Zumer 54 ve İbrâhîm 44’teki kişilerin Yûnus 7 ve 8'deki Allah’a ulaşmayı dilemeyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Fena Makamı (1. teslim: ruh teslimi) » Zumer 54 ve İbrâhîm 44’teki kişilerin Yûnus 7 ve 8'deki Allah’a ulaşmayı dilemeyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Zumer 54 ve İbrâhîm 44’teki kişilerin Yûnus 7 ve 8'deki Allah’a ulaşmayı dilemeyenler olduğunu söyleyebilir miyiz?

Zumer Suresinin 54. âyet-i kerimesinde “Üzerinize azap gelmeden önce Allah'a yönelin ve ona teslim olun sonra yardım olunmasınız.” buyuruyor. İbrâhîm Suresinin 44. âyet-i kerimesinde ise “ İnsanları azabın geleceği günle uyar, o gün zalim olan kişi der ki: Rabbim benim ecelimi tehir et senin davetine icabet edeyim.” Buna göre bu azap sahiplerinin ve zalimlerin Yûnus Suresinin 7. ve 8. âyetlerine göre Allah'a ulaşmayı dilemeyenler olduğunu  söyleyebilir miyiz?

Zumer 54:

39/ZUMER-54: Ve enîbû ilâ rabbikum ve eslimû lehu min kabli en ye’tiyekumul azâbu summe lâ tunsarûn(tunsarûne).
Ve Rabbinize (Allah’a) yönelin (ruhunuzu Allah’a ulaştırmayı dileyin)! Ve size azap gelmeden önce O’na (Allah’a) teslim olun (ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi, iradenizi Allah’a teslim edin). (Yoksa) sonra yardım olunmazsınız.


Rabbinize yönelin ve ona teslim olun  ruhunuzu da, vechinizi de, nefsinizi de, iradenizi de Allah'a teslim edin. Evvela “Yönelin.” diyor sonra da “Teslim edin.” diyor Allahû Tealâ. Bütün muhtevayı almış Zumer-54. Allah'a ulaşmayı dilemekten başlayarak iradenin teslimine kadar İslam’ın bütünü Zumer-54’ün içinde. Allah'ın ahdi bu âyet-i kerimenin içerisinde. Ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah'a teslimi, Allah'a ulaşmayı dilemekten başlayarak.

“Üzerinize azap gelmeden evvel.” diyor. İster dünya azabı diye düşünün yani cehennem azabı, ister ölümden sonra ki kabir azabı olarak düşünün her ikisinde de kesin bir sonuç çıkıyor ortaya.

“Bu dünya hayatını yaşarken Allah'a ulaşmayı dileyeceksiniz ve Allah'a   teslim olacaksınız. Teslim olmazsanız o zaman size yardım edilmez” diyor Allahû Tealâ.

İbrâhîm 44:

14/İBRÂHÎM-44: Ve enzirin nâse yevme ye’tîhimul azâbu fe yekûlullezîne zalemû rabbenâ ahhırnâ ilâ ecelin karîbin nucib da’veteke ve nettebiir rusule, e ve lem tekûnû aksemtum min kablu mâ lekum min zevâl(zevâlin).
Azabın onlara geleceği gün ile insanları uyar. O zaman zalimler şöyle diyecek: “Rabbimiz, bizi yakın bir süreye kadar tehir et (bize zaman ver). Senin davetine icabet edelim ve resûllere tâbî olalım.” Daha önce “sizin için bir zeval olmadığına” yemin eden siz değil misiniz?


ve enzirin nâse yevme ye’tîhimul azâbu: Azabın onlara geleceği gün ile insanları uyar.
fe yekûlullezîne zalemû: O zaman, o gün geldiğinde zalimler derler ki:
rabbenâ ahhırnâ ilâ ecelin karîbin: Rabbimiz, bizi yakın bir süreye kadar tehir et, bize zaman ver.

Yani ölüm gelmiş kapılarını çalmış ölmek üzereyken bunu söylüyorlar. Artık Allahû Tealâ onlara görünüyor. Ve diyorlar ki:

“Ya Rabbi bizi yakın bir süreye kadar tehir et, bize zaman ver.”

nucib da’veteke: Senin davetine icabet edelim.
    
Daveti neydi Allahû Tealâ’nın? Allah'a ulaşmayı dilemekten başlayarak mürşide ulaşmak ruhu, vechi, iradeyi, iradeyi Allah teslim etmek. Davetine icabet edelim.  
    
ve nettebiır rusule: Ve resûllere tâbî olalım.
e ve lem tekûnû: Siz değil miydiniz.
aksemtum: Kasem eden.
min kablu mâ lekum min zevâl: Sizin için bir zeval olmadığına dair, ondan evvel yemin eden siz değil miydiniz?

Yani “Allah'ın cehennemi bizim için değildir, bizim için bir zeval yoktur. Kıyâmetin de olacağını sanmıyorum diyen siz değil miydiniz.” diyor Allahû Tealâ.

Zumer-54’te Allahû Tealâ, insanların üzerlerine azap gelmeden evvel Allah'a ulaşmalarını dilemelerini, Allah'a yönelmelerini ve bütün teslimleri gerçekleştirmelerini istiyor.

İbrâhîm-44’de ise “İnsanları uyar.” diyor. Çünkü onlar öldükleri zaman, üzerlerine azap geldiği zaman (ölümle kabir azabı)i o zaman onlar diyecekler ki;

“Ya Rabbi bizi ertele, biz anlamadık hakikatleri ama şimdi,  artık biliyoruz bize müddet ver ki  senin resûllerine tâbî olalım ve davetine icabet edelim. Yani ruhumuzu da, vechimizi de, nefsimizi de, irademizi de Allah'a teslim edelim."

Allah'ın daveti hakkadır (Kendisinedir). "lehu da'vetul hakku" diyor Allahû Tealâ. Daveti, Allah'a ulaşmayı dilemekle başlayan bir seri işlem ifade eder.

Şimdi azap sahipleri kimler; Allah'a ulaşmayı dilemeyenler.
Zalimler kimler; nefslerine zulmedenler, başkalarına zulmedenler.

İster kendi nefslerine zulmetsinler; Allah'a ulaşmayı dilemesinler. İster başka insanlarında Allah'a ulaşmayı dilemelerine mani olsunlar bu insanlar zalimlerdir. Birinciler Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için kendi nefslerine zulmedenlerdir. İkinciler başkalarının da Allah'a ulaşmalarını dilemelerine mani oldukları için onlara da zulmedenlerdir. Öyleyse o bütün insanlar ister kendilerine zulmetsinler Allah'a ulaşmayı dilemesinler. İster başka insanların ulaşmalarına mani olsunlar ama öldükleri zaman hepsi aynı şeyi söyleyecekler. İbrâhîm Suresinin 44. âyet-i kerimesi. İbrâhîm Suresinin 44. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ resûllerinden bahsediyor, her kavmin resûllerinden kendi dilleri ile konuşulacağını söylüyor ve o sebeple azabın mümkün olduğunu söylüyor. 44. âyet-i kerimesinde ise bunu söylüyor. Ölen zalimlerin öldükleri zaman Allah'a söyledikleri şey:

“ Ya rabbi bizi tehir et, tekrar dünyaya gönder resûllerine tâbî olalım ve senin davetine icabet edelim."

Şimdi Yûnus 7 ve 8’e bakıyoruz:     

10/YÛNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatmeennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).
Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.

10/YÛNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir).


Allahû Tealâ diyor ki:

“Onlar kesinlikle Allah mülaki olmayı (bize mülaki olmayı) dilemezler. Onlar dünya hayatından razıdırlar, dünya hayatıyla mutmain olurlar. Onlar bizim âyetlerimizden gâfil olanlardır.” diyor Allahû Tealâ. “Onlar bizim âyetlerimizden gâfil olanlardır.” diyor.

Sonra Allahû Tealâ diyor ki:

“Onların gidecekleri yer kazandıkları dereceler itibari ile ateştir, cehennemdir."

Bu insanlar muhakkak ki kesinlikle Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerdir, zalimler.


Benzer konular