Başkalarını mutlu etmek için yaşarken en çok dikkat etmemiz gereken şey nedir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Başkaları İçin Olmak » Başkalarını mutlu etmek için yaşarken en çok dikkat etmemiz gereken şey nedir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Başkalarını mutlu etmek için yaşarken en çok dikkat etmemiz gereken şey nedir?

Bu sualin cevabı herkese göre değişir. Ama genel çerçeve içerisinde etrafınızdaki insanlardan Allahû Tealâ’nın yoluna henüz girmemiş olan insanların nelerden hoşlandığını zaten onlarla beraberseniz göreceksiniz. Onlara bunu hissettirmek, söylemek ama onları asla kırmadan, onları küçültmeden ve kendinize de bir paye vermeden bunu yapmak omzunuza bir borçtur.

Sevgili kardeşlerim! Aradan geçen yüzyıllar Osmanlı’dan bu tarafa insanların aslî unsurlarını unuttukları bir zaman parçasını içine alıyor. Osmanlı’da padişahlar da vezirler de bütün devlet mensupları mutlaka tasavvuftandı. Belki her biri ayrı bir tasavvuf kolunda, ama tasavvuftandı. Yani hedefleri, ruhlarını da fizik bedenlerini de nefslerini de iradelerini de Allah’a teslim etmekti.

İslâm kelimesi “silm” kökünden geliyor. Ve silm kelimesinin mânâsı, İslâm olmak. Allahû Tealâ’nın size verdiği ilk teslim edeceğiniz emanet ruhunuzdur, sonra fizik bedeniniz, sonra nefsiniz, sonra iradeniz.

Sevgili kardeşlerim! Hepsi birer emanettir. Ve İslâm dîni; dînimize adını veren de bu emanetlerin Allah’a tesliminin farz oluşudur. Biz İslâm dîninin müntesipleri olarak ruhumuzu, fizik bedenimizi, nefsimizi ve irademizi Allah’a teslim etmekle vazifeli kılındık.

Öyleyse sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’dan yardım aldığınızı göreceksiniz ve inşaallah bir gün çoğunuz bu teslimlerin hepsini gerçekleştirmiş olursunuz. Bir insanın ruhunu Allah’a teslim etmesi hiçbir zaman zor değildir. Neden zor değildir? Çünkü Allahû Tealâ buyuruyor ki:
 
42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” Ne demek bu? Kişi Allah'a ulaşmayı dilediği andan itibaren Allah onunla özel olarak ilgilenir ve o kişinin kendisine uygun bir mürşid bulmasını temin etmek üzere harekete geçer.

Böylece kişi hacet namazını kıldığı zaman onu o hedefe ulaştıracak olan mürşidi mutlaka Allahû Tealâ ona gösterir. Orada bırakır mı? Bırakmaz. Onun mürşidi ne kadar uzakta olursa olsun, Allahû Tealâ o kişiyi, o mürşide ulaşmak istikametinde hedefe ulaştıracaktır. Mutlaka bunu gerçekleştirmek isteyecektir. Ve o kişi kendine düşenleri yaparsa, mutlaka Allahû Tealâ onu mürşidine ulaştırır. Tâbiiyet temel şarttır. Neden? Çünkü dînimizin adı, İslâm dîni yani teslim dîni.  

İlk teslim edeceğimiz ise ruhumuzdur. Ruhumuzun Allah’a teslim olabilmesi için, mutlaka hepimizin hacet namazı kılmamız, Allah’a mürşidimizi sormamız ve Allah’ın bize gösterdiği o mürşide ulaşıp tâbî olmamız Allah’ın temel şartıdır. Yalnız o tâbiiyettir ki, o mürşide tâbiiyettir ki; Allah bizim ruhumuzun vücuttan ayrılmasını ve Allahû Tealâ’ya doğru yola çıkmasını sağlar. Ve bu yolculuk 7-8 aylık bir yolculuktur. 7 tane gök katı aşılacaktır. 7. katta 7 tane âlemden geçilecektir. 7. âlemden dikey bir yolculukla Sidretül Münteha’ya ulaşılacaktır. Oradan da ruh Allah’ın Zat’ına yükselip Allah’ın Zat’ında yok olacaktır.

İşte sevgili kardeşlerim! Allah ile olmak bu demek; Allah’ın Zat’ında yok olmak, ruhun Allah’ın Zat’ında yok olması. Yani Sahibine, Allah’ın ruhunun Sahibi olan Allah’a geri dönmesidir.

Allah razı olsun.

Benzer konular