Günümüzde “mürşidim” diyen bir çok insan var. Bu devirde gerçek mürşidin kim olduğuna nasıl emin olabiliriz? Halbuki Peygamber Efendimiz (S.A.V), ‘ümmetine sadece Kur'ân ve sünnetini bıraktığını, bunlara sımsıkı sarılmamızı’ söylüyor, “Bunlara sarılan kurtuluşa erer.” diyor.
Günümüzde “mürşidim” diyen bir çok insan var. Bu devirde gerçek mürşidin kim olduğuna nasıl emin olabiliriz? Halbuki Peygamber Efendimiz (S.A.V), ‘ümmetine sadece Kur'ân ve sünnetini bıraktığını, bunlara sımsıkı sarılmamızı’ söylüyor, “Bunlara sarılan kurtuluşa erer.” diyor.
İşte o kurtuluşa erdirecek şey var ya, onun muhtevasında mürşide tâbiiyet var. Baştan başlayalım:
* Allah'a ulaşmayı dilemek var evvelâ.
* Sonra mürşide tâbiiyet var. Tâbiiyetle beraber ruhun vücuttan ayrılması var.
* Bu vücuttan ayrılan ruhun, Allah'a ulaşması 7-8 aylık bir devreyi alır. Bu devrenin sonunda da Allah'a ulaşmayı dileyen o kişinin ruhunu Allah mutlaka Kendisine ulaştırır.
Neye dayalı olarak söylüyoruz? İfade şöyle, Kur'ân-ı Kerim'de Allahû Tealâ'nın ifadesi: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” Allahû Tealâ bu sözü Kur'ân-ı Kerim'de vermiş. Sözünü yerine getirmemesi hiç bir şekilde mümkün olamaz. Mutlaka şartlar ne olursa, hâkim olan Allah'tır. Sözünü mutlaka, mutlaka, mutlaka yerine getirir.
Allah razı olsun.
