Tâhâ Suresinin 75. âyet-i kerimesi:
20/TÂHÂ-75: Ve men ye’tihî mu’minen kad amiles sâlihâti fe ulâike lehumud deracâtul ulâ.
Ve kim salih ameller (nefs tezkiyesi) yapmışsa ve O’na (Allah’a) mü’min olarak gelirse o zaman işte onlar, onlar için yüksek dereceler vardır.
“Ve kim salih ameller yapmışsa ve O’na (Allah’a) mü’min olarak gelirse, o zaman işte onlar, onlar için yüksek dereceler vardır.”
Burada salih amellerin yapılmaya başladığı noktadan bahsediliyor. Yani mürşide ulaşmış kişi, nefsi ıslâh edici amellere başlamış ve Allah’a mü’min olarak ulaşmış. Kişinin ruhunu Allah’a teslim ettiği nokta...
Tâhâ Suresinin 76. âyet-i kerimesi:
20/TÂHÂ-76: Cennâtu adnin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ve zâlike cezâu men tezekkâ.
İçinde ebedî kalacakları, altından nehirler akan adn cennetleri vardır. Ve işte bu, tezkiye olanların (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yapanların) mükâfatıdır.
“Adn cennetlerinde (altından nehirler akan), orada ebediyyen kalacaklardır ve onların mükâfatı (tezkiye olanların mükâfatı) budur.”
“Tâhâ Suresinin 75. ve 76. âyet-i kerimeleri, salih amel işlemeyle mü’min olmanın, mürşide ulaşmaktan başlayıp, salâhın son kademesine kadar devam ettiğini söyleyebilir miyiz?”
Evet, 7 kademe mü’min olmanın yedincisi, salâhın son kademesindedir. Başladığı yer ise (mü’min olmanın başladığı yer) mürşide ulaşmak değildir. Mü’min olmanın başladığı yer, Allah’a ulaşmayı dilemektir.