Allah’a layık bir kul olmak istiyorum. Bunu mürşidsiz gerçekleştiremez miyim?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Allah’a layık bir kul olmak istiyorum. Bunu mürşidsiz gerçekleştiremez miyim?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah’a layık bir kul olmak istiyorum. Bunu mürşidsiz gerçekleştiremez miyim?

Gerçekleştiremezsin evlâdım! Bir mürşide tâbî olmayan kişi bunları gerçekleştiremez. Mürşid Allah sevgisini kişiye ulaştıran bir hüviyet taşır. Çünkü eğer o kişi gerçek bir mürşidse ve kul da ona tâbî olan kişi olarak Allah’ın emirlerini yerine getiriyorsa, o zaman o kişi mutlaka cehennemden kurtulur. Ama bir mürşide tâbî olmuş kişi; mürşidin dediklerini gerçekleştirmiyor, emirlerini gerçekleştirmiyor. Eski hayatına aynen devam ediyor ama tâbî olmuş. Bu tâbiiyet ona bir şey kazandırmaz sevgili kardeşlerim! Normal standartlarda zaten o kişinin nefsinin kalbi Allah’a dönük olsa, mürşide tâbiiyet onu mutlaka cennete ulaştıracak olan bir seyirde devam eder. Ama kişi Allah’ın emirlerini yerine getirmek yerine yasak ettiği fiilleri işlemekteyse Allah’ın emirlerini değil, şeytanın emirlerini gerçekleştiriyor demektir. Bu kişi için de kurtuluş söz konusu değildir.

Öyleyse ipler sizlerin elinde sevgili kardeşlerim! Allah'a ulaşmayı dileyen insanlar Allah’ın güzelliklerini yaşayacaklardır. Ama “İslâm’ın şartı 5’tir. Ben İslâm’ın 5 tane şartını yerine getiririm. Geri kalan şeyler beni alâkadar etmez.” diyen bir insan biraz dikkatle düşünmelidir.
    
• Allah'a ulaşmayı dilemek
• Mürşide tâbiiyet
• Ruhun Allah’a teslimi
• Fizik bedenin teslimi
• Nefsin teslimi
• Muhlis olmak
• Ve iradeyi Allah’a teslim etmek 7 tane safha ifade ediyor.

Acaba Allahû Tealâ niçin koymuş bunları? 7 tane safha 7 tane cenneti gösterir, 7 kat cenneti gösterir.

• Kim Allah'a ulaşmayı dileyip ölmüşse 1. kat cennete girebilir.
• Kim mürşidine tâbî olup ölmüşse; 2. kat,
• Ruhunu Allah’a ulaştırıp ölmüşse; 3. kat,
• Fizik bedenini teslim etmişse; 4. kat,
• Nefsini teslim etmişse; 5. kat,
• Muhlis olmuşsa; 6. kat,
• İradesini Allah’a teslim etmiş ölmüşse 7. kat cennetin sahibidir kişi.

Sevgili kardeşlerim! Hiç kimseye Allah’ın adaletsiz bir davranışla davranması asla mümkün olamaz. Kişi neyi yapmışsa o, aynı anda filme alınmıştır. Üç boyutlu ve sesli bir film söz konusudur. Allah’ın emriyle oluşan, Kiramen kâtibin meleklerinin oluşturduğu bir film… Hem kişinin kalbi neyi istemişse o bellidir o filmde, hem de yapılan olay bellidir. Ve kişinin kazandığı dereceler de kaybettiği dereceler de orada kendini göstereceği için neden o kişinin derecat kaybettiği, neden o kişinin derecat kazandığı çok açık bir şekilde ve tam hakkı temsil eder bir hüviyette belli olur.

Sevgili kardeşlerim! Hiç kimse Allah’ın adaletinden kaçamaz. Herkes yaptığının ya belasını ya sefasını neticede çekecektir. Onun için insanları mutlu edecek bir yaşayış standardını herkese uygulayarak, onların mutlu olmasını sağlayarak geçen bir dünya hayatı, onu sağlayan kişiyi Allah’ın cennetine ulaştırır. Allah’a ulaşıyorsa, o zaten vazifelerini en güzel şekilde yapacaktır. Zikrini belki daimî zikre kadar bile yükseltecektir.

Sevgili kardeşlerim! Başka insanlara en güzel davranışlarla davranacaktır. Hedefi insanları mutlu etmektir. Huzur içinde yaşamaktır ve sık sık “Allahım! Herşey çok mu güzel, yoksa bana mı öyle geliyor?” diyenlerden birisidir.

Sevgili kardeşlerim! Neden başka insanları mutlu edip de onlara verdiğimiz mutluluğun aynını bizim de yaşamamız, böylece 10 kişiye ‘A’ kadar mutluluk verdiysek, bizim ‘10A’ kadar mutluluk yaşamamız mümkünken, neden insanlara kötü davranalım da onlara verdiğimiz ızdırabın sıkıntısını Allah bize yaşatsın? Neden? Bu akılsız bir davranış biçimi değil mi sevgili kardeşlerim? Bile bile lades… Kişi hem biliyor; Allahû Tealâ’nın emirlerini yerine getirmezse sadece cehennemde kalmak değil, bu dünyada da mutsuz olacağını biliyor. Ama gene de şeytan ona yaptırıyor onu. Nefsinin afetleri hasletlerinden daha güçlü olduğu için, ruhun hasletlerinden daha güçlü olduğu için…

Sevgili kardeşlerim! Neden mücadele etmez insanlar? Mücadele ederlerse ne kazanırlar? Zikir yapmayı öğrenirler ve zikirleri arttıkça şeytana nasıl galip geldiklerini görmenin sevincini yaşarlar. Herkes şeytanı yenebilir. Yeter ki, Allah’ın emirlerini yerine getirsin. Şeytanın isteklerini de yerine getirmesin. Olay bu kadar basit sevgili kardeşlerim! Hangi olay size sıkıntı vermişse, yaptığınız, başka birine yaptığınız bir davranış biçimi size sıkıntı vermişse bu Allah’ın verdiği sıkıntıdır. Şeytanın istediği şeyi yapmışsınızdır. Ne zaman başka birine yaptığınız herhangi bir davranış size mutluluk ve huzur vermişse, o zaman Allah’ın emrini yerine getirmişsinizdir. Bir başkasını mutlu etmişsinizdir. Allah da size o mutluluğu yaşatmıştır. Öyleyse etrafınızdaki insanlara mutluluk vermek varken, huzur vermek varken ve bunun karşılığında da siz mutlu oluyorsanız, neden sevgili kardeşlerim, başkalarına zarar verelim de mutsuz olalım? Çok akılsızca bir şey değil mi? Yoksa bana mı öyle geliyor?
 
Allah razı olsun.

Benzer konular