Allahû Tealâ kişiye cüz’i iradeyi vermiş. İrade, kişinin kişisel iradesidir. Ve dilediği gibi kullanmakta serbesttir. Allahû Tealâ diyor ki:
“Dilediğinizi yapmakta serbestsiniz. Ama dikkat edin ki; eğer Bana ulaşmayı dilemezseniz gideceğiniz yer cehennemdir ve sizi Ben cehenneme mahkûm etmiyorum. Siz Bana ulaşmayı dilememekle kendinizi cehenneme mahkûm ediyorsunuz.”
Allahû Tealâ cüz’i irade vermiş. Bu istikamette söylediklerine bakıyoruz.
Bu muhtevada Allah’ın dizaynı açık bir şekilde gösteriyor bunu. Allah insanlara müdahale ederek Allah'a ulaşmayı diletseydi, o zaman dilettiği insanlarla diletmediği insanlar arasında Allah’ın El-Adl ve El-Hakk esmalarına karşı bir olay, farklı bir davranış söz konusu olacaktı. Bunun için cüz’i irade Allahû Tealâ için kutsaldır.
Kişiler diledikleri gibi iradelerini kullanmakta serbesttirler. Ama Allahû Tealâ diyor ki: “Dikkat edin ki; yaptığınız davranışların arkasında ya mücazat vardır, size negatif dereceler verilir, cezalandırılırsınız. Ya da mükâfat vardır; size pozitif dereceler verilir, mükâfatlandırılırsınız. Cenneti veya cehennemi seçim, sizin elinizde; Biz ona karışmıyoruz.” diyor Allahû Tealâ.
Cehenneme gitmek isteyen bir kişiyi cennete almıyor Allahû Tealâ. Cennete gitmek isteyen bir kişiyi de cehenneme almıyor Allahû Tealâ. Kulunun cüz’i iradesine bırakmış. İşte 2 nevi insan:
1-Allah'a ulaşmayı dileyenler. Mutlaka Allah’ın cennetine girecekler. Allahû Tealâ diyor ki: “Allah’ın sözünde hulf olmaz. Hilaf yoktur. Değişiklik olmaz. Ne söz verdiyse mutlaka yerine getirir.”