Namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek ve kelime-i şehadet getirmek İslâm'ın 5 şartı ile cennete gidemiyorsak ve Allah'a ulaşmayı dileyerek gidebiliyorsak, Allah'a ulaşmayı dilemekle İslâm'ın 5 şartı arasındaki fark nedir? Açıklayabilir mis

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek ve kelime-i şehadet getirmek İslâm'ın 5 şartı ile cennete gidemiyorsak ve Allah'a ulaşmayı dileyerek gidebiliyorsak, Allah'a ulaşmayı dilemekle İslâm'ın 5 şartı arasındaki fark nedir? Açıklayabilir mis
share on facebook  tweet  share on google  print  

Namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek ve kelime-i şehadet getirmek İslâm'ın 5 şartı ile cennete gidemiyorsak ve Allah'a ulaşmayı dileyerek gidebiliyorsak, Allah'a ulaşmayı dilemekle İslâm'ın 5 şartı arasındaki fark nedir? Açıklayabilir mis

İşte açık değil mi? Söylenilen fark. Ama arada dikkat edilmesi lâzımgelen özellikler var.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ zikir adı verilen bir müesseseyi koyuyor Kur’ân-ı Kerim’e. Allah’ın isminin “Allah, Allah, Allah, Allah” diye tekrarlanması… Böyle bir şey, zikir adı verilen müessese bir insanın nefsinin kalbini nurlarla doldurabilmesinin tek imkânıdır. Başka bir imkân söz konusu değildir. Sadece zikir adı verilen bu ibadet yani “Allah” kelimesinin “Allah, Allah, Allah” diye tekrarı bir kişinin nefsinin kalbini nurlarla doldurabilir. Ama mürşide tâbiiyet yoksa bu da bir imkân dâhiline kişiyi sokmaz. Kişi Allah'a ulaşmayı diler ve mürşidine tâbî olursa ondan sonraki hedeflere gidebilir. Yoksa gidemez. Allahû Tealâ hiçbir hedefi boşuna koymamıştır. 7 kat cenneti ortaya koyan Allahû Tealâ 7 tane farklı sonuçla bizi karşı karşıya bırakıyor:

1. Allah'a ulaşmayı dilemek
2. Mürşide tâbiiyet
3. Ruhu Allah’a ulaştırmak; 1. teslim
4. Fizik bedeni Allah’a teslim etmek; 2. teslim
5. Nefsi Allah’a telsim etmek; 3. teslim
6. Muhlis olmak
7. İradeyi Allah’a teslim etmek ve teslimlerin de sonuncusu.

* Ruhun,
* Vechin,
* Nefsin ve
* İradenin Allah’a teslimi; 4 teslim de tamamlanıyor.

Sevgili kardeşlerim! Mademki Allahû Tealâ bütün insanlardan mutlu olmalarını istiyor, mademki Allahû Tealâ daha bir insanın; “Yarabbi! Ben de ruhumu sana ulaştırmayı diliyorum. Ne olur! Benim de ruhumu Sana ulaştır.” demesi onu 1. kat cennete sokuyor, acaba nasıl oluyor da insanların büyük bir kısmı, büyük kısmı, çoğu bunları gerçekleştirmiyor? En çok şaştığımız şey odur ki; kim ne kaybeder? Yani; “Yarabbi! Ben de ruhumu sana ulaştırmak istiyorum.” dese Allahû Tealâ’ya kalpten, böyle cân-ı gönülden müracaat etse, Allahû Tealâ ona mutlaka mürşidini gösterir ve kişi bizim yaptığımız gibi ülkenin bir ucundan öteki ucuna kadar mürşidine tâbî olmak için gider. Bizim mürşidimiz rahmetli Muhammed Raşit Hazretleri’ydi ve biz Bursa’daydık. O ülkenin öbür ucundaydı. Ama oraya kadar gittik. Hamd olsun tâbiiyetimizi gerçekleştirdik.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ sebepsiz bir şey yapmaz. İnsanlara emir vermişse, o emri mutlaka insanlar yerine getirmelidir.

Allah razı olsun.

Benzer konular