Müslümanların tüm dünyada perişan ve kaybolmuş durumda gözükmesinin nedeni sizce nedir?

Anasayfa » Ana Sayfa » İslâm » Müslümanların tüm dünyada perişan ve kaybolmuş durumda gözükmesinin nedeni sizce nedir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Müslümanların tüm dünyada perişan ve kaybolmuş durumda gözükmesinin nedeni sizce nedir?

Müslümanların tüm dünyada perişan ve kaybetmiş durumda yani kaybolmuş durumda gözükmesinin nedeni sizce nedir?  (Kaybetmiş. Savaşları kaybetmiş. Meselâ Irak Afganistan, Kosova’daki müslümanlar gibi.)

Sevgili kardeşlerim! İslâm “bir olmak, birlikte olmak” demektir. Bu bir olmayı ve birlikte olmayı Peygamber Efendimiz (S.A.V) başarmıştır. 4. halifeye kadar da bu, başarılmaya devam edilmiştir. Sonra İslâm âlemi dağılmıştır. Birbiri ile yakınlaşmak yerine, belki birbirine düşman olmuştur. Bugün İslâm âlemi arasında bir beraberlik söz konusu değildir. Bu beraberliği sağlayan “Osmanlı” idi.

Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme devresinde, birlik ve beraberlik ve İslâm’ın 7 safhası yaşandı. Bir ordu düşünün ki; bütünü tasavvuf ehliydi. Yani Kur’ân’ın temeli tasavvuftur. Ruhun, vechin, nefsin, iradenin Allah’a teslimi tasavvufun emridir. Ama gördünüz ki; Kur’ân’ın da emri. Yetmez. Bütün sahâbe daha tasavvuf kelimesi dünya üzerinde yokken, ruhlarını da vechlerini de nefslerini de iradelerini de Allah’a teslim etmişler.

Sevgili kardeşlerim! İslâm âlemi ne zaman bu noktaya itildi? Osmanlı, İslâm âleminin Yavuz Sultan Selim’den bu tarafa başıydı. Halife; padişahlardı. Yavuz Sultan Selim’e Peygamber Efendimiz (S.A.V): “Mekke de Medine de sana emanet edildi. Git, emaneti teslim al!” diyor. Yavuz Sultan Selim’in hayatını inceleyenler, 8 sene padişahlık yapmış olan (sadece 8 yıl) bu yavuz padişahın Mekke’yi, Medine’yi korumak maksadıyla, onun sahibi olmak maksadıyla Allah’ın emriyle, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in de emriyle teslim aldığını, mukaddes emanetleri İstanbul’a götürdüğünü görüyoruz.

Bizler Osmanlı’yı yok etmekle en büyük hatayı işledik. İslâm âlemini yok ettik, başsız bıraktık. Şu anda Hristiyanlarda, eğer katoliklerden bahsediyorsanız, bir “Papa” var. Eğer ortodokslardan bahsediyorsanız “Ekümenik patrik” var.

Sevgili kardeşlerim! Herbirinin başında bir dîn büyüğü var. Yahudilerin de başında hahamların en büyüğü var. Ama İslâm’ın başında şu an fizik standartlarda kimse yok gibi görünüyor. Ama var sevgili kardeşlerim! O birisi, yakın bir gelecekte vazifeyi devralacaktır. Hiç endişeniz olmasın! Allahû Tealâ İslâm’ı da boş bırakmayacaktır. Zaten artık yavaş yavaş gün ağarmaya başlamıştır. İslâm âlemi bilinçlenmek ve beraber olmak arzusunun ve idealinin sahibi olmak konusunda ilk adımları atmıştır.

Kur’ân-ı Kerim’de Allahû Tealâ diyor ki: “Bir İslâm ülkesine saldırı yapıldığı zaman, bütün İslâm ülkeleri o ülke ile beraber savaşa girer.” diyor.

42/ŞÛRÂ-39: Vellezîne izâ esâbehumul bagyuhum yentesırûn(yentesırûne).
Ve onlar, kendilerine bir saldırı isabet ettiği zaman yardımlaşırlar.

Hani, nerede? Bırakınız böyle bir olayı, biz kendi elimizle hilafeti kaldırmışız. İslâm âlemini başsız bırakmışız ve biz müslümanlar yapmışız bunu. Osmanlı İmparatorluğu’ndan sonra iktidara gelenler yapmışız. Kendi kendimizi mahvetmişiz. Ama eski günlere, yakın günlerde geri dönülecektir. Ve görünen odur ki; basına yansıyan haberlerden anlıyoruz ki; bu konuda artık bir hareket hamdolsun ki mevcuttur.

Yakın gelecekte halifenin kim olduğunu herkes zaten öğrenecektir sevgili kardeşlerim! Belki şimdiden birçok kişi öğrenmiştir. Halifeyi insanlar tayin etmez. Halifeyi Allah tayin eder. Ve O, tayinini yapmıştır. Yakın bir gelecekte görevini mutlaka devralacaktır.

Öyleyse İslâm âlemi yakın bir gelecekte bir birliğin içine girecektir. İslâm âleminde bu büyük bir arzudur ve yakın gelecekte göreceksiniz ki; buna karşı çıkanlar, bütün gayretlerine rağmen başaramayacaklardır. İslâm âlemi halifenin başkanlığı altında yeniden birleşecektir. Ve bu şeref gene Osmanlı’ya ait olacaktır.

Benzer konular