Cennete gidebilmek için bir dilek yeterli diyorsunuz. Ama dîn adamları bunları söylemiyorlar. Dilemeyenlerin cehenneme gitmesinden sorumlu olmuyorlar mı?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Cennete gidebilmek için bir dilek yeterli diyorsunuz. Ama dîn adamları bunları söylemiyorlar. Dilemeyenlerin cehenneme gitmesinden sorumlu olmuyorlar mı?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Cennete gidebilmek için bir dilek yeterli diyorsunuz. Ama dîn adamları bunları söylemiyorlar. Dilemeyenlerin cehenneme gitmesinden sorumlu olmuyorlar mı?

Sorumlu oluyorlar tabiî. Sevgili kardeşlerim! Dîn adamı dediğiniz zaman burada çok ciddi bir olay var. Dîn adamları dîni henüz yaşamamış olan insanlara dîni öğretmekle, en çok bununla vazifelidirler. Böyle olunca bunun temel esaslarını en güzel şekilde başkalarına da öğretebilecek bir vasfın sahibi olmaları gerekir. Ve gerçek Allah dostları bu vasfın sahibidir. Hedefleri vardır. Bu hedef; başka insanları da Allah'ın o güzelliğine, önce ruhunu teslim etmesine, sonra fizik bedenini teslim etmesine, sonra nefsini teslim etmesine, en sonra iradesini teslim etmesine götürme talebi. Bütün Allah dostları, bu istikamette insanlara mutlaka bir şeyler söyleyebilecek bir vasfın sahibidirler.
 
Allahû Tealâ insanları boşuna hedeflere götürmez sevgili kardeşlerim! O herkesi kalbiyle, vücuduyla (kişinin kalbiyle, kişinin vücuduyla) hedefe götürür. Allah her şeyin sahibidir. İstediği tek şey bütün insanların Allah'ın emirlerini yerine getirmek sadedinde bir faaliyetin içinde olmaları. Ne kaybederiz sevgili kardeşlerim? Allah'a ulaşmayı dilesek, mürşidimize ulaşıp tâbî olsak veya onun bulunduğumuz yerdeki bir vekiline. Tâbiiyetten sonra da zikrimizi adım adım arttırsak, arttırsak, arttırsak her geçen gün, hafta, ay, zikrimizin artmasına sebebiyet verse ne kaybederiz sevgili kardeşlerim? Bir şey kaybetmediğimiz gibi çok şeyler kazanırız. Allahû Tealâ hepimizin bu hedeflere sahip olmasını istiyor. Bu hedefleri gerçekleştirmesini istiyor. O Allah sevgili kardeşlerim! Hepimiz Allah'ın emirlerini yerine getirmekle vazifeliyiz. Allahû Tealâ insanları sever. Onların, insanların hepsinin cennete gitmesini ister Allahû Tealâ. Peki, insanların düşmanı? İnsanların düşmanı şeytandır. O da bütün insanların kendisi gibi cehenneme gitmesini ister.
 
Sevgili kardeşlerim! Neden Allah ve emirleri varken onları yapmayıp, Allah'ın cennetine girmek yerine Allah'ın cennetine giremezse insanlar, onları yaptıkları takdirde Allah'ın cennetine girebiliyorlarsa o zaman insanların bunları yapması gerekmez mi sevgili kardeşlerim? Bizim hepimizin de bu konuda bir vazifesi olmalı. Allah'ın emirlerini yerine getirmeyen insanlarla, onları üzecek, kıracak, ukalalık edecek standartlarda değil onlara Allah'ın güzelliklerini sevdirerek yaklaşma yoluyla bir şeyler yapmamız gerekir. Onlara Allah'ın güzelliklerini anlatmalıyız. Biz de vaktiyle onun gibiydik ama sonra Allah bize dînimizi öğretti. Allah bizimle konuştu. Allahû Tealâ bize hidayeti öğretti, hidayet sahibi kıldı. Ruhumuzu, fizik vücudumuzu, nefsimizi ve irademizi teslim aldı.
 
Sevgili kardeşlerim! Allah ile bile olmak muhteşem bir olay. Ne kadar çok isterdik insanların hepsi bu hedefe ulaşsa da hepsi cennete girse. Bu dünyada da en mutlu insanlar olsa. Bu dünyadaki en mutlu insanlar kimler? Allah ile bile olanlar, Allah ile beraber olanlar, daimî zikrin sahipleri. Bu öyle bir olay ki sevgili kardeşlerim, kişinin davranışları, konuşması bunu göstermez. Ama kalbi o istikamette bir hedefin mutlaka sahibidir. Ve hayatını o istikamette kullanacaktır. İstediği şey ruhunu da fizik bedenini de nefsini de iradesini de Allah'a teslim etmektir. Bu hepimize çok şeyler kazandırır sevgili kardeşlerim! Hepimiz Allah yolunda bu hedefi tahakkuk ettirmek için çalışmalıyız.

Allah razı olsun.
 

Benzer konular