Gereklidir sevgili kardeşlerim! Herkesin bir mürşidi olması Allahû Tealâ'nın temel emridir. İnsanlar kendi bildiklerini bir ömür boyu yapmaya devam ederlerse onlar, sadece kendi çaplarında yaşayan insanlardır. Ama eğer Allah'ın sırlarına vakıf olan birisi varsa hayatlarında yani bir mürşidleri, Allah ile her an konuşabilen, Allah'tan aldığı bilgileri kendisine ulaştırabilecek olan bir mürşide tâbî olması halinde o kişi dünyadaki en mutlu insanlardan birisi olur. Evvelâ bu kişi zikrini en güzel standartlarda mutlaka yapacaktır. Bu zikrin tahakkuk etmesi ise onun nefsinin kalbine Allah'ın nurlarının girmesini mutlak olarak temin eder.
Zikir, zikrullah; Allah'ın zikrini yapmak yani, insanlara her zaman derecat kazandırır. Zikirsizlik ise insanlara derecat kaybettirir. Çünkü Allahû Tealâ: “Zikredin” buyuruyor. “Ayaktayken de otururken de yan üstü yatarken de hep Allah'ı zikredin.” buyuruyor Allahû Tealâ.
İşte o zikir var ya o, nefsinizin kalbini nurlarla doldururken o nurlarla doldurduğu yerde bulunan negatif faktörler (afetler, kinler, öfkeler) adım adım terk edecektir o kişiyi. Daimî zikre ulaştığı zaman da kalbinde hiçbir karanlık nokta kalmayacak bir hedefe doğru kişi yol alır. Kısa zamanda da bu gerçekleşir. O kişinin kalbinde Allahû Tealâ'nın nurları oluşur. Oluşur, oluşur ve o kişi dünyadaki en mutlu insanlardan birisi olur. Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ'nın istediği şey her zaman budur. O ister ki herkes mutlu olsun.