Peygamber Efendimiz (S.A.V), sahâbe ve osmanlının yaşadığı tasavvuf, Kur’ân’daki tasavvuf mudur?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sahabe » Peygamber Efendimiz (S.A.V), sahâbe ve osmanlının yaşadığı tasavvuf, Kur’ân’daki tasavvuf mudur?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Peygamber Efendimiz (S.A.V), sahâbe ve osmanlının yaşadığı tasavvuf, Kur’ân’daki tasavvuf mudur?

Müsadenizle sualime geçmek istiyorum. “Allah ile beraber olmak isteyen ehli tasavvuf ile beraber otursun.” buyurmuş Peygamber Efendimiz (S.A.V). “Allah ile beraber olmak isteyen ehli tasavvuf ile beraber otursun.” Sahâbenin içinde yaşadığı tasavvuf, Osmanlı’nın içinde yaşadığı tasavvuf, şeriatıda, tarikatıda, fıkhıda, fıkhın ötesini de içine alan tasavvuf, Kur’ân’daki İslâm'mıdır?

Evet. Tasavvuf müessesesi aslında şeriatında ta kendisidir. Allahû Tealâ Şûrâ 13'te:

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“Hz. İbrâhîm’in, Hz. Nuh’un, Hz. Musa’nın, Hz. İsa’nın şeriatı, yani onlara verdiğimiz şeriatı sana da vahyetmek suretiyle sana da şeriat kıldık." Şunun için şeriat kıldık ki diyor Allahû Tealâ:

"Dinde fırkalara ayrılmayın diye ve dini kıyamda tutun diye.”

Öyleyse 4 tane peygamber sayıyor ve hiçbirinin fırkalara ayrılmamış olduğunu söylüyor Allahû Tealâ. Aynı dîni yaşamışlar, fırkalara ayrılmadan yaşamışlar. Tek bir şeriat söz konusu olmuş. Şeriat dediğimiz zaman emredici kaideler değil sadece. “Onlara verdiğimiz şeriatı size de şeriat kıldık.” Niçin kıldık? Dînde fırkalara ayrılmayasınız diye. Nasıl davranacaksınız diye değil, davranışlarınızı tanzim etmek için değil, fırkalara ayrılmayın diye verdik. " diyor Allahû Tealâ. Yani şeriat fırkalara ayrılmamanın ve dîni ayakta tutmanın bütünüdür. Dîni ayakta tutmaksa Allah’a ulaşmayı dilemek, mürşide ulaşmak, tâbiiyet, ruhu, vechi, nefsi, iradeyi Allah’a teslim etmek gibi 7 tane safha içerir.  

Şeriat, tarikatın da, fıkhın da bütünüdür. Yani şeriat dediğimiz şey yanlış anlaşılmış insanlar tarafından, yalnız insanlar arasındaki davranış biçimlerini düzenleyen kaidelere şeriat denmiş. Oysaki öyle değil. Şeriat, eğer bir ayrım yapıyorsa insanlar tasavvuf ve fıkıh diye, tasavvuf ve şeriat diye, bu yanlış bir ayırımdır. Şeriat hem fıkhı hem tasavvufu bünyesine alır. Tasavvuf Kur’ân’ın bütünüdür. Ve şeriatla aslında tasavvuf aynı şeydir. Çünkü fıkıhta tasavvufun ötesindeki davranış biçimlerini sergilediği zaman tasavvufun içindekilerini de ihtiva eder. Onlar da aynı fıkıhla amel etmek mecburiyetinde. Ve tasavvuf  Kur’ân’daki İslâm’dır. Kur’ân’daki İslâm 7 tane safha, 4 tane teslim içerir. Ve bütün Kur’ânî emirleri ve nehiyleri ihtiva eder.

Benzer konular