İnsanlar bugün mutsuz ve huzursuz. Sokaklar karışık, ülkeler karışık, dünyadaki ve ülkemizdeki bu kaos ortamının bitmesi nasıl gerçekleşir?

Bunun en güzel yolu halkımızın tasavvufu yaşamasıdır. Kim tasavvufa adım atmışsa bu, Kur’ân-ı Kerim’e adım atmak demektir. Sevgili kardeşlerim, nefsinizin kalbi zikirle nur standartları içinde gelişir. Nefsinizin kalbi nurlarla her geçen gün daha çok sarıp sarmalanır. Nefsinizin kalbindeki nurlar her geçen gün artar. İşte bu nurların artışıdır ki sizin mutluluk seviyenizin işareti olarak ortaya çıkar. Dünyadaki en mutlu insanlar, daimî zikrin sahipleridir. Çünkü nefslerinin kalbinde artık afet kalmamıştır. Nurlar onların bütün kalplerini doldurmuştur. Böyle insanlar dünyadaki en mutlu insanlardır. Onların da düşmanı olabilir mi? Elbette olabilir ama onlar kimseye düşman olabilir mi sualinin cevabı kesinlikle hayırdır. Onlar kimseye düşman olamazlar. Ne dedik? Olmazlar demedik, olamazlar. Çünkü onlar Allah’ın kontrolü altındadırlar. Sadece Allah’ın emirlerini yerine getirirler. Bu ise bütün insanlara sadece mutluluk ulaştırmaktır. Asla mutsuzluk ulaştırmak için bir gayretin veya en ufak bir faaliyetin bile sahibi olamazlar. Hiç bir zaman bu noktaya ulaştıktan sonra nefslerine tâbî olmaları mümkün değildir. Çünkü nefslerinde afet kalmamıştır daimî zikre ulaştıkları zaman.

Allah razı olsun.