Allah’a ulaşmayı dilemek ile Allah’ın evliyası olmak arasında nasıl bir bağlantı vardır? Eski evliyalar da bu aşamalardan geçmiş midir?

Tabiî. Evliya dediğiniz kişi, mutlaka hacet namazını kılmıştır, mürşidini Allah’tan sormuştur, Allah’ın kendisine gösterdiği mürşide ulaşıp, mutlaka tâbî olmuştur. Bu tâbiiyet, onun ruhunun vücuttan ayrılmasını sağlar ve bu ayrılıştan sonra 7-8 aylık bir devrede 7 tane gök katını aşan, 7.gök katından 7 tane devreyi aşan ve Allahû Tealâ’ya ulaşan insanlar, bu hedefe ulaşmalarını Allah’ın kendilerine olan yardımına borçludurlar. Çünkü Allahû Tealâ şöyle buyuruyor:

“Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben, onu Kendime ulaştırırım.”

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).

(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).

Allah’ın ifadesi bu sevgili kardeşlerim! Allah hiç kimseyi açıkta bırakmaz. Eğer kişi kalben, kalbî istikamette, kalbiyle Allah’a ulaşmayı diliyorsa onun ruhunu Allahû Tealâ, mutlaka Kendisine ulaştırır.