Günümüzdeki insanlar yaptıkları ibadetlerin salih amel olduğunu düşünüyorlar. Bu konuya açıklık getirir misiniz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Nefs Tezkiyesi » Günümüzdeki insanlar yaptıkları ibadetlerin salih amel olduğunu düşünüyorlar. Bu konuya açıklık getirir misiniz?
Günümüzdeki insanlar yaptıkları ibadetlerin salih amel olduğunu düşünüyorlar. Bu konuya açıklık getirir misiniz?
Kehf Suresinin 110. âyet-i kerimesinde "Kim Allah’a ulaşmayı dilerse, o zaman o kişi salih amel işlesin." buyruluyor. Buna göre salih amelin mürşide ulaşıldığı noktada, kalp şartlarının gerçekleşmesi sonucunda ancak zikirle mümkün olduğunu biliyoruz. Günümüzdeki insanlara hidayet hatırlatıldığı zaman, yaptıkları ibadetlerle cevap veriyorlar. Yani bu ibadetlerin salih amel olduğunu düşünüyor insanlar. Bu konuya açıklık getirir misiniz?
Sevgili kardeşlerim, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek… Bunların hepsi güzel davranışlar, güzel ameller; ama bunlar salih amel değildir. Salih kelimesi ve ıslâh kelimesi aynı kökten geliyor. Aynı kökten geliyor ve konuyu tamamlıyor. Islâh, kötüden iyiye doğru bir gidiştir. Ve salâh makamı ıslâh olmuş insanların makamıdır. Nefslerinde hiç afet kalmamış olanların makamıdır. Salih olan kişi, nefsinin kalbi afetlerden tamamen arınmış olan kişidir. Öyleyse, muhakemenizi buna göre yapacaksınız.
Kehf 110:
kul innemâ ene beşerun mislukum yûhâ: Deki, deyin ki, "Ben de sizin gibi ancak bir beşerim."
ileyye ennemâ ilâhukum ilâhun vâhid(vâhidun): Ve bana sizin ilâhınızın tek bir ilâh olduğu vahyolunuyor.
fe men kâne yercû likâe rabbihî fel ya’mel amelen sâlihan: Kim Allah’a, Rabbine mülâki olmayı dilerse, o zaman o salih amel işlesin, yani nefsi ıslâh edici amel işlesin. Yani "Zikir yapsın." diyor Allahû Tealâ burada.
ve lâ yuşrik bi ıbâdeti rabbihî ehadâ(ehaden): Ve Rabbine hiç kimseyi, Rabbinin ibadetine, Rabbi için yaptığı ibadete hiç kimseyi ortak koşmasın.
Salih amel, nefsi ıslâh edici amel. Bir insan Allah’a ulaşmayı dilemezse, zikir yapsa da, onun zikri kalbine hiçbir şey getirmez. Sadece Allah’ın Rahîm esmasının hükümran olduğu ortamda nefsin kalbine Allah’ın fazılları, rahmeti ve salâvâtı ulaşır. Öyleyse kim Allah’a ulaşmayı dilerse, ancak bu dizayn içerisinde her şey değişecektir. Kişiler namaz kılmakla, oruç tutmakla, zekât vermekle, hacca gitmekle, kelime-i şahadet getirmekle ıslâh olmazlar. İşte bütün dîn görevlilerine gidip bakın. Başka insanlardan davranış biçimleri itibariyle hiçbir farkları yok. Nefs tezkiyesi yapmadıkları için. Onlara özellikle bunu söyleyin:
"Siz ıslâh olmuş değilsiniz, çünkü nefs tezkiyesi yapmıyorsunuz. Nefsinizi ıslâh edici bir faaliyetiniz yok."
Kehf 110:
18/KEHF-110: Kul innemâ ene beşerun mislukum yûhâ ileyye ennemâ ilâhukum ilâhun vâhidun, fe men kâne yercû likâe rabbihî felya’mel amelen sâlihan ve lâ yuşrik bi ıbâdeti rabbihî ehadâ(ehaden).
De ki: “Ben sizin gibi sadece bir beşerim. Bana sizin ilâhınızın tek bir ilâh olduğu vahyolunuyor. O taktirde kim Rabbine mülâki olmayı (ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı) dilerse, o zaman salih amel (nefs tezkiyesi) yapsın ve Rabbinin ibadetine başka birini (bir şeyi) ortak koşmasın.”kul innemâ ene beşerun mislukum yûhâ: Deki, deyin ki, "Ben de sizin gibi ancak bir beşerim."
ileyye ennemâ ilâhukum ilâhun vâhid(vâhidun): Ve bana sizin ilâhınızın tek bir ilâh olduğu vahyolunuyor.
fe men kâne yercû likâe rabbihî fel ya’mel amelen sâlihan: Kim Allah’a, Rabbine mülâki olmayı dilerse, o zaman o salih amel işlesin, yani nefsi ıslâh edici amel işlesin. Yani "Zikir yapsın." diyor Allahû Tealâ burada.
ve lâ yuşrik bi ıbâdeti rabbihî ehadâ(ehaden): Ve Rabbine hiç kimseyi, Rabbinin ibadetine, Rabbi için yaptığı ibadete hiç kimseyi ortak koşmasın.
Salih amel, nefsi ıslâh edici amel. Bir insan Allah’a ulaşmayı dilemezse, zikir yapsa da, onun zikri kalbine hiçbir şey getirmez. Sadece Allah’ın Rahîm esmasının hükümran olduğu ortamda nefsin kalbine Allah’ın fazılları, rahmeti ve salâvâtı ulaşır. Öyleyse kim Allah’a ulaşmayı dilerse, ancak bu dizayn içerisinde her şey değişecektir. Kişiler namaz kılmakla, oruç tutmakla, zekât vermekle, hacca gitmekle, kelime-i şahadet getirmekle ıslâh olmazlar. İşte bütün dîn görevlilerine gidip bakın. Başka insanlardan davranış biçimleri itibariyle hiçbir farkları yok. Nefs tezkiyesi yapmadıkları için. Onlara özellikle bunu söyleyin:
"Siz ıslâh olmuş değilsiniz, çünkü nefs tezkiyesi yapmıyorsunuz. Nefsinizi ıslâh edici bir faaliyetiniz yok."
