişiler de mutludur, mutluluğu veren de mutludur. Allahû Tealâ’nın istediği şey de zaten bu: Her an herkesin mutlu olması. Ama Allahû Tealâ bedavadan mutluluğu vermiyor. Mutlaka bir gayretin sahibi olmalıyız. Bu sahibiyet de bizi mutlaka hedefe götürür.

Allah razı olsun.

Benzer konular