Seven insan neden mutludur?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sevgi » Seven insan neden mutludur?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Seven insan neden mutludur?

Allah razı olsun.

Sevgili kardeşlerim! Bir insanın davranışlarında mutluluğu ve mutsuzluğu oluşturacak olan iki tane faktör vardır daima:

1- Sevmek; mutluluğu yaşatır.
2- Nefret etmek; insanı mutsuz kılar.

İşte bunlardan hangisine önem vermişseniz, hangisini öne çıkarmışsanız, onun sonuçlarına katlanmak mecburiyetindesiniz. Ya insanları seveceksiniz, onları mutlu edecek olan bir formülle yola çıkacaksınız, onları mutlu etmeye çalışacaksınız ve çalışınca da onların çoğunu mutlu edebildiğinizi göreceksiniz. İşte o mutluluk verdiğiniz her insan için Allahû Tealâ’nın size verdiği mutluluk, sizin mutlu bir insan olmanızı mutlaka oluşturur.

Bir de konunun negatif tarafı söz konusu. İnsanlar vardır; dîn onları hiç alâkadar etmez. Ne Tevrat musevileri ne İncil hristiyanları ne de Kur’ân-ı Kerim müslümanları, onlar tatbik etmedikleri sürece hedeflerine ulaştıramaz. Bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın dizaynı açık ve kesindir sevgili kardeşlerim! O ne ister? O bütün insanların mutluluğa ulaşmasını ister. Ve Allahû Tealâ Tevrat’ta da İncil’de de Kur’ân-ı Kerim'de de bu hedefleri açık bir şekilde göstermiş. 7 kat cennet için 7 ayrı hedef tayini var:

1- Eğer bir insan Allah'a ulaşmayı dileyip de ölürse o 1. kat cennete girer.
2- Mürşidine tâbî olup da ölürse 2. kat cennete girer.
3- Mürşidine tâbî olduğu zaman vücudundan ayrılan ruhu, Allah'a ulaştıktan sonra ölürse 3. kat cennete girer.
4- Fizik vücudunu Allah'a teslim ettikten sonra ölürse 4. kat cennete girer.
5- Nefsini Allah'a teslim ettikten sonra ölürse 5. kat cennete girer.
6- Muhlis olursa 6. kat cennete girer.
7- İradesini de Allah'a teslim ederse 7. kat cennete girer.

İşte 7 tane cenneti Allahû Tealâ’nın oluşturmasındaki temel hedef budur: 7 tane safha ve 7 tane cennet. Bütün insanlar için Allahû Tealâ cennetlerini hazırlamış. Tabiî bunun yanında 7 kat da cehennem var. İnsanların işledikleri suçlara göre sıfırın altındaki negatif dereceleri büyüdükçe onların da daha alt kat, daha alt kat, daha alt kat cehennemlere ulaşmaları söz konusu.

Öyleyse sevgili kardeşlerim, Allahû Tealâ insanlardan acaba bu kısacık dünya hayatında ne istiyor? Mutluluklarının sonsuza kadar devam etmesini istiyor. Onun için istiyor ki; onlar:

1- Ruhlarını da Allah'a teslim etsinler.
2- Fizik bedenlerini de teslim etsinler.
3- Nefslerini de teslim etsinler.
4- İradelerini de teslim etsinler.

Şimdi 7 kat cennetin oluşmasındaki muhtevaya bakalım:

1- Allah'a ulaşmayı dileyip de ölen bir kişi 1. kat cennete girerken,
2- Bundan sonra mürşidine tâbî olduktan sonra ölen bir kişi 2. kat cennete giriyor; daha üst kat cennete.
3- Ruhunu Allah'a ulaştıran kişi 3. kat cennete giriyor.
4- Fizik bedenini teslim eden 4. kat cennete giriyor.
5- Nefsini teslim eden 5. kat cennete giriyor.
6- Muhlis olan 6. kat cennete giriyor.
7- İradesini de Allah'a teslim eden kişi 7. kat cennete giriyor.

Ne olmuştur? Bu kişi ruhunu da fizik bedenini de nefsini de iradesini de Allah'a teslim etmiştir. İşte dünyadaki, dünyadan sonraki yaşantıda en çok mutlu olacak insanlar bunlardır; Ruhlarını da fizik bedenlerini de nefslerini de iradelerini de Allah'a teslim edenler.

Sevgili kardeşlerim! Bunun için zikir, son derece önemli bir faaliyettir. Ve Allahû Tealâ Kur’ân-ı Kerim'de buyuruyor ki:

29/ANKEBÛT-45: Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salâte, innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne).
Kitaptan sana vahyedilen şeyi oku ve salâtı ikâme et (namazı kıl). Muhakkak ki salât (namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah’ı zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir.


“ve le zikrullâhi ekber.”

ve: Ve.
le: Mutlaka.
zikrullâh: Allah'ın ismini “Allah, Allah, Allah, Allah …” diye zikretmek
ekber: daha büyüktür.

Yani ne kadar ibadet şekli biliyorsanız, hepsini koyun ortaya ve bilin ki; bunların arasında en önemlisi zikirdir: Allah'ın ismini “Allah, Allah, Allah, Allah…” diye tekrar etmek. Neyi sağladığı için zikirdir? Nefsinizin kalbine nurların dolmasını sağladığı için zikirdir. Ve nefsinizin kalbine dolan nurlar, muhteva itibariyle arttıkça:
 
* 1. kat cennete “yedi de bir” nurla girerken,
* 2. kat cennete “yedi de iki” nurla girersiniz.
* 3. kat cennete “yedi de üç” nurla girersiniz.
* 4. kat cennete “yedi de dört” nurla girersiniz.
* 5. kat cennete “yedi de beş” nurla girersiniz.
* 6. kat cennete “yedi de altı” nurla girersiniz.
* 7. kat cennete ise “yedi de yedi” kat nurla girersiniz.

İşte cennetlerin en üstünü olan Adn cennetleri, “yedide yedi” standardını ifade eder. O zaman aynı şarkıyı söylersiniz sevgili kardeşlerim, “Her şey çok mu güzel, yoksa bana mı öyle geliyor?” diye.

Bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın hedefleri var sevgili kardeşlerim! Allah, sadece insanların (en çok sevdiği mahlûk insandır), o insanların mutlu olmasını ister. Dünya hayatında da mutlu olmasını ister, cennete girmesini de ister. Ve kaidelerini koymuştur. Kim Allah'a ulaşmayı dilerse o kişi Allah'a ulaşmak için mutlaka mürşidine ulaşıp, tâbî olmak mecburiyetindedir. Allah'a ulaşmayı dileyen bir insan Allah'a ulaşamadan ölürse, Allah'a ulaşmayı dilediği için 1. kat cennete girmek imkânının sahibidir. Ama bu kişi, bu hedefe ulaşmak için mürşidine ulaşmış da ölmüşse 2. kat cennetin sahibidir. Yaşasaydı ne olacaktı? Ruhu vücudundan mutlaka ayrılacaktı. O kişi mürşidine ulaşacaktı, ona tâbî olacaktı ve mürşidine ulaşmış olan bu kişi tâbiiyetle beraber ruhu vücudundan ayrılıp 7-8 aylık bir devrenin sonunda Allah'a ulaşacağı cihetle 3. kat cennetin sahibi olacaktı. Herkes için bütün cennetler Allahû Tealâ tarafından konulmuştur.

İşte sevgili kardeşlerim, bu cennetlere ulaşmak hiç de zor bir şey değildir. Allahû Tealâ ne diyor?

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.”

Yani “Onu 3. kat cennetime alırım.” diyor Allahû Tealâ. Böyle bir insan Allah'a ulaşmayı dilediği an 1. kat cennetin sahibidir. Ama sonra hacet namazını kılacak, mürşidini Allah’tan soracak, mürşidine ulaşacaktır ki; tâbî olsun da ruhu vücudunu terk ederek Allah'a doğru yola çıksın ve Allah'a ulaşsın. Tâbiiyetle beraber ruh vücuttan ayrılır. Allah'a doğru yola çıkan kafileye o da katılır. 7-8 aylık bir devrenin sonunda bu ruh Allah’a ulaşacaktır. Kişi de zikirden büyük zevk almaya başlayacaktır. Huzur içinde yaşayacaktır ve zikri giderek artacaktır.

İşte böyle bir dizaynda sevgili kardeşlerim, Allahû Tealâ’nın vücuda getirdiği şey çok açık ve kesindir! Ne istiyor Allahû Tealâ? İnsan olarak yarattığı ve ruhundan verdiği tek mahlûk olan insanı, Allahû Tealâ mutlu etmek istiyor. İnsana Allahû Tealâ doğar doğmaz ruhundan üfürüyor. Bütün insanlar için bu olay tahakkuk ediyor sevgili kardeşlerim! Herkes doğduğu anda bir ruhun mutlaka sahibidir. Hangi sebebe dayalı olarak? O ruhu Allah'a dünya hayatını yaşarken ulaştırma sebebine dayanarak… Bir insan ruhunu Allah'a ulaştırmayı diler veya dilemez. Ama dilemezse, o kişi Allah yolunda bir cennet hayatını sürdüremez, oluşturamaz. Herkes insanların, İslâm’ın 5 şartını yerine getirdiği takdirde gideceği yerin cennet olduğunu düşünür. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek ve kelime-i şahadet getirmek. İşte bunlar İslâm’ın 5 şartıdır. Ama İslâm’ın şartı 5 değildir.

* Allah'a ulaşmayı dilemek; 6. şartı.
* Teslimlerse bu muhtevanın en önemli kesimi olarak; ruhun Allah'a teslimi, fizik bedenin teslimi, nefsin teslimi ve iradenin teslimi olarak 4 tane teslim içeriyor. Bu teslimlerin her birisi o insanın mutluluğunun kesin olarak artışının işaretlerini taşır.

Dünyadaki en mutlu insanlar daimî zikre ulaşanlardır. Kim daimî zikre ulaşmışsa o kişinin vücudu devamlı Allah'ı zikreder. Ve bu zikir o kişinin sonsuz mutluluğunu ifade eder, kesintisiz mutluluğunu ifade eder. O kişi bütün şartlarda Allahû Tealâ’yı iç dünyasında zikretmektedir. İçindeki ses kesintisiz bir şekilde “Allah, Allah, Allah, Allah…” diye zikretmektedir. O kişi diliyle bunu tekrar etse de sesli olarak tekrar etse de sessiz olarak tekrar etse de etmese de bu, onun içinde devam eder, eğer o hedefe ulaşmışsa.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ insanları mükâfatlandırmak için her zaman hazırdır. İster ki; herkes ruhunu Allah'a ulaştırmayı dilesin. İster ki; herkes ruhunu Allah'a teslim etsin, sonra fizik bedenini teslim etsin, sonra nefsini teslim etsin, sonra iradesini teslim etsin ve bu dizayn içerisinde 7 tane safha 7 ayrı cenneti ifade ediyor. Ama hepsi cennete girer.

Allahû Tealâ ne kadar kolay ve ne kadar garantili bir dünya yaratmış insan adı verilen bu mahlûkuna. İstiyor ki; herkes Allah'a ulaşmayı dilesin de herkes Allah'ın cennetine girsin. Hiç cennete girmeyecek insan kalmasın. Allah'ın istediği şey bu! Bunun için yaratmış insanları.

Ama şeytan insanları baştan çıkarmak için, Allah'ın emirlerini onlara yaptırmamak için her istikamette faaliyettedir. O, insanları Allah'ın yolundan caydırmak için her şeyi yapar. Bir kere şeytan rahatlıkla yalan söylemek imkânının sahibidir. Zaten yoldan çıkacaktır, cehennemin en alt tabakasına girecektir. Bunu da net olarak bildiği için elinden gelen bütün kötülükleri en çok kıskandığı insan adı verilen bu mahlûka karşı tahakkuk ettirecektir. Ne ister şeytan bizden? Hep huzursuz olmamızı, sıkıntı içinde yaşamamızı, Allah’tan uzaklaşmamızı, bütün kötülükleri yaparak cehennemin daha derinliklerine gitmemizi ister.

Peki, Allah ne ister sevgili kardeşlerim? Allah da bizim en üst kat cennetlere girmemizi ister. Öyleyse verdiğimiz işaret nasıldı? Allah'a ulaşmayı dileyip de ölen bir kişi 1. kat cennete girerken, bunu tamamladıktan sonra mürşidine ulaşıp, tâbî olan kişi 2. kat cennete giriyor. Tâbî olduğu için vücudundan ayrılan ruhu Allah'a ulaşacaktır 7-8 ayın sonunda. 3. kat cennetin sahibi olur kişi, ruhu Allah'a ulaştığı zaman.  Ne olur? Ermiş evliya olur. Sonra fizik vücudunu Allah'a teslim edecektir; 4, nefsini teslim edecektir; 5, muhlis olacaktır; 6. kat cennet, iradesini Allah'a teslim edecektir; 7. kat cennetin sahibi olacaktır kişi.

İşte sevgili kardeşlerim, Allah'ın istediği şey herkes için budur. Ama insanlar bunu kendi dilekleriyle kendi istekleriyle yapacaklardır veya yapmayacaklardır. Bu sebeple insanların bir kısmı mutlaka cehenneme girecektir. Sevgili kardeşlerim! İnsanların, cennet varken Allah'ın hakikatlerinden belki de habersiz olarak cehenneme gitmeleri bizi gerçekten fena halde üzüyor. “Ne olurdu,” diyoruz, “herkes öğrenebilse Allah'ın kanunlarını.” Ne kaybeder ki? “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur, benim de ruhumu Sana ulaştır.” demek çok mu zor bir şey sevgili kardeşlerim? Böyle bir talep kalpten yapılırsa bu kişi, bunu söylediği için sadece 1. kat cennetin sahibidir. Allah böyle bir insanı mutlaka mürşide ulaşması için mürşid aşkıyla hedefe ulaşmak üzere değişiklikleri onun üzerinde gerçekleştirir. Ve kişi, mutlaka bir mürşide ulaşması lâzımgeldiğini idrâk ederek hacet namazını kılıp, boy abdesti alıp, hacet namazını kılıp, Allah’tan mürşidini soracaktır. Allah’tan sorduğu mürşide veya o mürşidin kendi bulunduğu yerde bir vazifelisi varsa, tövbe veren bir müridi varsa o müride ulaşıp, tövbe edecektir. El öpecektir ve ruhu Allah'a ulaşmak üzere vücudundan ayrılacaktır sevgili kardeşlerim!

Bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın istediği şey budur. Allahû Tealâ bütün insanların bu hedefe ulaşmasını ister.

1- Allah'a ulaşmayı dilemek.
2- Mürşide tâbiiyet.
3- Tâbiiyetle beraber vücuttan ayrılan ruhun Allah'a ulaşması.
4- Fizik vücudun teslimi; 4.
5- Nefsin teslimi; 5.
6- Muhlis olmak; 6.
7- İradeyi Allah'a teslim etmek; 7. (7.kat cenneti ifade eder).

Allahû Tealâ kanunlarını koymuş sevgili kardeşlerim! Tevrat’ta da bu hususlar var.  İncil’de de bu hususlar var. Kur’ân-ı Kerim'de de bu hususlar var. Öyleyse sevgili kardeşlerim, hepimize düşen vazife nedir? Bütün insanları Allah'ın huzurunda hedeflerine ulaştırmak üzere harekete geçmektir. Sevgili kardeşlerim! Böyle bir şeyi yaparsak ne kaybederiz? Hiçbir şey kaybetmeyiz ama çok şey kazanırız sevgili kardeşlerim! Kim başka insanların kurtuluşuna medar olursa, vasıta olursa, onların Allah'a ulaşmayı dilemesiyle onların cehennemden kurtulmasına sebebiyet verirse o kişi derecat kazanır. Ve ne kadar çok kişiye bunu ulaştırarak onların Allah'a ulaşmayı dilemesini bir kişi oluşturabilirse o kadar çok şey kazanır. Daha üst kat cennetlere gitmek imkânının sahibi olur.

Sevgili kardeşlerim! İnsanlar için hepimizin yapması lâzımgelen şey açık ve kesindir. Allah'a ulaşmayı dilemeyi herkese öğretmeliyiz. “Ben İslâm’ın 5 şartını bilirim. Ötesi beni alâkadar etmez.” diyen bir sürü insanla karşılaşacaksınız. Peki, onlarınki farz değil mi? İslâm’ın 5 şartı da farz. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek; hepsi farz. Ama burada bir eksik bir şey var. O kişinin üst kat cennetlere yükselebilmesi için Allah'a ulaşmayı dilemesi lâzım, cennete girebilmesi için bir defa. Sonra da Allah'a ruhunu teslim etmesi lâzım, fizik bedenini teslim etmesi lâzım, nefsini teslim etmesi lâzım, iradesini de Allah'a teslim etmesi lâzım. Önemli mi? Çok önemli sevgili kardeşlerim! Dînimizin adı ne? İslâm dîni. İslâm ne demek? Allah'a teslim olan demek.

Öyleyse Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz, Allah’tan aldığı o emri bütün insanlara ulaştırıyor. Ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in bu ulaştırması sebebiyle bütün İslâm âlemi mürşide tâbiiyeti esas olarak alıyor. Bu tâbiiyet sevgili kardeşlerim, mutlaka gerçekleşmesi lâzımgelen bir olaydır. Çünkü ondan sonraki gelişmeler başka türlü tahakkuk edemez. Mutlaka o kişi mürşidine ulaşacaktır. Nasıl? Mürşidini nereden bulacaktır? Boy abdesti alacak, hacet namazını kılacak ve Allah'tan mürşidini soracaktır. Allahû Tealâ ola ki; o kişi sorduğu zaman göstermez. Göstermeyebilir. O zaman bu kişinin yapması lâzımgelen şey bu işten vazgeçmek değildir. 2. defa, 3. defa Allahû Tealâ’ya soracaktır. Taa, 7’ye kadar yolu var. Ama en geç 7’de Allahû Tealâ mutlaka o kişiye mürşidini gösterir.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın isteği açık ve kesin. O, hepimizin mutlu olmasını ister. Allahû Tealâ’nın istediği şey bizim mutluluğumuz ve bizim istediğimiz şey gene bizim mutluluğumuz. Öyleyse “Allahû Tealâ bizden ne istiyor?” ifadesinin kesin cevabı: “Allahû Tealâ bizden mutlu olmamızı istiyor.” Bu mutluluğun en uzun süren kesintisiz, sonsuza kadar devam eden kesimi cennet hayatıdır.

Sevgili kardeşlerim! Daha Allah'a ulaşmayı dileyip de ölse bir kişi, hiçbir şey yapamadan, “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur benim de ruhumu Sana ulaştır.” diye boy abdesti alıp, hacet namazını kılıp, Allah’tan böyle bir talepte bulunsa kişi, hacet namazını kıldıktan sonra da mürşidini Allahû Tealâ’ya sorarsa, ona ulaştığı zaman 2. kat cennetin sahibi olur. Ruhu vücudundan derhâl ayrılır, Allah'a doğru yola çıkar. 7-8 aylık bir devrenin sonunda da o ruh mutlaka Allah'a ulaşır. İşte 3. kat cenneti de Allahû Tealâ bu kişiye mutlaka sağlar.

Şimdi Allahû Tealâ’nın sözüne bakalım ne diyordu?

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.”

İşte bu nokta, kişinin ruhunun Allah'a ulaşması noktasıdır ki; bütün insanlara buraya kadar olan kesim açıktır. Allahû Tealâ diyor ki: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, müracaatını yapsın. Ben onu Kendime ulaştırırım.” Bu kişi nasıl yapacak müracaatını? Hacet namazı kılacak, Allah’tan mürşidini soracak. Allah'ın sorduğu mürşide ulaşacak. Ona tâbî olacak. Tâbiiyetle beraber ruhu, vücudunu terk edecek ve o sırada Allah'a doğru yola çıkan kafileye bu kişinin de ruhu katılacak. 7-8 aylık bir devrede 7 tane gök katı aşılacak. Ve ruh 7. gök katından sonra Allah'ın Zat’ına ulaşacak. Allah'ın Zat’ında yok olacak.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın istediği şey açık ve kesindir. Allahû Tealâ istiyor ki; bütün insanlar mutlu olsunlar. Dînsiz bir mutluluk mümkün değildir sevgili kardeşlerim! Allah devrede olmadıkça, bizim mutluluk adını verdiğimiz şey gerçekleşemez. Şeytanla ilişkisi olan ama Allah’la ilişkiyi gerçekleştirmeyen bir insan, bir başka ifade kullanalım, Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir insan manevi gelişmesini asla oluşturamaz.

Sevgili kardeşlerim! Cennetlere baktığımız zaman:

* Bir kişinin 1. kat cennete girebilmesinin Allah'a ulaşmayı dilemekle mümkün olduğunu görüyoruz.
* 2. kat cennet; mürşide tâbiiyet,
* 3. kat cennet; tâbiiyetle vücuttan ayrılan ruhun 7-8 ay sonunda Allah'a ulaşması.
* Sonra fizik bedenin teslimi,
* Sonra nefsin teslimi,
* Sonra muhlis olmak,
* Sonra iradeyi Allah'a teslim etmek.

İşte 7 tane safha… Ve 7 safhada:

* Ruhun,
* Vechin yani fizik vücudun,
* Vefsin ve
* İradenin Allah'a teslimi.

Ruh; biliyorsunuz. Vech; fizik vücut. Nefs; biliyorsunuz. İrade; onu da biliyorsunuz.

Sevgili kardeşlerim! “Ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah'a teslimi” bir bütündür. Bu bütünü gerçekleştiren insan, dünyadaki en mutlu insanlardan birisi olmak şerefine erer. Bütün insanlar için Allah'ın isteği bu olduğuna göre sevgili kardeşlerim, bu konu bütün insanlar için tahakkuk etmelidir.

Benzer konular