Bir insanın nefsini tezkiye edebilmesi mutlaka mürşidine ulaşmasını gerektirir. Bu kişi hacet namazını kılacak, Allah’tan mürşidini soracak ve mürşidine tâbî olacak. Tâbiiyetle beraber zikir çok önem kazanan bir olay olur. Kişinin nefs tezkiyesi, nefsinin kalbinin %51 nurla kaplanmasına bağlı. Zikir nefsinizin kalbine nur biriktirir. Daimî zikirde olan birinin nefsinin kalbi bütünüyle afetlerden kurtulmuştur. O daimî zikrin sahibi olarak bir ömür boyu nefsinin kalbinde afetler kalmaksızın yaşayacaktır ve dünyadaki en mutlu insanlardan birisi olacaktır. Bir insanın nefsinin kalbindeki afetleri yok eden bir tek ilaç vardır. Onun adı zikirdir. “Allah” kelimesinin tekrarıdır. Kim nefsinin kalbindeki afetlerin tesir sahası içindeyse, o kişi hemen zikre başlamalı ve zikrini arttırdıkça söylediğimizin gerçek olduğunu birer birer yaşamalı inşaallah.
Allah razı olsun.