Vel Asr Suresinde sabrı tavsiye edenlerin Fussilet-35’te açıklanan sabra ulaşanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?
Anasayfa » Ana Sayfa » İhlâs Makamı (irşad olma) » Vel Asr Suresinde sabrı tavsiye edenlerin Fussilet-35’te açıklanan sabra ulaşanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?
Vel Asr Suresinde sabrı tavsiye edenlerin Fussilet-35’te açıklanan sabra ulaşanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?
Asr Suresinin 1. âyet-i kerimesi:
“Asra zamana yemin ederim, yemin olsun.”
Asr Suresinin 2. âyet-i kerimesi:
“Muhakkak ki; insan, insanlar hüsrandadırlar.”
Asr Suresinin 3. âyet-i kerimesi:
“Muhakkak ki; âmenû olanlar (ilk 7 basamağı aşanlar hariç) ve nefsi ıslah edici ameller işleyenler hariç ve Hakk'ı tavsiye edenler hariç ve sabrı tavsiye edenler hariç.”
Ve böylece Allahû Tealâ 4 tane 7 basamağı ifade ediyor. 7., 14., 21. ve 28. basamaklar. Ve Fussilet-35:
Bu haslete sadece ‘saberû’ olanlar ulaşabilirler ve ‘hazzın azîm’ sahipleri ulaşabilirler. Hangi haslet? Seyyiate hasenatla cevap verme, seyyiati hasenatla önleme hasleti. Burada da ‘saberû’ kelimesi geçiyor. ‘Saberû’ kelimesi sadece sabrın sahibi olmak anlamına gelmez. Ulûl’elbab makamında bütün insanların nefslerinin kalbindeki bütün afetler yok oluyor, sabırsızlık afeti de yok oluyor. Yerine fazılların sabır fazlı gelip yerleşiyor, dolduruyor. Ruhtaki sabır hasletiyle nefsteki sabır fazlı fazileti bir araya geliyor ve %100 sabırdan oluşan bir müessese oluşuyor.
Kişi ‘saberû’ olmuş mudur? Hayır, olmamıştır. Ne zaman olacaktır? Ulûl’elbab makamında 7 mertebe, ihlas makamında 7 mertebe ve salâh makamında 5 mertebe olmak üzere tam 19 mertebe müzeyyen olan birisi ‘saberû’ olabilir. Yetmez, ‘saberû’ olmanın burası başlangıç noktasıdır. Kişi burada da tam bir ‘saberû’ olma standardına sahip değildir. Asıl ‘saberû’ olanlar resûller de değildir. Resûllerin ötesinde tasarrufa ulaşanlar ‘saberû’ olanlardır. Allahû Tealâ Secde Suresinin 24. âyet-i kerimesinde huzur namazının resûlünün ‘saberû’ olduğunu söylüyor.
103/ASR-1: Vel asri.
Asra yemin olsun.“Asra zamana yemin ederim, yemin olsun.”
Asr Suresinin 2. âyet-i kerimesi:
103/ASR-2: İnnel insâne le fî husr(husrin).
Muhakkak ki insan, gerçekten hüsrandadır.“Muhakkak ki; insan, insanlar hüsrandadırlar.”
Asr Suresinin 3. âyet-i kerimesi:
103/ASR-3: İllâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve tevâsav bil hakkı ve tevâsav bis sabrı.
Ama âmenû olanlar (ilk 7 basamağı aşanlar), nefs tezkiyesi yapanlar (ikinci 7 basamağı aşanlar), Allah’a ruhu ulaşıp
Hakk’ı tavsiye edenler (üçüncü 7 basamağı aşanlar) ve sabrı tavsiye edenler (dördüncü 7 basamağı aşanlar) hariç.“Muhakkak ki; âmenû olanlar (ilk 7 basamağı aşanlar hariç) ve nefsi ıslah edici ameller işleyenler hariç ve Hakk'ı tavsiye edenler hariç ve sabrı tavsiye edenler hariç.”
Ve böylece Allahû Tealâ 4 tane 7 basamağı ifade ediyor. 7., 14., 21. ve 28. basamaklar. Ve Fussilet-35:
41/FUSSİLET-35: Ve mâ yulakkâhâ illâllezîne saberû, ve mâ yulakkâhâ illâ zû hazzın azîm(azîmin).
Ona (kötülüğü iyilikle karşılama hasletine), sabredenlerden ve hazzul azîm (en büyük haz) sahiplerinden başkası ulaştırılmaz.
Bu haslete sadece ‘saberû’ olanlar ulaşabilirler ve ‘hazzın azîm’ sahipleri ulaşabilirler. Hangi haslet? Seyyiate hasenatla cevap verme, seyyiati hasenatla önleme hasleti. Burada da ‘saberû’ kelimesi geçiyor. ‘Saberû’ kelimesi sadece sabrın sahibi olmak anlamına gelmez. Ulûl’elbab makamında bütün insanların nefslerinin kalbindeki bütün afetler yok oluyor, sabırsızlık afeti de yok oluyor. Yerine fazılların sabır fazlı gelip yerleşiyor, dolduruyor. Ruhtaki sabır hasletiyle nefsteki sabır fazlı fazileti bir araya geliyor ve %100 sabırdan oluşan bir müessese oluşuyor.
Kişi ‘saberû’ olmuş mudur? Hayır, olmamıştır. Ne zaman olacaktır? Ulûl’elbab makamında 7 mertebe, ihlas makamında 7 mertebe ve salâh makamında 5 mertebe olmak üzere tam 19 mertebe müzeyyen olan birisi ‘saberû’ olabilir. Yetmez, ‘saberû’ olmanın burası başlangıç noktasıdır. Kişi burada da tam bir ‘saberû’ olma standardına sahip değildir. Asıl ‘saberû’ olanlar resûller de değildir. Resûllerin ötesinde tasarrufa ulaşanlar ‘saberû’ olanlardır. Allahû Tealâ Secde Suresinin 24. âyet-i kerimesinde huzur namazının resûlünün ‘saberû’ olduğunu söylüyor.
Öyleyse ‘saberû’ olmanın başlangıç noktası salâh makamının 5. mertebesidir. Daha üst noktası bütün kavimlerdeki resûllerdir, daha üst kÂdemede bir ‘saberû’ olma. Ama en üst kÂdemede ‘saberû’ oluş Ulûl’azîm nebîlere aittir. Veya Ulûl’azîm resûllere aittir. Ulûl’azîm nebîlere ait olması ise daha üstün olmasını ifade eder.
Sevgili öğrenciler, izleyenler ve dinleyenler! Öyleyse Allahû Tealâ’nın dizaynına dikkatle bakın! Fussilet Suresinin 35. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ ‘saberû’ olanlardan bahsediyor. Bu kişi sadece mürşiddir. Ama ‘saberû’ olmuştur. ‘Saberû’ olmanın birinci mertebesindedir. Her kavimdeki resûller ‘saberû’ olmuşlardır bir de devrin imamları ‘saberû’ olmuşlardır. ‘Saberû’ olmanın en üst noktası muhakkak ki; tasarruf altında bulunmaktır.
Sevgili öğrenciler, izleyenler ve dinleyenler! Öyleyse Allahû Tealâ’nın dizaynına dikkatle bakın! Fussilet Suresinin 35. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ ‘saberû’ olanlardan bahsediyor. Bu kişi sadece mürşiddir. Ama ‘saberû’ olmuştur. ‘Saberû’ olmanın birinci mertebesindedir. Her kavimdeki resûller ‘saberû’ olmuşlardır bir de devrin imamları ‘saberû’ olmuşlardır. ‘Saberû’ olmanın en üst noktası muhakkak ki; tasarruf altında bulunmaktır.
Allah razı olsun.
Sabrı tavsiye edenler, sabra ulaşanlardır, yani ‘saberû’ olanlardır.
