Şirk Allah’ın istemediği şeylerin gerçekleşmesidir. Bu muhtevada bir açık şirk vardır. Yani günah açıkça işlenmiştir, herkes onu görmüştür. Bir de gizli şirk vardır, bir hırsızın kimseye çaktırmadan bir şeyi çalması hali meselâ buna bir misâl gösterilebilir. Bu da gizli şirktir. Gizli bir hata işlemektir.
Öbür taraftan insanların Allah’ın doğrularını yanlışlarla değiştirmeleri halinde, bu olaya da şirk diyor.
• Bir insan Allah’a ulaşmayı dilediği zaman 1. kat cennetin,
• Mürşidine tâbî olduğu zaman 2. kat cennetin,
• Ruhunu Allah’a ulaştırdığı zaman 3. kat cennetin,
• Fizik bedenini teslim ettiğinde 4,
• Nefsini teslim ettiğinde 5,
• Muhlis olduğunda 6,
• İradesini Allah’a teslim ettiğinde 7. kat cennetin sahibi olur.
Ama insanların çoğu bunların, bu hakikatlerin unutulduğu bir dünyada yaşıyorlar. O zaman Allahû Tealâ’nın güzelliğini onlar yaşayamazlar. Mutlu olamazlar sevgili kardeşlerim!
İşte insanların Allahû Tealâ’nın güzelliklerini isteyerek, bilerek gerçekleştirmeleri veya Allah’ın yasak ettiği fiilleri isteyerek, bilerek gerçekleştirmeleri iki ayrı hedefe götürür insanı. Bunlar başkaları tarafından bilinmesi halinde açık şirki ifade eder. Başkalarına vereceğiniz, herhangi bir kişinin başkalarına yapacağı bütün kötü davranışlar eğer onlar tarafından işlenmişse bu Allahû Tealâ’nın onlara vereceği bir cezayı ifade eder.
Sevgili kardeşlerim! Asıl olan Allah’ın güzelliklerini yaşamaktır. Allah’ın emirlerini yerine getiren, bütün emirlerin kendisi tarafından işlendiği bir insan şirkte olmaz. O Allahû Tealâ’nın güzelliklerini yaşayan bir insandır. Allah’ın âyetlerini inkâr eden insanlar, bu inkârları devam ettiği sürece hep şirkte olanlardır.
Sevgili kardeşlerim! Hepiniz için kapılar ardına kadar açık. Allah’ın emirlerini gerçekleştirdiğiniz süre boyunca, Allah’ın söylediklerini Kur’ân âyetlerine uygun bir şekilde tekrarladıkça şirkte olmazsınız. Allahû Tealâ Tevrat’a da İncil’e de Kur’ân-ı Kerim’e de aynı esasları koymuştur: 7 safha ve 4 teslim. Öyleyse “O ayrı bir dînden, o kâfir.” şeklindeki bir ifade doğru olmaz sevgili kardeşlerim! Çünkü Tevrat’ı da İncil’i de Kur’ân-ı Kerim’i de A’dan Z’ye inceledik. Allahû Tealâ yolları gösterdi. Tespit ettiğimiz şeyler açık ve kesin. Hz. Musa bir peygamberdir. Hz. İsa bir peygamberdir. Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) bir peygamberdir. Zaman sıralamasına göre yaptık sıralamayı.
Öyleyse Allah’ın peygamberlerini inkâr etmek ve “Onlar gâvurdur.” demek, “Kâfirdir.” demek yanlış bir şey sevgili kardeşlerim. Kaldı ki Tevrat’ı da inceledik. İncil’i de inceledik. 7 safha ve 4 teslimin Tevrat’ta da İncil’de de mevcut olduğunu kesin olarak biliyoruz. Öyleyse neden başkalarını küçültelim sevgili kardeşlerim? Onları da dost edinelim. Onlarla da dostça konuşmalar yapalım. Hatta beraber olduğumuz konularda onlarla tezekkür etmek, konuları müzakere etmek çok güzel bir şey olur. Böylece dînler arası diyalog Allahû Tealâ’nın bize emrettiği standartlarda her geçen gün daha üst seviyede gerçekleşir.
Sevgili kardeşlerim! Düşmanımız olmasına değil, dostumuz olmasına çalışalım. Bunun için yapmamız lâzım gelen şey, herkese en güzel davranışlarla davranmaktır.
Allah razı olsun.