Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek İslâm’ın 5 şartıyla cennete gidemeyiz.” diyorsunuz. Bunları yaparak da Allah’a ulaşmayı dilemiş olmuyor muyuz zaten?
Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek İslâm’ın 5 şartıyla cennete gidemeyiz.” diyorsunuz. Bunları yaparak da Allah’a ulaşmayı dilemiş olmuyor muyuz zaten?
Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek İslâm’ın 5 şartıyla cennete gidemeyiz.” diyorsunuz. Bunları yaparak da Allah’a ulaşmayı dilemiş olmuyor muyuz zaten?
Olmuyorsunuz sevgili kardeşlerim! Mutlaka Allah’a ulaşmayı dilemek mecburiyetindesiniz. Şeytan, koskoca bir İslâm âlemini bu 2 hedefi devre dışı bırakarak tuzağa düşürmüş. Tamam, namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de hepsi farz. Ama insanları manevi istikamette bir hedefe ulaştıramıyor. İnsanın manevi tekâmülü, ruhunu Allah’a teslim etmesi, ondan sonra fizik bedenini Allah’a teslim etmesi, ondan sonra nefsini Allah’a teslimi etmesi ve sonra da iradesini Allah’a teslim etmesiyle tamamlanır.
1- Allah’a ulaşmayı dilemek
2- Mürşide tâbiiyet
3- Ruhun Allah’a teslimi
4- Fizik bedenin teslimi
5- Nefsin teslimi
6- Muhlis olmak
7- İradeyi Allah’a teslim etmek, 7 tane safha 7 tane cenneti ifade ediyor.
Herkes bu hedeflere ulaşmak imkânının ve yetkisinin sahibidir yeter ki Allahû Tealâ’nın emirlerini yerine getirsin. Hiç kimse, mürşidine tâbî olmaksızın ruhunu Allah’a ulaştıramaz. Hiç kimsenin ruhu, o kişi mürşidine ulaşmadıkça vücudundan ayrılarak Allah’a doğru yola çıkamaz.
Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ için hedefler açık ve kesindir. Ne istiyor Allahû Tealâ? Ruhunuzu da fizik bedeninizi de nefsinizi de iradenizi de Allah’a teslim etmenizi istiyor. Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir insan, bunların hiçbirine ulaşamaz. Ön safhada Allah’a ulaşmayı dilemek var.
* Bir insan, Allah’a ulaşmayı dilese ve ölse 1.kat cennetin sahibidir.
* Yaşarsa mutlaka mürşidine tâbî olacaktır. Tâbî olduğu anda 2.kat cennetin sahibidir.
* Ve ruhu vücudundan ayrılacaktır, ruh Allah’a ulaşacaktır; 3.kat cennetin sahibidir.
* Fizik vücudunu teslim edecektir; 4.kat cennet.
* Nefsini teslim edecektir; 5.kat cennet.
* Muhlis olacaktır; 6.kat cennet.
* İradesini Allah’a teslim edecektir; 7.kat cennetin de sahibi olacaktır.
Dünyadaki en mutlu insanlar, bu 7.kat cenneti de kazananlardır; daimî zikrin sahipleri.
Sevgili kardeşlerim! Onların iç dünyaları kesintisiz bir şekilde Allah adını tekrar eder. Bu, Allah’ı zikretmektir. O zaman o kişi de; “Her şey çok mu güzel, yoksa bana mı öyle geliyor?” diyecektir mutlaka.
1- Allah’a ulaşmayı dilemek
2- Mürşide tâbiiyet
3- Ruhun Allah’a teslimi
4- Fizik bedenin teslimi
5- Nefsin teslimi
6- Muhlis olmak
7- İradeyi Allah’a teslim etmek, 7 tane safha 7 tane cenneti ifade ediyor.
Herkes bu hedeflere ulaşmak imkânının ve yetkisinin sahibidir yeter ki Allahû Tealâ’nın emirlerini yerine getirsin. Hiç kimse, mürşidine tâbî olmaksızın ruhunu Allah’a ulaştıramaz. Hiç kimsenin ruhu, o kişi mürşidine ulaşmadıkça vücudundan ayrılarak Allah’a doğru yola çıkamaz.
Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ için hedefler açık ve kesindir. Ne istiyor Allahû Tealâ? Ruhunuzu da fizik bedeninizi de nefsinizi de iradenizi de Allah’a teslim etmenizi istiyor. Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir insan, bunların hiçbirine ulaşamaz. Ön safhada Allah’a ulaşmayı dilemek var.
* Bir insan, Allah’a ulaşmayı dilese ve ölse 1.kat cennetin sahibidir.
* Yaşarsa mutlaka mürşidine tâbî olacaktır. Tâbî olduğu anda 2.kat cennetin sahibidir.
* Ve ruhu vücudundan ayrılacaktır, ruh Allah’a ulaşacaktır; 3.kat cennetin sahibidir.
* Fizik vücudunu teslim edecektir; 4.kat cennet.
* Nefsini teslim edecektir; 5.kat cennet.
* Muhlis olacaktır; 6.kat cennet.
* İradesini Allah’a teslim edecektir; 7.kat cennetin de sahibi olacaktır.
Dünyadaki en mutlu insanlar, bu 7.kat cenneti de kazananlardır; daimî zikrin sahipleri.
Sevgili kardeşlerim! Onların iç dünyaları kesintisiz bir şekilde Allah adını tekrar eder. Bu, Allah’ı zikretmektir. O zaman o kişi de; “Her şey çok mu güzel, yoksa bana mı öyle geliyor?” diyecektir mutlaka.
