Bakara Suresinin 85. âyet-i kerimesini, Âli İmrân Suresinin 119. âyetiyle beraber düşündüğümüzde Kitab’ın bütününe tâbî olmamanın insanları fırkalara ayırdığını ve her fırkanın diğerlerini kendisine düşman görerek yeryüzünde fesada ve kan dökülmesine sebep olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sevgi » Bakara Suresinin 85. âyet-i kerimesini, Âli İmrân Suresinin 119. âyetiyle beraber düşündüğümüzde Kitab’ın bütününe tâbî olmamanın insanları fırkalara ayırdığını ve her fırkanın diğerlerini kendisine düşman görerek yeryüzünde fesada ve kan dökülmesine sebep olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara Suresinin 85. âyet-i kerimesini, Âli İmrân Suresinin 119. âyetiyle beraber düşündüğümüzde Kitab’ın bütününe tâbî olmamanın insanları fırkalara ayırdığını ve her fırkanın diğerlerini kendisine düşman görerek yeryüzünde fesada ve kan dökülmesine sebep olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bakara Suresinin 85. âyet-i kerimesi:
 
2/BAKARA-85: Summe entum hâulâi taktulûne enfusekum ve tuhricûne ferîkan minkummin diyârihim, tezâharûne aleyhim bil ismi vel udvân(udvâni), ve in ye’tûkum usârâ tufâdûhum ve huve muharremun aleykum ihrâcuhum e fe tu’minûne bi ba’dil kitâbive tekfurûne bi ba’d(ba’dın), fe mâ cezâu men yef’alu zâlike minkum illâ hızyun fîl hayâtid dunyâ, ve yevmel kıyâmeti yureddûne ilâ eşeddil azâb(azâbi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).
Sonra siz, öyle kimselersiniz ki birbirinizi öldürüyorsunuz, sizden bir grubu yurtlarından çıkarıyorsunuz ve onlara karşı günah ve düşmanlıkta yardımlaşıyorsunuz. Eğer onlar, size esir olarak gelseler, onların yurtlarından çıkarılmaları size haram kılınmış olduğu halde (onların yurtlarında kalmalarına izin vermeyip) fidye karşılığı değiştirirsiniz. Yoksa Kitab’ın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında ancak rezilliktir. Kıyâmet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine maruz bırakılır. Ve Allah, yaptığınız şeylerden gâfil değildir.


“Sonra siz yani sizler o kimselersiniz ki; birbirinizi öldürüyorsunuz. Sizden bir grubu yurtlarından çıkarıyorsunuz ve onlara karşı günah ve düşmanlıkta yardımlaşıyorsunuz. Eğer onlar size esir olarak gelecek olsalar, yine de onların yurtlarında kalmalarına izin vermeyip fidye karşılığı değiştirirsiniz. Oysa o yani onların yurtlarından çıkarılması, size haram kılınmıştı. Yoksa Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz. Sizden böyle yapanların cezası dünya hayatında ancak rezilliktir. Kıyâmet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine terk edilirler. Allah yaptınız şeylerden gâfil değildir.

Âl-i İmrân Suresinin 119. âyet-i kerimesi:
 
3/ÂLİ İMRÂN-119: Hâ entum ulâi tuhıbbûnehum ve lâ yuhıbbûnekum ve tu’minûne bil kitâbi kullihi, ve izâ lekûkum kâlû âmennâ, ve izâ halev addû aleykumul enâmile minel gayz(gayzi), kul mûtû bi gayzikum, innallâhe alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).
İşte siz (mü'minler) böylesiniz, siz onları seversiniz ve onlar sizi sevmezler ve siz kitabın tamamına îmân edersiniz. Ve sizinle karşılaşınca “Biz îmân ettik.” dediler, yalnız kaldıkları zaman, size karşı öfkelerinden parmak uçlarını ısırdılar. De ki: “Öfkenizden ölün.” Muhakkak ki Allah, sinelerde olanı en iyi bilendir.


Hâ entum ulâi tuhıbbûnehum ve lâ yuhıbbûnekum ve tû’minûne bil kitâbi kullih(kullihi):  Siz öyle kimselersiniz ki; onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz.
ve tû’minûne bil kitâbi kullih(kullihi): ve Kitab’ın bütününe îmân edersiniz.
ve izâ lekûkum: Onlar size ulaştıkları zaman karşılaştıkları zaman
kâlû: Derler ki,
âmennâ:  Biz âmenû olduk.
ve izâ halev addû aleykumul enâmile minel gayz(gayzi): Tenhada kendi başlarında kaldıkları zaman size olan öfkelerinden parmak uçlarını ısırırlar.
kul mûtû bi gayzikum: De ki: ‘Öfkenizden ölün.’
innallâhe alîmun bi zâtis sudûr(sudûri): Muhakkak ki Allah sinelerindeki bilir.”

Şimdi 3 âyeti de okuduk. Ne diyor kardeşimiz?

“Bakara Suresinin 85. âyet-i kerimesini Âli İmrân Suresinin 119. âyetiyle beraber düşündüğümüzde Kitab’ın bütününe tâbî olmamanın insanları fırkalara ayırdığını ve her fırkanın diğerlerini kendisine düşman görerek yeryüzünde fesada ve kan dökülmesine sebep olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Şu müesseseye bakalım beraberce. Acaba Allahû Tealâ Bakara-85’te kimlerden bahsediyor? Bakara-84’e bakalım:
 
2/BAKARA-84: Ve iz ehaznâ mîsâkakum lâ tesfikûne dimâekum ve lâ tuhricûne enfusekum min diyârikum summe ekrartum ve entum teşhedûn(teşhedûne).
Ve “Birbirinizin kanlarını dökmeyin, birbirinizi yurdunuzdan çıkarmayın.” diye sizden misak almıştık. Siz de bunu (misakınızı) ikrar etmiştiniz (kabul etmiştiniz) ve sizler (buna) şahitsiniz.


“Hani biz İsrail oğullarından ‘Allah’tan başkasına kul olmayın. Anne babaya, yakınlara, akrabaya, yetimlere, miskinlere ihsanda bulunun. İnsanlara hitap ederken güzel söz söyleyin. Namazı hakkıyla kılın. Zekâtı verin.’ diye misak, kesin söz almıştık. Sonra da sizden pek azınız hariç…” diye devam ediyor Allahû Tealâ. (Bakara-84.) “Yani ‘Birbirinizin kanlarını dökmeyin. Birbirinizi yurdunuzdan çıkartmayın.’ diye sizden misak kesin söz almıştık. Siz de bunun gerçek olduğunu kabul edip ikrar etmiştiniz. Sizler buna şehadet edersiniz.” diyor. Yahudilere söylüyor Allahû Tealâ bunu.

“Bakara Suresinin 85. âyet-i kerimesini Âli İmrân Suresinin 119. âyet-i kerimesiyle beraber düşündüğümüzde Kitab’ın bütününe tâbî olmamanın insanları fırkalara ayırdığını ve her fırkanın diğerlerini kendisine düşman görerek fesada ve kan dökülmesine sebep olduğunu söyleyebilir miyiz?”

Söyleyemeyiz.

Bakara Suresinin 85. âyet-i kerimesi, sahâbeye söylenmiş bir sözü ihata etmiyor. Bu, yahudilere söylenmiş bir ifade. Ayrıca insanların fırkalara ayrılmasının sebebi, Kitab’ın bütününe tâbî olmamak değildir. İnsanların fırkalara ayrılmamasının sebebi, Kitab’ın bütününe tâbî olamamak değildir. Onların fırkalara ayrılmasının sebebi, Allah'a ulaşmayı dilememeleridir. Bugün dünya üzerinde kim Allah'a ulaşmayı dilemiyorsa onlar fırkalara ayrılmış durumdadırlar. Kitab’ın bütününe tâbî olmadıkları için değil, Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için.

Benzer konular