Sizin konferansınızda ruhun Allah’ın Zat’ına ulaşması gerektiğini idrak ettim. Ancak bize: "Ruh insan vücudundan çıkınca insan ölür." diyorlar. Bu konuyu biraz açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Sizin konferansınızda ruhun Allah’ın Zat’ına ulaşması gerektiğini idrak ettim. Ancak bize: "Ruh insan vücudundan çıkınca insan ölür." diyorlar. Bu konuyu biraz açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Sizin konferansınızda ruhun Allah’ın Zat’ına ulaşması gerektiğini idrak ettim. Ancak bize: "Ruh insan vücudundan çıkınca insan ölür." diyorlar. Bu konuyu biraz açıklar mısınız?

İşte İslâm âlemindeki en büyük safsatalardan birisi bu: “Ruh vücuttan ayrılınca insan ölür.” Şimdi bana dikkatle bakın sevgili kardeşlerim! Ben ruhsuz bir insanım. Ruhum yıllarca önce Allahû Tealâ’ya ulaştı hamdolsun. Acaba bir ölüye benziyor muyum? Ne görüyorsunuz acaba?

Kim Allah’a ulaşmayı diler de mürşidini Allah’tan sorarsa ve o mürşide, Allah’ın gösterdiği mürşide ulaşıp da ona tâbî olursa mutlaka tâbiiyet sırasında, o kişinin ruhu vücudundan ayrılarak Allah’a doğru yola çıkan kafileye katılır. Normal olarak 7-8 aylık bir süredir, insan ruhunun bu vücuttan ayrıldıktan sonra kafileye katılıp, 7 tane gök katını aşıp 7. âlemde 7 tane yerden geçerek Allah’ın Zat’ına ulaşması, 7-8 aylık bir zaman parçasını ifade eder.  Ve bu sürenin tamamlanması bazen tamamlanmadan evvel de belki 7 ayda, belki 8 ayda belki 9-10 ayda o kişinin ruhu mutlaka Allahû Tealâ’ya, Allah tarafından ulaştırılır.

Neden böyle söylüyoruz? “Allah tarafından ulaştırılır.” Kesin bir şekilde söylüyoruz. Çünkü Allahû Tealâ buyuruyor ki: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor. Âyet aynen böyle. “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.”
 
42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


13/RA'D-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbihi, kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).
Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).”


Öyleyse bir insan Allah’a ulaşmayı dilesin de (kalpten bir dilekle dilesin de) Allah’ın onu Kendisine ulaştırmasın. Bu mümkün değil. Ne oluyor? Allahû Tealâ o kişiyi mutlaka mürşidine ulaştırıyor. Öyleyse hacet namazını kılıp, Allah’tan bu kişinin mürşidini sorması gerekir. Allahû Tealâ, ona mürşidini gösterdiği zaman da mutlaka o mürşide ulaşıp tâbiiyetini gerçekleştirmesi gerekir ki; bu tâbiiyet sırasında ruhu vücudunu terk etsin, ruhu Allah’a doğru giden kafileye katılıp, vücudunu terk etsin. Başka bir yol veya alternatif yok, sevgili kardeşlerim!

Allah razı olsun.

Benzer konular