Başımıza gelen sıkıntılar imtihanlarımız mıdır? Sıkıntılı zamanlarda ne yapmalıyız?

Sıkıntılı zamanlarda Allah’tan yardım istemeliyiz. Sıkıntımızı almasını dilemeliyiz ve düşünmeliyiz; neden sıkılıyoruz? Acaba biz ne yaptık ki; bu sıkıntı bizde oluştu? Öyleyse sevgili kardeşlerim, etrafınızdaki insanların, tanıdıklarınızın, sevdiklerinizin veya sevmediklerinizin ama etrafınızda bulunan insanların sizi tanımaları sebebiyle size karşı olan davranışları, başkalarına olan davranışlarından farklıdır. Herkese olan davranışları birbirinden farklı olacaktır. Çünkü bu eşyanın tabiatına son derece uygun bir şeydir. İnsanlar herkesi aynı seviyede sevmek gibi bir imkânın sahibi değillerdir. Herkes başkalarına olan davranış biçimi itibariyle o kişinin sevgisini veya daha az sevgisini veya daha az sevgisini elde edebilir.

Sevgili kardeşlerim! Bu istikametteki ulaşma, bütün insanlar için mutluluğu veya mutsuzluğu ortaya koyacak olan bir muhteva taşır. İşte bunun miyarı, ölçüsü sevgidir. Eğer severseniz, sevdiğiniz insanlara en güzel davranışlarla davranırsınız. Onlardan da size gelen davranış biçimi, geri dönen hep sizi daha çok mutlu edecek bir hüviyet taşır. Ama sizi sevmeyen belki de sizden nefret eden insanlar bulunabilir. Belki siz bundan haberdar bile olmayabilirsiniz aslında, onların kalbindeki durumdan. Ama davranış biçimleri size onları ele verir.

Sevgili kardeşlerim! İnsanları sevmelisiniz. Bu sevgi hepiniz için bir örnek olmalı. Eşyanın tabiatına uygun olarak sizi sevenleri zaten seversiniz. Biz sizden onun ötesini istiyoruz. Sizi sevmeyenleri sevmek gibi bir büyüklüğün, üstünlüğün sahibi olmanızı istiyoruz. Allah’a yakınlığın sahibi olmanızı istiyoruz. İnsanlar birbirine kötü davranabilir veya iyi davranabilir. Siz bunlardan bir tanesini gerçekleştirmek üzere bizimle beraber olanlarsınız. İnsanları hep mutlu etmeye çalışacaksınız. Nefsinizin afetlerine kapılmayacaksınız. Onlardan intikam almaya kalkmayacaksınız. Eğer Allah yolunda ilerlemek, yücelmek, Allah’ın daha çok sevgilisi olmak istiyorsanız bunları tatbik etmek mecburiyetindesiniz. Bedavadan Allahû Tealâ kimseye bir şey vermez. İnsanlar Allah’tan sadece hak ettiklerini alabilirler.

Öyleyse sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın hepinizden hak ettiklerinizi daha üstün seviyeye çıkarmanızı ister. Bu da etrafınızdaki insanlara karşı davranış biçimlerinizde kendisini gösterecek olan bir özellik taşır. Herkesi severseniz, sevdiklerinizi davranış biçimlerinizle mutlu etmek içinizden gelen tabiî bir olay olduğu için bunu yaparsınız. Biz size bir adım ötesini de içeriyoruz. Diyoruz ki; sizi sevmeyenleri de sevmeye çalışın ve bu sevginizi onlara ispat edin. Onların sizi sevmemesine rağmen, sizin onları sevdiğinizi onlara ispat edebilirseniz önce inanamayacaklardır. Sonra gelecek günlerde sizin onların negatif davranışlarına hep pozitif davranışlarla cevap vermeniz onları evvelâ şaşırtacaktır. Sonra da sizi imtihan edeceklerdir. “Gerçekten öyle mi durum, yoksa o sırada tesadüfen mi öyle davrandınız?” diye imtihana tâbî tutulacaksınız. Ama her seferinde onlar sizin artık eski siz olmadığınızı, farklı bir siz olduğunuzu idrâk edeceklerdir. Ne olmuştur? Siz Allah ile birlikte olmuşsunuzdur artık. Allah’ı beraber hissediyorsunuz, sizinle beraber. Ve bu itibarla insanlara olan davranış biçimleriniz sevgi dağıtan, onların mutluluğu için yaşayan birisi oluyorsunuz sevgili kardeşlerim! Bu sevgi halesi büyüdükçe sizin mutluluğunuz yani mutluluk seviyeniz devamlı yükselecektir ve daha çok insana daha çok sevgi ulaştıracaksınız. Daha çok dostunuz olacak. İnsanları daha çok seveceksiniz. Ama buna karşılık insanlar da sizi sevecekler.

Sevgili kardeşlerim! Görüyorsunuz ki; herşey çok daha güzel olabilir. Öyleyse hepinizi başkalarına en güzel davranışlara davet ediyorum.

Allah razı olsun.