Âli İmrân 81 ile Nisâ 69 arasında bir ilişki var mıdır? Âli İmrân 81'de Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in 14 asır evvel geleceğini bizlere müjdelediği devrin imamı Mehdi (A.S)’ın, kendilerine kitap ve hikmet verilen ulûl’azm peygamberlerinin şeriatını tasdik etmesinin, Allah’ın öğretisinde olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Âli İmrân 81 ile Nisâ 69 arasında bir ilişki var mıdır? Âli İmrân 81'de Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in 14 asır evvel geleceğini bizlere müjdelediği devrin imamı Mehdi (A.S)’ın, kendilerine kitap ve hikmet verilen ulûl’azm peygamberlerinin şeriatını tasdik etmesinin, Allah’ın öğretisinde olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Âli İmrân 81 ile Nisâ 69 arasında bir ilişki var mıdır? Âli İmrân 81'de Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in 14 asır evvel geleceğini bizlere müjdelediği devrin imamı Mehdi (A.S)’ın, kendilerine kitap ve hikmet verilen ulûl’azm peygamberlerinin şeriatını tasdik etmesinin, Allah’ın öğretisinde olduğunu söyleyebilir miyiz?

Âli İmrân Suresinin 81. âyet-i kerimesi:

3/ÂLİ İMRÂN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tansurunnehu, kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).
Ve Allah, nebilerden, “Size kitap ve hikmet verdim. Sonra size, beraberinizde olanı (Allah'ın size verdiği kitapları) tasdik eden bir Resûl geldiği zaman, O'na mutlaka îmân edeceksiniz ve O'na mutlaka yardım edeceksiniz” diye misak aldığı zaman, “İkrar ettiniz mi (kabul ettiniz mi?) ve bu ağır (ahdimi) üzerinize aldınız mı?” diye buyurdu. (Onlar da): “İkrar ettik (kabul ettik)” dediler. (Allahû Teâlâ): “Öyleyse şahit olun ve Ben sizinle beraber şahitlerdenim.” buyurdu.


“Hani o zaman ki; Allah peygamberlerin (nebîlerin) misakini almıştı: ‘Andolsun ki size kitap ve hikmet verdim. Sizlerden sonra, sizinle beraber bulunan, Allah’ın sizlere verdiği kitapları tasdik eden Resûl gelince, ona mutlaka îmân edecek ve ona mutlaka yardım edeceksiniz. Bunu ikrar ettiniz mi? Ve bu ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?’ ‘İkrar ettik.’ dediler. ‘Öyleyse şahid olun, Ben de sizinle beraber şahitlerdenim.’ diye buyurdu.”

Bütün nebîleri huzurunda toplamış Allahû Tealâ; Peygamber Efendimiz (S.A.V) de onların arasında. Çünkü diyor ki: “O zaman, bütün nebîlerden misak aldığımız zaman senden de almıştık.”

33/AHZÂB-7: Ve iz ehaznâ minen nebîyyîne mîsâkahum ve minke ve min nûhın ve ibrâhîme ve mûsâ ve îsâbni meryeme ve ehaznâ minhum mîsâkan galîzâ(galîzan).
O zaman ki; Biz, nebîlerden onların misaklerini almıştık. Ve senden ve Hz. Nuh’tan ve Hz. İbrâhîm’den ve Hz. Musa’dan ve Meryemoğlu Hz. İsa’dan ve onlardan ağır bir misak aldık.


Ve diyor ki: “Sizlerden sonra bir Resûlümüz gelecek.” Peygamber Efendimiz (S.A.V) de o nebîlerin arasında ve O’nun da beraber olduğu bu nebîlere Allahû Tealâ diyor ki: “Sizlerden sonra Resûlümüz gelecek, ona yardım edeceğinize ona îmân edeceğinize dair Bana söz veriyor musunuz? Ve bunu dilinizle de ikrar ediyor musunuz?” Onlar da diyor ki: “İkrar ediyoruz.” Böylece bütün nebîler, nebîlerden sonra gelecek bir Resûle, Mehdi Resûl’e, yardım edeceklerine dair söz vermişlerdir. Dünyaya gelerek fiilî yardımı yapacak olan Hz. İsa’dır, tekrar dönecektir. Onun ötesinde manevî yardımlar diğer nebîlerden de gelecektir ama hepsi de kesin şekilde Mehdi (A.S)’a îmân etmiştir.

Şimdi Nisâ Suresinin 69. âyet-i kerimesine bakalım:

4/NİSÂ-69: Ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn(sâlihîne), ve hasune ulâike rafîkâ(rafîkan).
Ve kim, Allah'a ve Resûl'e itaat ederse, o taktirde işte onlar, Allah'ın kendilerine ni'met verdiği nebîlerle (peygamberlerle) ve sıddîklerle ve şehitlerle ve salihlerle beraberdirler. Ve işte onlar ne güzel arkadaştır.


“Ve kim Allah’a ve Resûl’e itaat ederse, işte onlar Allah’ın kendilerine ni’met verdiği nebîlerle, sıddîklarla, şehitlerle ve salihlerle beraberdirler.”   

“Mehdi (A.S)’ın, kendilerine kitap ve hikmet verilen ulûl’azm peygamberlerinin şeriatını tasdik etmesinin, Allah’ın öğretisinde olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Elbette söyleyebiliriz. Sadece Allah’ın öğretisi ile bu açıklamalar yapılmaktadır.

Sevgili öğrenciler, izleyenler ve dinleyenler! İnsanlık tarihinin her döneminde, ister bir nebî bulunsun ister bulunmasın, mutlaka Allah’ın kendisine öğrettiği insanlar, Allah’ın mukaddes kitaplarını açıklamıştır. Bunlar nebîdirler (nebî resûldürler) veya velî resûldürler. Nebîlerin bulunmadığı devrelerde (fetret devri diyoruz o devrelere) mutlaka devrin imamlığını nebî olmayan velî resûller üstlenmek mecburiyetindedirler. Allah’ın tayiniyle aynı görevi yaparlar ama nebî değildirler. Ve Allahû Tealâ sadece peygamberlerine değil; ondan sonraki dönemlerdeki bütün resûllere aynı dîni, kâinatın tek dînini öğretir. Onlar eliyle yayınlanmasını, açıklanmasını ister; bu devirde de aynı şey yapılmaktadır. Allah’ın birden fazla dîni hiç olmamıştır.

Allah razı olsun.

Benzer konular