Ankebût Suresinin 5. ve 6. âyet-i kerimelerine göre Allah’a ulaşmayı dileyenlerin nefsî cihadı gerçekleştirmeleri açısından, emre itaat ile olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız?
Anasayfa » Ana Sayfa » Nefs Tezkiyesi » Ankebût Suresinin 5. ve 6. âyet-i kerimelerine göre Allah’a ulaşmayı dileyenlerin nefsî cihadı gerçekleştirmeleri açısından, emre itaat ile olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız?
Ankebût Suresinin 5. ve 6. âyet-i kerimelerine göre Allah’a ulaşmayı dileyenlerin nefsî cihadı gerçekleştirmeleri açısından, emre itaat ile olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız?
Ankebût Suresinin 5. âyet-i kerimesi:
“Kim Allah'a mülâki olmayı (yani ruhunu Allah'a ulaştırmayı) dilerse, Allah'ın tayin ettiği o gün mutlaka gelecektir. Allah işitir ve bilir.”
Mülâki olmayı dilerse, dilediği an Allah işitecektir ve bilecektir. Ve o kişi mutlaka ruhunu Allah'a ulaştıracaktır (teslim edecektir).
Ankebût Suresinin 6. âyet-i kerimesi:
ve men câhede fe innemâ yucâhidu li nefsih(nefsihî): Kim cihad ederse, mutlaka nefsiyle (kendi nefsinin afetleriyle) cihad etsin.
innallâhe le ganiyyun anil âlemîn(âlemîne): Muhakkak ki Allah, âlemler üzerine ganîdir. Âlemlerden münezzehtir.
Şimdi Ankebût Suresinin 5. ve 6. âyet-i kerimelerini gördük.
“Ankebût Suresinin 5. ve 6. âyet-i kerimelerine göre Allah’a ulaşmayı dileyenlerin nefsî cihadı gerçekleştirmeleri açısından, emre itaat ile olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız?”
Emir kimin emri? Allah'ın emri. Kim Allah'a (kim emre) itaat ediyor?
Allahû Tealâ diyor ki: “Allah’a ulaşmayı dilemek mecburiyetindesiniz. Dileyeceksiniz! Bu Benim farzımdır, olmazsa olmaz şartımdır.” diyor.
Herkes Allah’a ulaşmayı dilemek mecburiyetindedir. Dilemeyenlerin kurtuluşu söz konusu değildir. Herkesin üzerine farzdır Allah’a ulaşmayı dilemek. Ve kim Allah’a ulaşmayı dilerse, sadece onlar için onların ruhunun Allah'a ulaşması mümkündür. Onlar da nefsleriyle cihad edenlerdir.
29/ANKEBÛT-5: Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi le âtin, ve huves semîul alîm(alîmu).
Kim Allah’a mülâki olmayı (hayattayken Allah’a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah’ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah’a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.“Kim Allah'a mülâki olmayı (yani ruhunu Allah'a ulaştırmayı) dilerse, Allah'ın tayin ettiği o gün mutlaka gelecektir. Allah işitir ve bilir.”
Mülâki olmayı dilerse, dilediği an Allah işitecektir ve bilecektir. Ve o kişi mutlaka ruhunu Allah'a ulaştıracaktır (teslim edecektir).
Ankebût Suresinin 6. âyet-i kerimesi:
29/ANKEBÛT-6: Ve men câhede fe innemâ yucâhidu li nefsihî, innallâhe le ganiyyun anil âlemîn(âlemîne).
Ve kim cihad ederse, o taktirde sadece kendi nefsi için cihad eder. Muhakkak ki Allah, âlemlerden müstağnidir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur).ve men câhede fe innemâ yucâhidu li nefsih(nefsihî): Kim cihad ederse, mutlaka nefsiyle (kendi nefsinin afetleriyle) cihad etsin.
innallâhe le ganiyyun anil âlemîn(âlemîne): Muhakkak ki Allah, âlemler üzerine ganîdir. Âlemlerden münezzehtir.
Şimdi Ankebût Suresinin 5. ve 6. âyet-i kerimelerini gördük.
“Ankebût Suresinin 5. ve 6. âyet-i kerimelerine göre Allah’a ulaşmayı dileyenlerin nefsî cihadı gerçekleştirmeleri açısından, emre itaat ile olan ilişkisini bizlere açıklar mısınız?”
Emir kimin emri? Allah'ın emri. Kim Allah'a (kim emre) itaat ediyor?
Allahû Tealâ diyor ki: “Allah’a ulaşmayı dilemek mecburiyetindesiniz. Dileyeceksiniz! Bu Benim farzımdır, olmazsa olmaz şartımdır.” diyor.
Herkes Allah’a ulaşmayı dilemek mecburiyetindedir. Dilemeyenlerin kurtuluşu söz konusu değildir. Herkesin üzerine farzdır Allah’a ulaşmayı dilemek. Ve kim Allah’a ulaşmayı dilerse, sadece onlar için onların ruhunun Allah'a ulaşması mümkündür. Onlar da nefsleriyle cihad edenlerdir.
