"Biz, sizi uyarmakla Allah tarafından görevlendirildik." diyorsunuz. Bu konularda aydınlatır mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mehdi Resûl » "Biz, sizi uyarmakla Allah tarafından görevlendirildik." diyorsunuz. Bu konularda aydınlatır mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

"Biz, sizi uyarmakla Allah tarafından görevlendirildik." diyorsunuz. Bu konularda aydınlatır mısınız?

“Biz, sizi uyarmakla Allah tarafından görevlendirildik.” diyorsunuz.

Evet! Biz, Allah tarafından sizi uyarmakla görevlendirildik.

“Bunu biraz açabilir misiniz? Yani bu görevi, Allah tarafından vahiy yoluyla mı aldınız?”

Evet, vahiy yoluyla aldık. Tabiî şimdi aranızda Kur’ân’ı bilmeyen birçok insan var şu anda. “Vahiy peygamberlerden başkasına verilmez.” der. Öyle değil mi? Siz de onlardan biri misiniz?

Allahû Tealâ diyor ki Şûrâ Suresinin 51. âyet-i kerimesinde: “Allah’ın hiçbir insanla konuşması olmamıştır, illâ vahiy ile. Allah kiminle konuşursa mutlaka vahiyle konuşur.” diyor.

42/ŞÛRÂ-51: Ve mâ kâne li beşerin en yukellimehullâhu illâ vahyen ev min verâi hıcâbin ev yursile resûlen fe yûhıye bi iznihî mâ yeşâu, innehu aliyyun hakîm(hakîmun).
Allah’ın hiçbir insanla konuşması olmamıştır, illâ vahyile veya perde arkasından veya dilediğine izniyle vahyetsin diye resûl (melek) göndererek. Allah, bilir ve hikmet sahibidir.


Yeter mi? Hayır, yetmez. Allahû Tealâ diyor ki: “Allah göklere, dağlara ve yere vahyetti.”

99/ZİLZÂL-5: Bi enne rabbeke evhâ lehâ.
Rabbinin ona vahyetmesi ile.


Yeter mi? Yetmez! Allahû Tealâ Mâide Suresinin 111. âyet-i kerimesinde: “Biz, Hz. İsa’nın havarilerine de vahyettik.” diyor.

5/MÂİDE-111: Ve iz evhaytu ilâl havâriyyîne en âminû bî ve bi resûlî, kâlû âmennâ veşhed bi ennenâ muslimûn(muslimûne).
Ve havarilere; “Bana ve Resûl'üme îmân edin.” diye vahyettiğim zaman, onlar da “Îmân ettik ve bizim (Hakk'a) teslim olduğumuza şahid ol.” demişlerdi.


Hz. İsa’ya vahyetmiş ama O’nun havarilerine de vahyettiğini söylüyor. Nasıl Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in sahâbesi varsa Hz. İsa’nın da havarileri vardı aynı hüviyette, O’nun sahâbeleri yani. Hepsine Allahû Tealâ vahyetmiş. Sahâbeye de vahyetti. Hz. Ali’ye de vahyetti, Hz. Ebû Bekir’e de, Hz. Osman’a da, Hz. Ömer’e de... Bütün sahâbeye de vahyetti Allahû Tealâ. “Sahâbe” adını verdiğimiz kişiler, tâbiînin kendilerine tâbî olduklarıdır. Allahû Tealâ hepsine vahyetti. Allahû Tealâ bize de vahyetmek suretiyle bu görevle bizi görevlendirdi.

“Allah bize öğretiyor, biz de size öğretiyoruz.” diyorsunuz. Nasıl bir öğretim şekli bu?

Allahû Tealâ’nın öğretmesi, Kur’ân öğretmesi, Kur’ân’ın muhtevasındaki kelimelerin mânâsını bize öğretmesi ve bu konudaki bütün kitapları tetkik etmek emrini vermesidir.

22 tane Kur’ân var Türkiye’de. Hepsini baştan sona kadar tetkik ettik. Özellikle hidayet âyetlerini ve Allahû Tealâ hepsinin hangi noktalarda yanlış olduğunun işaretini birer birer verdi. Biz de o konuda Allah’ın yazdırdığı bir kitabı vücuda getirdik. Kur’ân âyetleriyle nasıl insanların bu âyetler saptırılmak suretiyle cehenneme mahkûm edildiğini bütün dünyaya ispat ettik. Bu, bize Allahû Tealâ’nın öğretmesiyle gerçekleşti.

“Allah ile perdeler arkasından görüştüğünüzü mü iddia ediyorsunuz?”

İddia mı? Sahi iddia mı diyorsun buna sen? Hayır, iddia etmiyoruz. Biz hakikati söylüyoruz. Ama Allah ile perdeler arkasından falan konuşmuş değiliz. Allahû Tealâ perde arkasından konuşması için kişinin evvelâ kalp gözünü açması lâzım. Kalp gözünü açmışsa Allahû Tealâ, ona göstermek istemiyorsa Zât’ını, perde arkasından konuşur. Hâlbuki bizimle Allahû Tealâ konuşmaya başladığı zaman bizim kalp gözümüz açılmamıştı. Sadece kalp kulağımızı açmıştı ve de Allahû Tealâ’nın sesi, sizin sesiniz gibi ya da benim sesimin size ulaştığı gibi kulağınıza ulaşmaz. Allah’ın sesi kalbinize ulaşır. Bildiğimiz ses değildir o. İsterseniz benzer bir sesi, nasıl hissedebilirsiniz onu söyleyelim.

Bu suali soran kardeşimiz! Şimdi “Allah, Allah, Allah, … Allah!” diye sesle zikredin! Şimdi de sesinizi çıkarmadan dilinizi kımıldatarak “Allah, Allah, Allah, ... Allah!” diye zikredin. Sonra da dilinizi de kımıldatmayın ama içinizden “Allah” kelimesini tekrar edin. İşte o, üçüncü tekrarınız var ya dilinizin de kımıldamadığı ama sizin iç dünyanızda yankılanan ses; işte Allah’ın seslenmesi o standarttadır ama sizin sesinizle değil, Kendi sesiyle seslenir. O ses, bir insan sesi elbette değildir. Anladığım kadarıyla siz buna inanmıyorsunuz. Tabiî, şeytan herkesle ayrı ayrı uğraşır. Kendinize ne kadar yazık ettiğinizi ne zaman öğreneceksiniz a benim zavallı kardeşlerim!

Benzer konular